Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla İsviçre’nin Cenevre kentinde geçtiğimiz günlerde sona eren Kıbrıs görüşmelerinde çözüm yolunda son şans olduğu ifade edilen uzmanlar düzeyindeki müzakerelerden de somut hiçbir sonuç çıkmadı. 12 Ocak'ta düzenlenen dışişleri bakanları düzeyindeki konferanstan da sonuç çıkmamıştı.

Uzmanlar buluşmasından sonra konuşan BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide, görüşmelerin olumlu geçtiğini açıklamış ama ayrıntılarla ilgili bilgi vermemişti. Tarafların yeniden ne zaman bir araya geleceği ise şimdilik belli değil.

Şubat'ta yine görüşme var

Cenevre'de en üst düzeyde bir sonraki buluşmanın şubat ayı başında olabileceği tahmin ediliyor. Çok derin görüş ayrılıkları olduğu halde taraflar hiçbir sonuç alınamayan toplantılar yapıp duruyorlar.

Garantör ülkelerden Yunanistan garantörlük sisteminin sona erdirilmesini, yerine Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan arasında bir 'dostluk ve işbirliği anlaşması' imzalanmasını savunuyor. Türkiye ise garantörlük sisteminin devamını ve Türk askerinin bir bölümünün Ada'da kalmasını istiyor. Taraflar arasında daha başka görüş ayrılıkları da var.

 Onca görüş ayrılığına rağmen Kıbrıs odaklı toplantılar yapılmasının altında yatan önemli nedenlerden biri de enerji.

Kıbrıs'ın önemi arttı

Kıbrıs, başta enerji olmak üzere Türkiye’nin güvenlik öncelikleri bakımından da hayati önem taşıyor. Kıbrıs, dünya enerji rezervlerinin ve üretiminin büyük kısmını barındıran Ortadoğu’yu ve Akdeniz aracılığı ile Doğu ve Batı pazarlarının irtibatını sağlayan Süveyş Kanalı'nı kontrol edebilecek stratejik bir konumda.

Bunun yanında Kıbrıs Adası’nın güneyindeki deniz alanında tahmini rezervi 30 milyar varil ve değeri ise yaklaşık 1.5 trilyon dolar olan petrol ve doğalgaz bulunması, bölgeyi enerji bakımından transit bölgesi olmaktan kaynak bölgesi durumuna getirdi.

Bu aşamadan sonra harekete geçen Rum Kesimi, enerji kaynaklarının paylaşımı konusunda Türkiye ve KKTC aleyhtarı pozisyon geliştirmelerini sağlayabilmek için İsrail, Mısır ve Lübnan gibi devletlerle anlaşmalar yaparak bu devletleri Kıbrıs meselesine dolaylı olarak müdahil kılmak istiyor.

Türkiye, KKTC’den vazgeçemez

Kıbrıs’ta garantör devletlerden biri olan Türkiye’nin sözü edilen enerji kaynakları konusunda durumu takip etmesi, kendisinin ve KKTC’nin haklarını koruması hem hukuki, hem de güvenlik açısından bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye için KKTC, hem güney sınırlarının güvenliği, hem de Akdeniz’deki güvenlik açısından da stratejik önemde. 

Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi