Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bugün 91. kuruluş yıldönümünü kutlayan Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi olduğuna vurgu yaparak, “Biz, Anavatan Türkiye gibi bir garantörümüz olduğu için bugün bir devlet sahibiyiz, güven içindeyiz ve geleceğe umutla bakabiliyoruz” dedi.

Eroğlu, Kıbrıs konusunun göründüğü kadar basit bir mesele olmadığına işaret ederek, Rum lider Nikos Anastasiades’in “sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını ve egemenliğini Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin gözünün içine sokmaya çalıştığını kaydetti. Eroğlu, “Hedefleri; bizim beklentilerimizi de karşılayacak bir antlaşma değil, bizi aldatarak, gaflete düşürerek koparabilecekleri bazı tavizlerle bizi çözmek, Türkiye’nin zayıflamasını umut ederek 1974 öncesine dönüşü sağlamaktır. O nedenle sağlam, dirayetli, halkımızın, ulusumuzun çıkarlarını koruyan politikalarımızı sürdürmeli birlik-berberliğimize büyük önem vermeliyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 91’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün 91 yaşında olduğunu belirterek, “büyük asker ve devlet adamı” Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, milletin verdiği Kurtuluş Savaşı sonucu kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 91 yıldır şanla, şerefle yaşadığını, yükseldiğini ve yüceldiğini vurguladı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ BÜYÜK BİR BAŞARININ TA KENDİSİ”

Eroğlu, “Mutluyuz, gururluyuz ve Türkiye Cumhuriyeti’ne sonsuza kadar yaşam, bitmeyen başarılar, birlik-beraberlik, kardeşlik, refah ve özgürlük diliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir başarının ta kendisidir”  dediği konuşmasında, şunları kaydetti:

“Sevr paçavrası ile Türk milletine dayatılmaya çalışılan esarete, sömürüye karşı verilen mücadelenin ürünü olan Türkiye Cumhuriyeti bir ilktir. Hiç unutulmamalıdır ki; Türkiye Cumhuriyeti emperyalizme karşı, verilen onurlu, bedeli on binlerce şehit olan bir kurtuluş mücadelesinin ardından kuruldu. Başlangıçta yaşanan yokluklara, yoksulluğa rağmen çok şey başarıldı.

Yoktan, yoksulluktan, esaretin eşiğinden dönülen bir noktadan bölgesinin ve dünyanın en önde gelen ekonomilerinden birine sahip 80 milyon nüfusu olan büyük bir devlet haline gelinmiştir. Bugün hâlâ devam ettirilen dış kaynaklı oyunlara rağmen kat edilen mesafe son derece önemlidir.

Biz Kıbrıs Türkleri olarak, Anavatan Türkiye’nin dünyanın en önde gelen devletleri arasındaki yerini almasından sevinç duyuyoruz. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Benim en büyük eserimdir’ dediği Türkiye Cumhuriyeti akılcı ve barışçı dış politikası, büyük ekonomik potansiyeli, demokratik, çağdaş yapısı ile bölgemiz ve dünyamız için stratejik öneme sahiptir.

“TÜRKİYE ÖZENİLEN DEVLETTİR”

Yaşanan tüm olaylar göstermektedir ki demokratik yapısı, insan potansiyeli, ekonomik gelişmişliği, askersel gücü ile Türkiye, bölgenin parlayan yıldızı, umut bağlanan, özenilen devletidir.

Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ veciz sözlerinde ifade ettiği anlayışla hareket eden Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı kim bilir bölgemiz ve özellikle burası ne hale gelirdi. Türkiye Cumhuriyeti bölgenin barışa, huzura, demokrasiye kavuşması için önemli görevler üstlenmiştir ve bir örnek oluşturmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, ancak güçlü olunsa da dikkatli olunması gerektiğini, birilerinin gaflet içine düşmesinin, hıyanet içinde olanların etkin olmasının beklenebileceğinin hiç göz ardı edilmemesi gerektiğini işaret ederek, bu noktada Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere yönelik şu sözlerini anımsatmakta fayda gördüğünü belirtti:

GENÇLERE…

“Ne diyor Atatürk; ‘Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.’ Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

Eroğlu, gençlere büyük önem ve değer verilmesi gerektiğini, bugünün de yarının da onların sayesinde emniyet, güven ve refah içinde olacağını vurguladı.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkı olarak kendilerini Türkiye’den ayrı düşünmediklerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümlerini kutlamanın kendileri için gerçekten büyük bir gurur ve sevinç kaynağı olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

“Belki bugünkü nesiller bunu çok iyi bilmez ama onlara anlatmak, gündeme getirmek ailelerin, öğretmenlerimizin, bilim adamlarının, vatanını seven, özgürlük ve egemenlik yanlısı herkesin görevidir.

Türkiye Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye ve orada yaşayan kardeşimiz bizim en büyük güvencemizdir. Ortadoğu’da yaşananlar, Ukrayna’da meydana gelenler, daha önce Balkanlar’da yaşananlar ortadadır. Biz, Anavatan Türkiye gibi bir garantörümüz olduğu için bugün bir Devlet sahibiyiz, güven içindeyiz ve geleceğe umutla bakabiliyoruz. Masa başındaki en büyük gücümüz halkımız, devletimiz ve Anavatan Türkiye’nin bizimle olan kader birliğidir.”

“KIBRIS KONUSU GÖRÜNDÜĞÜ KADAR BASİT DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs konusuna da değindiği konuşmasında, Kıbrıs konusunun göründüğü kadar basit bir mesele olmadığını vurguladı.

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs konusundaki hak ve çıkarları gözetmenin o kadar basit olmadığını, büyük devletlerin tümünün, bölgenin tüm ülkelerinin Kıbrıs’la ilgili bir hesaplarının olduğunu ve tümünün de Kıbrıs’la ilgili olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

“Daha önceleri de ifade ettiğim üzere Kıbrıs’taki Milli Dava’nın milletin istediği yönde, milletin çıkarlarına uygun savunulması ve bu yönde sonuçlandırılması Kıbrıs Türk halkının olduğu kadar Anavatan Türkiye’nin de çıkarınadır. Hiç bir devlet savunmasını sadece kendi sınır boylarında yapmaz.

Devletlerin savunması sınırlarından kilometrelerce ötede, karada, havada ve denizde başlar. Kıbrıs Anavatan Türkiye, Anavatan Türkiye de bizim için yaşamsal öneme sahiptir, bunu hepimiz bilmekteyiz.

Değerli konuklar sevgili kardeşlerim, geçen yılki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde Kıbrıs konusunun artık sonuçlandırılması dileklerimi ifade etmiştim.

Ancak olmadı, olmuyor. Rum komşularımızla bir al-ver noktasına gelemiyoruz.

Rum lider Nikos Anastasiades, Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Doğu Akdeniz’de bizim hükümetimizin yetkilendirmesi ile sismik araştırma yapmasını, Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin bölgede sondaj yapmak istemesi halinde buna katkı sağlanacağını açıklamasını sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakkının ihlali’ olduğunu ileri sürerek masadan kalktı.

“BAZI KESİMLERİN DİKKATİNİ ÇEKMEK İSTİYORUM”

Bu noktada ‘egemenlik önemli değildir’ diyen bizdeki bazı kesimlerin dikkatini çekmek istiyorum.

Rum tarafı benimle Sayın Nikos Anastasiades’in 11 Şubat’ta imzaladığımız ortak açıklamada egemenliğin iki halktan kaynaklandığının açıkça belirtilmesine rağmen egemenlik konusunu ileri sürerek masadan kaçıyor.

Anastasiades, üzerinde mutabık kalınan kağıtlarda hidrokarbon yataklarının iki halka ait olacağının ifade edilmesine rağmen bir ortak komite kurmaya yanaşmıyor sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamını ve egemenliğini bizim ve Türkiye’nin gözünün içine sokmaya çalışıyor.

“HEDEFLERİ BİZİ ALDATMAK”

Niyetleri açıktır. Bir milimetre bile sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığına tek başlarına sahip çıkmaktan geri adım atmıyorlar. Hedefleri bizim beklentilerimizi de karşılayacak bir antlaşma değil, bizi aldatarak, gaflete düşürerek koparabilecekleri bazı tavizlerle bizi çözmek, Türkiye’nin zayıflamasını umut ederek 1974 öncesine dönüşü sağlamaktır.

O nedenle sağlam, dirayetli, halkımızın, ulusumuzun çıkarlarını koruyan politikalarımızı sürdürmeli birlik-berberliğimize büyük önem vermeliyiz. TC-KKTC kardeşliğinden asla vazgeçmemeliyiz.”

“TÜRKİYE-KKTC KARDEŞLİĞİNDEN ASLA VAZGEÇMEMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum-Yunan ikilisinin bir uzlaşama için samimi istek içinde olmaları durumunda Kıbrıs meselesinde anlaşmaya varmanın çok kolay olduğunu belirterek, “Kolaydır ama irade lazımdır. İrade bizde var ancak Rum tarafında göremiyoruz. Önemli olan aynı hedefler, aynı niyette yani çözüm noktasında buluşabilmektir. Biz Rum tarafı ile bunu yapamıyoruz. Neden? Çünkü Rumların topraklarımızın büyük bölümünde, nüfusumuzun önemli bir kesiminde, egemenliğimizde, güvenliğimizde gözü var” dedi.

Eroğlu, “Kıbrıs’ta siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu, iki kesimli bir federasyon kurulacaktır” demenin yeterli olmadığını, Kıbrıs’ta barış ve anlaşma olmasını istemeyen tek bir kişinin olmadığını, ancak “nasıl bir anlaşma ve nasıl bir barış” sorularının önemli olduğunu belirtti.

Eroğlu, “Çözüm isteriz” demekle olmadığını, Rum tarafının istekleri ve tutumunun ortada olduğunu, sadece “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon isteriz” demekle bir yere varılamayacağını ifade ederek, “Bunun içinin doldurulmasına gelince Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını 1974 öncesine geri döndürecek istekler ileri sürüyor” dedi.

“HALKIMIZIN ASIL DERDİ YAŞAM KALİTESİNİN YÜKSELTİLMESİDİR”

Eroğlu konuşmasını şöyle tamamlandı:

“Değerli kardeşlerim, çok iyi biliyorum ve görüyorum ki halkımız Kıbrıs konusunun uzayıp gitmesinden bıkmış usanmıştır. Halkımızın asıl derdi, asıl isteği, yaşam kalitesinin artması, istihdam sorununun aşılması, refah seviyesinin yükselmesidir.

Tabii ki Kıbrıs konusu çözülse bunun olumlu etkileri olacaktır ama kimse ‘Kıbrıs konusu çözülmeden meselelerimiz çözülmez’ demesin, başarısızlığını, halkın istemlerine yanıt verilmemesini Kıbrıs meselesine bağlamasın.

Değerli konuklar bu duygu ve düşüncelerle, bir kez daha Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anarken, Türkiye Cumhuriyeti’ni bugünlere kadar getiren, milletimize, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet veren, katkı sağlayanlardan, aramızda olanlara en derin sevgi ve saygılarımızı sunuyor, aramızda olmayanları rahmetle yad ediyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 91’inci kuruluş yıldönümü tüm ulusumuza kutlu olsun.

Sevgili Atatürk rahat uyu. Senin emanetin Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti senin güvenini asla boşa çıkarmayacak, yetişen nesiller sayesinde sonsuza kadar yaşayacaktır. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne her alanda başarılarla dolu nice, nice 91 yıllar...”