Sefa Karahasan/Milliyet

Kıbrıs işlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Türkiye ile KKTC arasında bir su sorunu olmadığını ancak ‘su konusunun siyasi iç malzeme olarak kullanıldığını’ kaydetti. Türkiye’nin her zaman Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında olduğunu ifade eden Türkeş, ‘su nedeniyle KKTC’ye para verilmemezlik de yapılmadığını’ açıkladı. “Kıbrıs’ta Türkiye parayı vermiyor algısı yaratılıyor” diyen Türkeş, “Yok böyle bir şey. 4 aydır ben bakıyorum Kıbrıs’a. Masama gelip, beklemiş bir tane ödeme yok. Kıbrıs’taki haberleri okuyunca, hayretler içinde bakıyorum. Su, halkın menfaatine. Kıbrıs’taki siyasiler bunun sorumluluğunu almak zorunda” dedi. Çankaya Köşkü’nde Milliyet’in sorularını yanıtlayan Türkeş, “Su tartışmalarını Kıbrıs medyasından takip ettiğini ve hayretler içerisinde kaldığını” belirtti. Türkeş, şunları söyledi:

DEHŞETLE İZLİYORUM: Kıbrıs’ın içinde şebeke kaçaklarını önlemek üzere bir protokol çerçevesinde yapılması tasarlanan iyi niyetli girişimin Kıbrıs kamuoyunda bu kadar negatif algı içinde olmasına şaşırıyorum. Bir hayır yaptıktan sonra, Türkiye sanki kötü bir şey yapıyormuş gibi sunulmasını dehşetle izliyorum. Kıbrıs için hayati olan bir mesele iç siyasette bir siyasi malzeme olarak kullanılmak isteniyor. 

TOROSLARIN SUYU: Torosların tertemiz suyunu Kıbrıs’taki Türk vatandaşlarına ulaştırdık. KKTC’de ilçelerde, ‘kayıp-kaçaklar’ var. Adayı tekrar yeşil ada yapacak bir projenin siyasi partilerin kendi iç meseleleri için malzeme yapılmasını üzüntü ile karşılıyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile KKTC arasında bir tartışma yoktur. Bir anlaşmazlık da mevcut değildir. Türkiye kardeş Kıbrıs’a elinden geleni yapmak için gayret ediyor.

SU HEBA EDİLMEMELİ:  Kıbrıs’ta 472 kilometre dağıtım şebekesinin elden geçirilmesi, kayıp-kaçağın önlenmesi ve ön ödemeli bir sistemin tesisi ile ilgili bir ikinci kısmın yapılması lazımdır. Yap-işlet-devrete kadar vakit kaybedilmemesi açısından hükümetimizin bir ek protokol önerisi var. Bu ek protokolle, suda bir anlaşma yapılana kadar DSİ bunları yapsın yönünde önerimiz oldu.

AK PARTİ ÖRNEĞİ: KKTC Maliye Bakanı Birikim Özgür’ün, Ankara’dan yetkilendirilmiş arkadaşlarımızla vardığı mutabakatı, (iktidar partisi) CTP, Parti Meclisi’ne bilgi verecekti. Orada bunun oylanmış olmasını bizim anlamamız mümkün değil. KKTC, ayrı bir devlettir. Onun için politikasına karışmayız. Ama şunu da belirtmeliyim ki; ben Kıbrıs işlerinden de sorumlu Başbakan Yardımcısı’yım. Kıbrıs’taki yetkililerle bir anlaşma yapıp bu anlaşmayı Ak Parti MYK’ya götürüp, oylatabilir miyim? Birikim Bey, yetkilendirilmiş ve müzakere yapıyor, bir noktaya geliyor. Ondan sonra bunun yürümesi gerekirken, koalisyondaki parti (CTP) bunu Parti Meclisi’ne götürerek oylatıyor. Sonra da bu olmaz deniliyor. Bunu kendi seçmenlerine nasıl anlatacak?

PARALAR VERİLDİ: Hiç bir zaman Türkiye Cumhuriyeti devleti Kıbrıs Türkünün mağduriyeti doğrultusunda bir karar vermez. Anlaşma ve protokoller gereği Türkiye’nin vermeyi taahhüt ettiği bütün paralar zamanında ödenmiştir. Mali protokol yapılmadığı için mali protokole bağlı olarak Kıbrıs’a verilmesi gerekenler verilememiştir. Asla su değildir. KKTC’ye su nedeniyle verilmemiş hiçbir şey yoktur. Mali protokol niye yapılmadı? Bunun sorgulanması gerekir.
 
Türkiye su konusunda ne önerdi?

Türkeş, Türkiye’nin su konusundaki önerisini şöyle anlattı:

“Kıbrıs’ta, Türkiye’de olduğu gibi kartlı sistem öngörülüyor. Ön ödemeli sistem olduğunda, diyelim ki siz bankaya gideceksiniz kartınıza yükleme yapacaksınız, onu yükletirken belediyenin alması gereken rakam direkt belediyenin hesabına girecek. Kıbrıs’ta bu çok yanlış anlatılıyor, ‘DSİ parayı alacak, sonra bize verir vermez’ gibi. DSİ’nin para alma gibi bir yetkisi yok. Kimse kimsenin parasını alıp öbürü ile paylaşmayacak. Ama iç siyaset nedeniyle farklı anlatılıyor.”
 
‘Süreci tamamlarsa tarihe geçer’

Tuğrul Türkeş, Kıbrıs’taki görüşmeler ile ilgili olumlu mesajlar de verirken, şunları söyledi: 
“Görüşmeler olumlu gidiyor. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüşüyoruz. Anastasiadis’le görüşmelerin iyi gitmesinden memmunuz. Ancak güven artırıcı önlemler kapsamında, anlaşabilmek için her iki tarafın küçük jestlerde bulunması lazım. Ama Rum tarafı bu küçük jestlerden bile imtina ediyor. Anastasiadis tarihe geçmek istiyorsa anlaşmayı yapması gerekir. Güney’deki baskılara Anastasiadis’in direnmesi lazım.”