Kıbrıs Yeşilay ve USAM Derneği 1 Aralık, Dünya Aids Günü nedeniyle bilgilendirme mesajı yayınladı.

Kıbrıs Yeşilay ve USAM Derneği adına Başkan Ayşe Gökyiğit tarafından yapılan açıklamada, bu yıl 1 Aralık, Dünya Aids Günü'nün ana teması “Eşit Haklara Erişim” olarak belirlendiğini aktardı.

Ayşe Gökyiğit'in açıklaması şöyle:

"Bugün 1 Aralık, Dünya Aids Günü ve bu yılın ana teması “Eşit Haklara Erişim” olarak belirlenmiştir.

İlk kez tanımlandığı 1981 yılından itibaren, AİDS Hastalığı tüm dünyada  35 milyondan fazla  kişinin ölümüne neden olmuştur. Sadece 2015 yılında 1.1 milyon kişi, HIV’e bağlı nedenlerden hayatını yitirmiştir. 2015 sonu itibarıyle 37 milyon kişinin HIV virüsü taşıdığı, 2.1 milyonunun aynı yıl virüsle yeni enfekte olduğu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından  rapor edilmiştir.

Yine Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yaklaşık 20 yıl içerisinde en düşük ölümlerin 2015 yılı içerisinde görüldüğü, uygulanan önleme programları sayesinde yeni HIV enfeksiyonlarının 2000 yılı itibarıyle 35% düşüş gösterdiği,  antiretroviral tedavinin yaygınlaşması ile 2005 yılı’daki ölümlerden 45% daha az ölüm vakası tespit edildiği belirtilmiştir.

2030 yılına kadar “Aids’i Sıfırlamak” hedefinin belirlendiği mücadelede, herkesin eşit haklara erişimi de öncelikli olarak belirlenmiştir.

HIV enfeksiyonunda cinsel temas en sık görülen bulaşma şekli iken, ikinci sırayı damar içi uyuşturucu madde kullananların ortak paylaştıkları iğneler almaktadır. Dünyada yaklaşık 13 milyon iğne kullanan uyuşturucu bağımlısı olduğu ve bunların 2 milyonunun ( 13%) HIV taşıyıcısı olduğu tespit edilmiştir. Özellikle yeni HIV enfeksiyonlarının 5-10%’unun ortak enjektör kullanımı sonucu oluştuğu ve Doğu Avrupa ile Orta Asya’da bu oranın 80%’e çıktığı göz önünde bulundurulunca, damar içi uyuşturucu kullanımının azaltılması ve bu kişilerde ortak iğne kullanımının önlenmesi ile bulaşmanın azalabileceği bariz olarak ortaya çıkmaktadır.

AİDS, sadece tıbbi bir hastalık olmayıp, ekonomik, kültürel, psikolojik ve sosyal boyutları da olan bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, hastalığın önlenebilmesi için yılda 10 milyar dolar harcanması gerekirken, “korunma” mücadelenin temelini oluşturmaktadır.

Güvenli cinsellik, tek eşlilik, kan nakillerine dikkat ve ortak yaşanılan ortamlarda vücut sıvıları veya kanla temas etmemeye azami özen gösterilmesi ve antiretroviral ilaç kullanılması başlıca korunma faktörleri olarak bilinmektedir. Özellikle, antiretroviral tedavisi gören  HIV Pozitif  kişilerin  enfekte olmayan cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırma riskinin 96% azaldığı saptanmıştır.

Dolayısıyla, tedavi olanaklarının artırılması ve ulaşılabilir olması, hastalığın önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde halen kayıt altında olup takip edilen hasta sayısı 54 olmasına rağmen, kayıt dışı olan gizli AİDS enfekte populasyon ihtimalini de gözden kaçırmamak ve gerekli önlemlerin alınarak denetimlerin sürekliliğini sağlamak  gerekmektedir. Özellikle riskli gruplarda korunma ve önleme çalışmalarına öncelik verilmesi, şüpheli teması olan kişilerin HIV/AIDS Hastalığı, bulaşma, korunma yolları konusunda bilgilendirilmesi ve doğru yönlendirilmeleri, HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye kolay ve kesintisiz biçimde ulaşmasının sağlanması, sosyal destek, bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için çalışmalar yürütülmelidir.

Sahra Altı Afrika Ülkeleri’nin en çok etkilenen bölge olduğu ve 2015 verilerine göre  bu ülkelerde 26 milyon kişinin HIV Virüsü taşıdığı, global toplam yeni HIV vakalarının 2/3’ünün de yine bu ülkelerde görüldüğü dikkate alınacak olursa, Ülkemize girişlerde özellikle bu ülkelerden gelenlere gerekli taramaların yapılması büyük önem arz etmektedir.

HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. Bu nedenle, çocuklar ve gençler cinsellik konusunda aydınlatılmalı, korunma yolları

hakkında  bilgilendirilmeli, evlenmeden önce AİDS Testi yaptırılmalı, asla ortak enjektör kullanmamalı,   cerrahi aletlerin temizliği ve sterilizasyonundan emin olunmalı, virüsü taşıyan kadınlar hamile olmaktan kaçınmalı ve uyuşturucuların zararları konusunda özellikle gençler eğitilmelidir.

Bu bağlamda, hastalığın ikinci önemli nedeni olan uyuşturucudan uzak durulması ve uyuşturucu ile mücadeleye etkin destek verilmesi, AİDS’le mücadelede de çok önemli bir rol oynayacaktır."