Pazartesi günü Lefkoşa'da düzenlenen bir atölye çalışması, Kıbrıs'ın yasal mevzuatındaki önemli ilerlemeler olmasına rağmen lezbiyen, gey, biseksüel ve cinsiyet değiştiren kişilerin (LGBT) sosyal korunması için daha çok şey yapılması gerektiğini gösterdi.

Atölye çalışması, Kıbrıs Kamu Yönetimi Akademisi işbirliğinde, İçişleri Bakanlığı'yla İnsan Hakları ve İdare Komiseri'nin Ofisi tarafından düzenlendi.

Rum İçişleri Bakanlığı'ndan Natasa İkonomou, yasanın Kıbrıs'ın çağdaş sosyal gerçeklerine yeni olan yönleri bulunduğunu ve bu koşullar altında eşit muamele ilkesinin bir ihlali olarak yorumlanabilecek davranış ve hareketlerden kaçınmanın bir yükümlülük olduğunu vurguladı.

İkonomou, “Dolayısıyla biz eğitim ve bilginin hizmet hükmünün üst düzeyini elde edebilecek araçlar olduğunu düşünüyoruz” dedi.

İnsan Hakları ve İdari Komiseri Ofisinden Aristos Tsiartas ise, hemcins birlikteliği yasası ve LGBT kişilere karşı nefreti besleyecek suç faaliyetleriyle ilgili hukukun son yıllarda geçen en önemli yasalar olduğuna işaret etti.

Tsiartas, hemcins birlikteliğinin başka tür bir evlilik tesis etmediğini ancak evliliğe muadil bir şekilde haklarını koruyarak birlikte yaşamak için bir seçeneğin garantisi olduğunu belirtti.

Aristos Tsiartas, İçişleri Bakanlığı ve ehli yetkililerle işbirliği halinde olabilecek sorunları gidermek için hafifletici tedbirler gerektiğini kaydetti.

İnsan Hakları ve İdari Komiseri Ofisinden Zenaida Orfanidou, Kıbrıs'ın son altı yılda kayda değer ilerleme sağladığını ve gecikmeye rağmen devletin yavaş yavaş eşitli ilkesini güçlendirme yönünde hareket ettiğini söyledi.

Orfanidou, Kıbrıs'ın LGBT kişiler için sosyal koruma ve eşitlik sağlamada başarısız olduğunu iddia etti, özellikle cinsiyet değiştiren ve hünsa kişilerin hala korkutulduğuna, bu kişilere ayrımcılık yapıldığı hatta şiddet uygulandığına dikkat çekti.

Bu konuda son beş yılda sadece on şikâyet dosyalandı.

2014'te LGBT için yapılan AB genelinde bir anket, bu kişilerin % 6'sının fiziksel veya cinsel saldırıya uğradığını, % 19'unun tacize uğradığını gösteriyor.

Bir ay önce yayımlanan bir başka Avrupa araştırmasında da, değişik ülkelerden devlet memuru, doktor ve öğretmen gibi uzman grupların LGTB kişilerinin ihtiyaçlarıyla ilgili bilgisinin azaldığını ve bu konu söz konusu olunca birçoğunun ön yargılı olduğunu ortaya kondu. Bazı ülkelerde sağlık sektöründeki uzmanların bile homoseksüelliğin bir hastalık, cinsiyet değişikliğinin bir davranış bozukluğu olduğuna inandıkları tespit edildi. (CNA)