Maçaes, adadaki enerji kaynaklarıyla ilgili olarak "Öncelikle AB sürece müdahale etmemeli. Yardım etmek için varız ancak sürece müdahale etmemeliyiz" dedi.

Bruno Maçaes, Türkiye'nin en kısa zamanda AB'ye girmesi konusunda çok açık olunması gerektiğini belirterek, "Avrupa ve Türk halkına bunu göstermemiz lazım" dedi. Maçaes, Türkiye ile yürütülen müzakerelerde yeni fasılların açılması gerektiğini dile getirerek, "Bütün sürecin Kıbrıs sorunu çözülene kadar durması görüşüne katılmıyorum. Tabii ki Kıbrıs sorununun çözülmesi AB üyeliği için gerekli fakat çok sayıda fasıl açabiliriz ve Türk halkına AB'nin Türkiye üyeliğine önem verdiğini gösterebiliriz" diye konuştu.      

Maçaes, temaslarda bulunmak üzere geldiği Ankara'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Portekiz'in AB üyeliği konusunda Türkiye'nin en büyük destekçilerinden biri olduğunu, Türkiye'de yeni bir hükümetin AB ise yeni bir yönetimin görevde olduğu bu yeni süreçte Portekiz'in lider rolünü üstlenmesini istediklerini söyledi.

"Umuyorum ki AB'deki yeni yönetimle süreci daha ileriye götürecek enerjiyi ve itici gücü kazanırız" diyen Maçaes, Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönem durgunluk yaşandığını ancak AB Bakanlığı tarafından açıklanan Ulusal Eylem Planı'nı takdirle karşıladıklarını ifade etti.
      
Yeni fasılların yanı sıra siyasi açıklamalarla da AB'nin Türkiye'nin üyeliğine desteğini gösterebileceğine işaret eden Maçaes, "Türkiye'nin en kısa zamanda AB üyesi olmasını istediğimiz konusunda çok açık olmamız ve bunu Avrupa ve Türk halkına göstermemiz gerektiğine inanıyorum" ifadesini kullandı.

Bruno Maçaes, Türkiye'nin AB için önemli olduğunu diğer üyelere de açıkça ifade etmek için gelecek aylarda çeşitli girişimlerde bulunacaklarını, Türkiye'yi ziyaret sebeplerinden bir tanesinin de bilgi almak ve aktif bir şekilde süreçte yer almak olduğunu kaydetti. Türk toplumunun da Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğine inandığını belirten Maçaes, "En önemlisi de bu" şeklinde konuştu.

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak, "Durum kötü görünse de umudumu kaybetmiş değilim" diyen Portekizli yetkili, adadaki enerji kaynaklarının tüm adaya ait olup olmadığı konusunda yorum yapmadı. "Öncelikle AB sürece müdahale etmemeli. Yardım etmek için varız ancak sürece müdahale etmemeliyiz" diyen Maçaes, şöyle devam etti:

"Kıbrıs sorunun çözümü konusundaki gerekçelerden biri de bu kaynaklardır. Bu kaynaklar adil ve eşit bir biçimde paylaşılabilir ve hem Kıbrıs'ın hem de Türkiye'nin ekonomisine katkıda bulunabilir. Enerji altyapısı inşa edip bu kaynakları kullanabiliriz. Avrupa yeni enerji kaynaklarına ihtiyaç duyuyor. Bu da süreci daha ileriye götürmek ve çözüm bulmak için başka bir neden."

AB ile ABD arasında görüşmeleri devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) konusunda da değerlendirmelerde bulunan Maçaes, 2015'te yürürlüğe girebileceğini dile getirdiği anlaşmanın teknik ve siyasi anlamda oldukça zor olduğunu kaydetti.

Bruno Maçaes, anlaşmayı AB'nin en önemli projesi olarak niteleyerek, "Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında geniş bir serbest ticaret bölgesi tesis edilmesi büyük bir fikir. Uygulanabilirse muazzam bir etkisi olacak" dedi.

TTIP'nin imzalanması durumunda Türkiye'nin de taraf olduğu Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle ABD'nin tek taraflı olarak Türkiye'ye gümrüksüz mal satabileceği endişelerine de cevap veren Maçaes, olumsuzlukları gidermek için ek önlemler alınabileceğini belirtti.

"Unutmayın bu sadece Türkiye'nin problemi değil. Norveç ve İsviçre için de problem. Meksika, Kanada ve ABD ile serbest ticaret anlaşması imzalayan diğer ülkeler için de problem" ifadesini kullanan Maçaes, şunları söyledi:

"Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşmasından çıkması güzel bir mesaj vermeyecek. Dürüstçe söylüyorum ki bu Türkiye'nin AB üyeliğine yardımcı olmaz. Türkiye için Gümrük Birliği'nin, tek pazarın parçası olmak ve Türk şirketlerinin burada rekabet etmesi önemli. İnanıyorum ki TTIP'den doğacak problemi çözebiliriz. Türkiye anlaşmanın bir parçası olmalı ama bu nasıl olacak, bunu hala görüşüyoruz. İki muhtemel çözüm var. İlki Türkiye'nin Gümrük Birliği'nden çıkması ki kötü bir çözüm. İyi çözüm ise Türkiye'nin ABD ile imzalanacak anlaşmayla ilişkilendirilmesi. Bu konuya çözüm bulacağımıza eminim. Bu, temelde Türkiye'nin ABD pazarına erişimini sağlayan bir çözüm olacak. Gümrük Birliği'ni genişletmek, Gümrük Birliği'ni daraltmak veya birlikten çıkmak değil. İnanıyorum ki bu hem Türkiye hem de AB için en iyi çözüm."