Deniz Abidin

CTP-BG Güzelyurt Milletvekili Armağan Candan, Ankara'da yaşanan terör olayıyla ilgili olarak, Türkiye'nin bir korku tüneline girdiğini belirterek, ne zaman nereden ne çıkacağının belli olmadığını, hedefin sivil halka yöneldiğini söyledi. Candan, içte yaşanan birçok sorunun dışarı sıçradığına dikkat çekerek, ülkelerin nasıl baş edilebileceği konusunda bir çözüme ulaşamadığını belirtti. Candan, Ankara'da üçüncü patlamanın meydana geldiğine dikkat çekerek, bunun yanında terör gibi sorun teşkil eden göçmen krizi, mülteci sorunu gibi sorunlara Avrupa'nın hazırlıksız yakalandığını söyledi. Candan, mülteci akınından en olumsuz etkilenen ülkelerin Ürdün ve Lübnan olduğuna vurgu yaptı. Candan, Avrupa'nın son bir yılda bir milyondan fazla mülteci kabul ettiğine dikkat çekerek, Suriye'nin bir istikrara kavuşmaması durumunda, savaş durumunun son bulmaması halinde, bugün Türkiye'de barındırılan insanların kendi ülkelerine geri dönüş koşulları oluşturulmazsa bu gibi sorunların gerek Türkiye'nin gerekse Avrupa'nın başında olmaya devam edeceğini belirtti.

Candan, "Bir an önce bu gibi insanların Suriye'ye geri dönüş koşullarının oluşması gerekiyor, ancak bu ne derece mümkün olacak bilemiyoruz, çok kolay değil"dedi.

"Kıbrıs sorununu çözümü daha önemli hale gelecek”

Candan, "Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkisi kaçınılmaz derecede önemlidir. Son yapılan temaslarda Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yapılan zirvelerde sona geliniyor. Sonuçlanan prensip kararlarında Kıbrıs’a dokunan noktalar da var. AB Konsey Başkanı Donald Tusk, bugün Anastasiadis ile görüşmek üzere adaya geliyor. Bu önemli bir gelişmedir"diye konuştu.

Candan, Strazburg temaslarıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun geldiği noktada, AB ile olan ilişkiler, Avrupa Parlamentosu ile olan ilişkiler ve müzakerelerin ele alındığını belirterek, milletvekillerinin önerilerini ilettiğini ifade etti. Kıbrıs konusuna hâkim milletvekileriyle görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Candan, sürecin hızlanmasıyla, yeniden Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin ivme kazanması ile birlikte Kıbrıs sorununun çözümü daha önemli bir nokta teşkil edeceğini dile getirdi.

"AB'nin büyük ülkeleri Türkiye ile birlikte yürümek istiyor" 

Candan, gelinen noktada Türkiye ile AB arasında varılan uzlaşı, AB zirvesi ve mülteci konusuna bakıldığında Türkiye'nin 5 başlığın daha açılmasını istediğini kaydetti. Candan, al-ver çerçevesinde Kıbrıs Rum tarafının blokajı olduğuna dikkat çekerek, bunun aşılması gerektiğini söyledi. Candan şöyle devam etti:

"AB Konsey Başkanı bu amaçla geliyor. AB'nin büyük ülkeleri Türkiye ile birlikte yürümek istiyor. O nedenle bu önemli bir gelişmedir. AB'nin önemli liderleri bir an önce Kıbrıs sorununun çözülmesini istiyor. Bu ay içinde Avrupa Parlamentosu Başkanı adaya gelecek. Kuzey'de de Güney'de de temasları olacak. CTP olarak gözlemcisi olan sosyal grubun başkanı ile bir görüşmemiz oldu. Bakan Çolak ile birlikte önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Ara bölgeye AB' den  her hafta gelen heyetlerle de hazırlıklarımız sürüyor. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporuna ilişkin paragraflarıyla son günlerde yoğunlaşma yaşanıyor"

"GSM ile elektrik hatlarının birleştirilmesi rapora eklendi"

Candan, AB tarafından liberal çözüm vurgusuna dikkat çekerek, beklentinin 2016 yılı içinde bir çözümün  söz konusu olması, Anastasiadis'in Türkçe'nin AB  dili olması için bir girişimi olduğunu hatırlattı. Candan, Avrupa Parlamentosu'nun bunu desteklediğini ve bunun önemli olduğunu ifade ederek, aktarılmakta olan teknik ve hukuki yardımın Kıbrıs Türk kurucu devleti vurgusu yapılması,  iki liderin güven yaratıcı önlemler çerçevesinde  iki sınır kapısının açılması, GSM hatları ile elektrik hatlarının birleştirilmesi ve hayata geçmesi için rapora ifade konulmasının sağlandığını kaydetti.

"Bu seferki rapor çok daha kapsamlı"

Candan şöyle devam etti: "Geçen raporlara göre bu seferki rapor çok daha kapsamlı. Daha önceki raporlarda Kıbrıs'ta sanki sadece Kıbrıslı Rum kayıp varmış gibi bir algı vardı. Bu da değişti. Kıbrıslı Türk kayıplarının da bu adada olduğu raporda yer alıyor. Son dönemde açılan askeri bölgelerin de açılması olayı rapora olumlu bir şekilde yansıdı. Bunlar önemli kazanımlardır. Biz oralara gitmesek , bunları anlatmasak tüm bunların rapora girmesini  sağlayacak kimse orada yoktur. Biz 4 farklı siyasi parti olarak gidiyoruz. Biz 11 Şubat 2014 belgesi çerçevesinde orada temaslarımızı sürdürüyoruz"

Candan, memnun olmayan, federal bir çözüm istemeyen kesimin  iki tarafta da var olduğunu belirterek, bir takım adımlar atılarak bir uzlaşı yolu bulunacağını ifade etti. Candan, "Doğru bilgilerle halkın da aydınlatılması gerekiyor" dedi.

Candan, Türk- Yunan ilişkilerine de değinerek,  iş birliğinin artmasının Kıbrıs sorununun çözümüne katkı yapacağını söyledi. Candan, "Doğal gaz imkanlarının değerlendirilmesi, ekonomik büyümenin ve istikrarın önünün açılması gerekiyor" dedi. Candan, siyasi istkrarın sağlanmasının en başta Kıbrıs'a yarar sağlayacağını kaydetti.

"Çözümsüzlüğün sürmesi, ilişkileri normalleştirir"

Candan, "İki lider Kıbrıs'ta bütünlüklü bir şekilde Kıbrıs sorununun öz konularını halletme çabası içinde. Türkiye ile Kıbrıslı Rumlar arasında da bir takım görüşmelerin yapıldığına ilişkin önemli duyumlar var" diye konuştu.

AB ile Türkiye arasında işbirliği yapılmak istendiğine vurgu yapan Candan, Kıbrıs sorunu yüzünden bu iş birliğinin yapılamayacak bir noktaya geldiğini anlattı. Candan, sorunun bütünlüklü olarak çözülmesi noktasına gelmesinin olumlu olduğunu söyledi. Candan, Türkiye ile Rum tarafı arasındaki çözümsüzlüğün sürmesi durumunda ilişkilerin bir şekilde normalleşmesinin gündeme geleceğini, çözüm olmadan bunların yaşanması durumunda, hassasiyet gösterilerek,  başta Türkiye'ye bunun anlatılması gerektiğini kaydetti. Candan, Türkiye'nin 5 başlığın açılmasını istemesi durumunda, Rumların da, "siz de limanları açın" dediğini hatırlattı.

Candan şunları belirtti: "Bu günlerde çok önemli bir diplomasi yaşanacak. Türkiye -AB zirvesinde tüm bu konular bir noktaya bağlanacak. Türkiye'ye yönelik 5 müzakere başlığının açılması durumunda,  Kıbrıs Cumhuriyeti'nin oradaki vetosunu kaldırdığı anlamına gelecek.  Anastasiadis'in birşey almadan seçim öncesi bu vetoyu kaldırması pek de mümkün olmaz"