CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Adil Öksüz'ün bütün ayrıntılarıyla incelenmesi lazım. Birisi korumasa böyle bir şey olmaz. Bunun arkasında güçlü bir örgüt var; yerli, yabancı. Korunuyor. En büyük endişem de yakalanmadan önce öldürülme ihtimali de var” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Adil Öksüz'ün sıradan bir insan olmadığı ve bunun üzerine gidilmesi gerektiği" şeklinde aldıkları duyuma değinerek, Öksüz'ün MİT elemanı olmadığı yönündeki haberleri "Hiçbir istihbarat örgütü, 'bu bizim elemanımız veya değil' diye açıklama yapmaz" sözleriyle eleştirdi.

Öksüz'ün gözaltına alınması ve serbest bırakılması sürecine değinen Kılıçdaroğlu, yaşananların Öksüz'ün sıradan bir insan olmadığını gösterdiğini söyledi:

"Adil Öksüz'ün bütün ayrıntılarıyla incelenmesi lazım. Birisi korumasa böyle bir şey olmaz. Bunun arkasında güçlü bir örgüt var, yerli, yabancı. Korunuyor. En büyük endişem de yakalanmadan önce öldürülme ihtimali de var. Geçmişte buna benzer çok olaylar oldu. Belli kişiler alındı, öldürüldü, nerelere gömüldüğü belli olmadı." 

"Karşı darbe algısı güçlenebilir"

“OHAL [Olağanüstü Hâl] uygulamalarını doğru bulmuyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, Meclis’teki dört siyasi partinin ve tabanlarının darbeye karşı olduğunu belirtti. “Bu durumda OHAL’in sürmesine gerek yok. Gelin, kanunları Meclis’te tartışalım. Yetkinin yanlış kullanıldığını ifade ettik” diye konuştu.

CHP lideri, OHAL sırasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) için Anayasa Mahkemesi’ne neden başvurdukları ve tutuklu gazeteciler hakkında şu ifadeleri kullandı:

“OHAL’de kapsamın dışında düzenleme yapılmaz. Hepimizin tek güvencesi hukuk. Herkes hukuk içinde hareket etmek durumundadır. ‘İstediğimi asarım, istediğimi keserim, bütün muhalifleri ezerim’ derseniz, karşı darbe algısı toplumda güçlenebilir. Askeri darbe dönemindeki gibi uygulamalarla karşılaşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı çıktı,  OHAL için '12 ayı bile aşabilir' dedi. Bu, Türkiye için felaket bir tablodur.

Gazetecilere ve yazarlara kelepçe vurmak gibi uygulamalar, bizim mevcut durumu anlatmamızı zorlaştırıyor. Ali Bulaç, Nazlı Ilıcak, Lale Kemal, Aslı Erdoğan, Necmiye Hanım [Necmiye Alpay] gibi isimlerin içeri atılmasını anlayamıyoruz. Yazarların, gazetecilerin hangisi darbeci? Yargılayabilirsin, niye tutukluyorsun? Altan kardeşler de hapiste. Hapisteki gazeteci sayısı 110’un üzerinde.”

‘Makam ayrı, kişi ayrı’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lozan Anlaşması hakkındaki sözlerine tepkisini sürdüren Kılıçdaroğlu, Meclis’in açılışında Erdoğan’a yönelik tutumlarının ne olacağı yönündeki soruyu yanıtladı:

“Makam ayrı bir şey. Biz Cumhurbaşkanlığı makamına saygı gösteririz. Ama biz isteriz ki, makamın dışında kişiye de saygı gösterelim. Kullanılan dilin sıradan politikacı dili dışında bir dil olması gerektiğini asla unutmamalı. 15 Temmuz’un üzerinden kısa bir süre geçti, şimdi Lozan! Ülkenin işsizlik sorunu var. Ekonomide ciddi sorunlarımız var. Bu sorunlarımız varken, neden bu tartışmaya zemin hazırlanıyor, anlamıyorum. Gündem değiştirmek isteniyor olabilir, bırakın bunu başkası yapsın, Başbakan yapsın.”

Kaynak: CNN Türk, AA ve Al Jazeera