Kurultayı açan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanına açık çağrıda bulunuyorum; siz bu ülkede özgürlükçü bir demokrasi istiyor musunuz? İstiyorsanız gelin darbe hukukunu tümüyle değiştirelim. 12 Eylül, 12 Mart döneminden kalan darbe yasalarını değiştirelim. Anayasa da darbe hukukunun bir parçası. Bunları değiştirebilirsek Türkiye'ye demokrasiyi getirmiş oluruz” dedi.

Kılıçdaroğlu ayrıca Cumhuriyet Halk Partililerin; “terör nereden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin, hangi amaçla olursa olsun teröre karşı” olduğunu vurguladı, “Terör bir insanlık suçudur” diye konuştu.

Kurultayda Divan Başkanlığı'na, eski İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın seçildi. Kılıçdaroğlu, Ankara Spor Salonu'ndaki kurultayda kürsüye gelerek, çoğunluğun olduğunu söyledi.

Kurultayın, Türkiye’ye, bölgeye ve dünyaya hayırlı olmasını temenni eden Kılıçdaroğlu, salonda bulunanları, “Ülkeye emek verenler başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, CHP'nin şehitleri, çocuklar, gençler, şehitler, ülkenin bütün insanları için” saygı duruşunda bulunmaya ve İstiklal Marşı'nı okumaya çağırdı.

Kurultay delegelerinin imzasıya kendisine gelen yazıyı okuyan Kılıçdaroğlu, delegelerin Divan Başkanlığı'na, eski İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın'ı önerdiğini söyledi.

Daha sonra Karayalçın, delegelerin oyuyla Divan Başkanlığı'na seçildi.

“KİMLİĞİMİZ NET”

Karayalçın, yaptığı açılış konuşmasında, CHP'nin iktidarını, parti örgütlerini yeniden yapılandırarak gerçekleştirebileceklerini ifade etti.

Kendilerini, CHP'yi, CHP'nin kimliğini yeniden tanımlamalarına gerek bulunmadığını belirten Karayalçın, "Çünkü bizler, Cumhuriyetçiyiz, Atatürkçüyüz, bizler sosyal demokratız, Sosyalist Enternasyonel'in kararlarına, değerlerine inanan partiyiz. Bu toprakların tarihine, halkımızın, ulusumuzun değerlerine bağlıyız. Kendimizi neden tanımlayalım? Kimliğimiz çok net, tanımımız açık" diye konuştu.

Karayalçın, CHP'nin kitle partisi olduğunu ancak kitle partisi tanımının doğru yapılması gerektiğini dile getirdi. Kitle partisinin, herkesin yer alacağı "herkes gelsin partisi" olmadığını kaydeden Karayalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize katılacak her kardeşimizi kucaklamaya hazırız. Ancak CHP'ye gelenler bilmelidirler ki, biz rahmetli Ecevit'in deyimiyle Türkiye'de, bu topraklarda ulusal gelirden, toplumsal gönençten yeterince pay alamayan insanların partisiyiz. Biz dışlanmışların, ötekileştirilenlerin partisiyiz. Bize gelecekler, bunları kabul ederek aramıza gelmeliler. Bunları kabul ederek bizimle siyaset yapmalılar. Kendimizi yeniden tanımlamamıza ihtiyaç yok ama örgütümüzü yeniden yapılandırmamıza ihtiyacımız var. Devlet tipi örgütlenmeden, halk tipi örgütlenmeye geçmemiz gerekir.”

DÜNDAR VE GÜL’DEN MEKTUP

Karayalçın, Genel Başkan Kılıçdaroğlu aracılığıyla kendisine iletilen tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün mektubunu da kürsüden okudu.

“CHP Kurultayı”na ifadesiyle başlayan mektupta, şunlar kaydedildi:

“CHP'nin 35. Kurultayı, Türkiye'de medyanın en ağır baskı döneminde toplanıyor. Biz o baskıya direnen, halkın gerçekleri öğrenme hakkını savunan gazeteciler olarak 52 gündür Silivri'de hapis yatıyoruz. Tutukluluk koşullarında bile direnmeye, korkutma çabalarına inat doğru bildiğimizi daha gür bir sesle yazıp, söylemeye devam ediyoruz. Bu mücadelemizde ilk günden beri bizi hiç yalnız bırakmayan başta sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'nin tüm milletvekillerine ve vefakar örgütlerine içtenlikle teşekkür ediyoruz. Özgür ve demokratik bir Türkiye'nin inşasında bağımsız ve cesur bir basının önemini hatırlatıyor ve dayanışma duygularıyla kurultayınıza başarılar diliyoruz.”

Karayalçın, mektubu okuduktan sonra Başkanlık Divanı üyelerini oylamaya sundu.

Divanın oluşmasından sonra, kurultay çalışmalarına başladı.

Bu arada, öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin kurultaya davet edilen eşi Türkan Elçi'nin mesajı da okundu.