Aytuğ Türkkan

Denetimli Serbestlik Yasası geçti... Bundan böyle uyuşturucu kullandığı gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alınanlar, cezaevi yerine tedavi altına alınacak. Fakat bunların nerede ve kimler tarafından tedavi edilecekleri bilinmiyor. Diyalog’a konuşan TDP Milletvekili,  Psikiyatrist Mehmet Çakıcı “Çok eksiğimiz var, ciddi önlemler alınmalıdır” dedi.

Halkın Partisi tarafından yapılan açıklamada ise ‘Denetimli Serbestlik’ yaklaşımını ilke olarak desteklenirken, bunun bütünlüklü ve doğru uygulanmaması durumunda mevcut yasa önerisindeki muğlaklıklar nedeniyle ciddi sıkıntıların yaşanabileceği uyarısında bulunuldu.

Çakıcı: Tarihi bir adım

Uyuşturucu kullanıcıları ile satıcılarını birbirinden ayıracak olan ve Meclis’ten önceki gün oybirliği ile geçen Denetimli Serbestlik Yasası’nın mimarlarından olan TDP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, yasaya ilişkin önemli bilgiler verdi.

Diyalog Tv’de Detay programına katılan Çakıcı, yasayı tarihi bir adım olarak niteledi ancak bir çok konuda eksiklikler olduğuna vurgu yaptı.

Denetimli Serbestlik Yasası’nın meclisten oy birliğiyle geçtiğini ve Cumhurbaşkanlığı’na gönderilme aşamasında olduğunu ifade eden Çakıcı, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu yasayı inceledikten sonra imzalayacağına inanıyorum. Yani 15-20 gün sonra yasa yürürlüğe girecektir” dedi. 

Yasanın insan hakları ihlallerini ortadan kaldırdığını söyleyen Çakıcı, “Bu yasa hem hukuk sistemimizi değiştiriyor, hem insan hakları suçunu engelliyor, hem yarı af gibidir hem de bizi dünyaya bilimsel olarak entegre eden bir yapısı var. Ama tümünden öte bir çok ailenin çocuğunu yeniden topluma kazandırabileceği bir yasa yapıldı” diye konuştu.

“Cezaevinden uyuşturucu doktorasıyla çıkıyorlardı” 

Çakıcı yasa öncesindeki sistemin çarpıklığını şu sözlerle anlattı, “Biz yakaladığımız kullanıcıları hemen hapse atıyorduk. Sonra bizim cezaevinin koşullarında bu çocukları oradaki satıcıların kucağına düşüyordu. Bundan sonra daha çok nasıl uyuşturucuya ulaşacağını öğreniyor. Hatta yeni türleri burada öğreniyordu. Günün sonunda cezaevinden uyuşturucu konusunda doktora yapmış şekilde çıkıyordu ve daha ağır bir bağımlı olarak yaşama dönüyordu.”

“Yıllar içinde kullanımın arttığını gördük”

Mehmet Çakıcı yıllar içinde yapılan çalışmalardan örnekler vererek uyuşturucu kullanımının gittikçe arttığının görüldüğünü söyleyerek şu bilgileri paylaştı, “Uyuşturucu ile ilgili önce bir tespite ihtiyacımız var. 1996, 1999, 2004, 2011 ve 2015’te liseler düzeyinde yapılan çalışma yüzde 1 olan yasa dışı deneme oranı yüzde 5’e çıktı. Ortaokul çalışmaları yaptık ayni dönemde yine ciddi bir artış var. 2015’te Başbakanlığın talebi üzerine ilkokullar düzeyinde  araştırma yaptık yüzde 1,2 gibi deneme oranı çıktı. Yani 11 yaşa kadar uyuşturucu kullanımı indi diyor bize araştırmalar.”

Mahkum olan kullanıcıları da kapsıyor 

TDP Milletvekili Çakıcı, yasanın geçici bir madde ile hem cezaevindeki kullanıcıları hem de şu an yargıda davaları devam eden zanlıları kapsayacağını açıkladı. 

Çakıcı, “Cezaevinde 300 mahkum var bugün. Bunlardan 100’ü uyuşturucu suçlusudur. Yani yılda en fazla 50 kişi bu suçtan cezaevine gidiyor. Yasa geçici maddelerle şu anda cezaevindeki kullanıcı mahkumları da şu anda kullanıcı olarak yargılanan kişileri de kapsayacak. Fakat yeniden mahkemeye müracaat etmeleri gerekiyor bu yasadan faydalanabilmeleri için.”

Tepki gösteren doktorlara sert eleştiri

Yasanın geçmesiyle birlikte kamuoyundan büyük destek aldıklarını ifade eden Çakıcı  bazı doktorların yasaya tepki gösterdiğine şahit olduğunu belirterek sert eleştirilerde bulundu.

Çakıcı, “İş yükümüz artıyor diyen doktor (psikiyatrist) arkadaşları duyuyorum. Doğrudur iş yükleri artacak çünkü yarım gün çalışıyorlar. Ama bu devletin sorunudur, yakalananın değil.  Yüküm fazladır, bağımlılar hapse girsin demek insan hakları suçuna alet olmaktır. Bundan hicap duyulmalıdır. Hekimlik etiği var, Hipokrat yeminimiz var.  Yükümüz artacaksa da artacak.”

“Tam güne geçmeden tedavi başarısız olur” 

Peki bağımlılar nerede tedavi olacak… Mehmet Çakıcı bu konuda eksiklikler olduğunu belirterek şunları söyledi, “Sayın Ahmet Gülle bakan iken hiç bu konuyla ilgilenmedi. Ben devlet-özel ortaklığında bir rehabilitasyon merkezi yapılmasını önerdim ama bakan ilgilenmedi. Yeni bakan başka bir projeden söz ediyor. Ama siz sağlıkta tam güne geçmeden hiçbir uyuşturucu bağımlısını tedavi edemezsiniz. Burası özerk bir rehabilitasyon merkezi olmalıdır. Hızlı hızlı bir tedavi merkezi kuralım anlayışı var maalesef. Ama yarım gün çalışma tedavi edemez. Burası kurulsun ama yetmeyecek ve düzgün olmayacak. Bununla ilgili doktor sayımız da yetersiz. Tam gün programlar uygulanmalıdır bağımlılara.  Bu insanlar nasıl rehabilite olacak yarım günde?  Uyuşturucu bağımlısı özel hastalardır, kimi zaman isyan eder, kavga çıkarır. Burada tam gün güvenlik sağlamanız gerekiyor. Derme çatma bir şey tam aksine zarar da verebilir, bağımlının tedaviye inancı da ortadan kalkabilir. O nedenle bu konuda devlet özel işbirliği mekanizması kurulmalı ama böyle bir vizyon yok hükümette!”

Türkmen: Önerinin geçmesi memnuniyet verici 

Kamu-Sen Örgütlenme Sekreteri ve Uyuşturucuyla Mücadele Komite Başkanı İzzet Türkmen de dün yaptığı açıklamada, Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasa Önerisi’nin Meclis’ten oybirliğiyle geçmesini, memnuniyet verici olarak niteledi.

Türkmen, “Sendikamızın yıllardır gerçekleşmesi için çaba sarf ettiği ve ivediliği konusunda bir çok kez öneride bulunduğu Denetimli Serbestlik Yasası nihayet hayat buluyor” dedi.

Halkın Partisi, yasayı eksik buldu

Halkın Partisi, “Uyuşturucu Madde Bağımlıları ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasası”nın Cumhurbaşkanı tarafından Meclis’e geri gönderilmesini talep etti.

Partiden yapılan yazılı açıklamada, “denetimli serbestlik” yaklaşımını ilke olarak desteklemekle birlikte bunun bütünlüklü ve doğru uygulanmaması durumunda mevcut yasa önerisindeki muğlaklıklar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaratabileceği ileri sürüldü.

Açıklamada, Cumhuriyet Meclisi’nden geçen yasanın, bir yandan, bağlantılı diğer yasal düzenlemelerin ve tadilatların yapılmasına, diğer yandansa birtakım haksızlıklara ve istismarlara neden olabilecek alt-yapı eksikliklerinin giderilmesine değin yürürlüğe konulmaması gerektiği savunuldu.