Gül Çakır

UBP Milletvekili Tatar, haksız rekabetin televizyonları iyice zora soktuğunu kaydederek, sayısal video yayınına geçilmesi durumunda kanalların izlenemeyeceğini belirtti ve ekledi 

UBP Milletvekili Ersin Tatar, uydu yayıncılığı yapmanın çok pahalı bir iş olduğunu dikkati çekerek, “Bizim ülkemizin şartlarında gerçekten de şarttır. Çünkü KKTC halkı devamlı Türk televizyonlarını izlemektedir. Aynı kültürü, aynı lisanı, aynı duyguları paylaşıyoruz. Dolayısıyla insanımız o güçlü televizyonları da Türksat üzerinden izlemektedirler” dedi. 

Reklam konusunda haksız rekabet olduğunu dile getiren Tatar, uydudan çıktıktan sonra tekrar oraya girmenin mümkün olamayacağına dikkati çekti. 
Ada TV’de Nihan Yücel’in sunduğu Öğlen Ajansı programına konuk olan UBP Milletvekili Ersin Tatar, KKTC’de yayın yapan özel televizyon kanallarının sorunlarını dile getirdi, uydu katkı payının kesilmesini değerlendirdi. 
Tatar, “Biz ne yapacağız? Kapatalım? Toplum menfaati nedir? Kapatılsın mı bu kanallar? Bu kanallar Türksat’tan çıktığı anda zaten dama anten takıp bizi kim izleyecek? “ şeklinde konuştu. 

“Kim diyebilir ki, herkes evine bir anten dikecek ve yerli kanalları antenden izleyecek. Anten diye bir şey kalmadı ki. Biz buraya ciddi yatırımlar yaptık. Ciddi çalışmalar yaptık. Sayımız da belli, 5-6 tane kanal var” dedi. UBP Milletvekili Ersin Tatar’ın yaptığı açıklamalardan öne çıkan detaylar şöyle: 

“ARTIK ANTENCİLİK KALKTI” 

“Uydu yayıncılığı yapmak çok pahalı bir iştir. Ve bizim ülkemizin şartlarında gerçekten de şarttır. Çünkü KKTC halkı devamlı Türk televizyonlarını izlemektedir. Aynı kültürü, aynı lisanı, aynı duyguları paylaşıyoruz. Dolayısıyla insanımız o televizyonları da Türksat üzerinden izlemektedirler. Artık antencilik kalktı.” 

“ÇOK İŞLER BAŞARILDI” 

“Şimdi sen bu bizim yerel kanallarımızı Dijital Video Yayıncılık (DVBT) projesiyle, bu şekilde demode bir projeyle ansızın vazgeçmek olabilir mi? Bu kadar kolay mı devlet politikasını ortadan kaldırmak? Senin verdiğin para TL’dir. TL de eriyip gitti. Bu kanalların Türksat’a ödedikleri şu kadar dolar, dolar kurunun artması ile 30 bin TL’lerden şimdi 50 bin TL’lere çıktı. Bu küçücük kanallar her ay 50 bin TL Türksat’a uydu parası veriyorlar. Aylık gelirleri o kadar değil. Dolayısıyla bunların bu şekilde devam edebilmesi mümkün değildir.” 

“DEVLETİMİZE GÜVENİP KURDUK” 

“Devletimize güvenip kurduk, sermayesiyle, şu kadar senelik yatırımı ile çalışanları ile her şeyiyle. Sen de ben bu işten vaz geçtim dedin. Kapat da git, yokum demektir. Halbuki bu kadar senede çok işler başarıldı esasında.” 

“UYDUDAN ÇIKTIKTAN SONRA ORAYA GİRMEK MÜMKÜN OLAMAZ” 

“Uydudan çıktıktan sonra tekrar oraya girmek mümkün olamaz. O seyirciyi kaybettikten sonra zaten bir sene sonra para bulsan da Türksat’ın o yerine giremezsin. Oradaki rekabet başka bir alemdir. Hükümet mutlaka bu işi tekrar tekrar masaya yatırmalıdır. Çok mücadele ettik ama bu hükümet her ne hal ise, hükümet programında haksız rekabete yönelik bir takım açılımlarımız olacak demelerine rağmen nasıl kısa zamanda yazdıklarını unutuyorlar. Hayretler içerisindeyim.” 

“BU KANALLARA REKLAM VERİLMESİ ŞARTTIR” 

“Yıllardan beridir haksız bir rekabet içindeyiz. Türkiye’nin en büyük markaları, en büyük kuruluşları, bunların hepsinin reklamları bu yayınlardadır. KKTC’nin televizyon kanallarından bu reklamların hiç birini göremezsiniz. Çünkü diyorlar ki; ‘biz zaten bu kanallardan Kıbrıslı tüketiciye ulaşabiliyoruz. Kıbrıslı tüketiciye de gerek malını, gerek hizmetini hepsini de satıyoruz paramızı da alıyoruz.’ Bu büyük bir haksız rekabettir. Ben ayrı bir devletsem, ayrı bir cumhuriyetsem, burada bu halkın geleceği için, bu halkın sesinin duyurulabilmesi için ayrı televizyon kanallarında burada bir çaba, bir gayret bir yatırım, bir enerji varsa bu kanallara bu reklamların verilmesi bana göre şarttır.” 

“DAMA ANTEN TAKIP BİZİ KİM İZLEYECEK?” 

“Ben senin haberini yapıyorum. Reklama gelince, ‘kusura bakmayın biz bunu İstanbul’dan hallediyoruz’ diyorlar. Biz ne yapacağız? Kapatılsın mı bu kanallar? Bu kanallar Türksat’tan çıktığı anda zaten dama anten takıp bizi kim izleyecek? Anten diye bir şey kalmadı ki. Biz buraya ciddi yatırımlar yaptık. BRT’yi saymıyorum, devletin bir kurumudur. O’nun devlet bütçesi 60 milyona yakın artı reklam piyasasında olmaları, çok ucuza reklam topluyor.” 

“HERKES TÜRKSAT’A AYARLANMIŞTIR” 

“Bu 3-5 tane kanalın Türksat Uydu tarafından verilmekte olan katkı. Katkı diyorum çünkü hepsini ödemiyor. Hükümetler arasında yapılacak olan bir protokolle, Türksat netice itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kurumudur. Talimat verilsin. 36 Megabit verilmiştir Kıbrıs paketinde. 36’ya da gerek yok. Şimdiki teknoloji müsaittir, sıkıştırılarak 20Megabit’ten hepimizin yayını da çıkabilir ve bunun da maliyeti düşük olur. Ama bu görüşmeler bile yapılamadı. Bu para Türksat Uydusu’ndan yayınların yapılabilmesi için bir katkıdır. Yayın devam etsin diyorum çünkü bu yayından çıkıldığı zaman bu adada da sizi izleyen azalacak. Çünkü herkes Türksat’a ayarlanmıştır. Dolayısıyla hem dünyada sesimizi duyurmaya devam edebilmek için hem kendi memleketimize bu çok sesliliğin olabilmesi için Türksat’ta şu andaki teknolojide yayınlarımızın devam etmesi şarttır.” 

“FİBER OPTİK ALT YAPIMIZ YOK” 

“IP yayıncılığı şu anda gündemdedir. Ama bizde o da eksik. Çünkü bizim fiber optik alt yapımız yok. Devlet biraz daha yatırım yapsa, bütün ülkeye fiber optik kablo döşenebilse o zaman o IP yayıncılığı dediğimiz internet yayıncılığına daha hızlı geçilebilecek”