Özlem Çimendal

KKTC emlak sektöründe kriz olmadığını aksine canlılık olduğunu söyleyen Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, Türkiye’de yaşanan sıkıntılı sürecin de bunda etkisi olduğunu ifade etti. Türkiye kaynaklı yatırımcıların bir ayaklarının da Kıbrıs’ta olması ve yatırım havuzunu KKTC’ye de taşırmayı amaçladığına değinen Sungur, ön yargıların kırılması adına siyasilere, KKTC-Türkiye ikili ilişkilerinin iyileştirilmesi çağrısı yaptı.

Türkiyeli yatırımcıları Kıbrıs’a yatırım yapmaya ikna edilmemesi durumunda bu yatırımcıların gidecek yerlerinin çok ve alternatifli olduğuna da değinen Sungur, “Eğer bu başarılır ve siyasiler de KKTC tapularının devlet garantisi altında ve Anayasa garantisinde olduğu herhangi bir anlaşmada bu tapuların tehdit altına sokulmayacağı şeklinde açıklamalar yaparsa, bu yatırımcıları ve konut almak isteyenleri daha da rahatlatacaktır ve 2016-2017 yılı emlak sektörü için altın yıl olacaktır” açıklamasında bulundu.

“KKTC emlak sektörünün canlılığında Türkiyeli yatırımcılar etkili”

Türkiye kaynaklı yatırımcıların bir ayaklarının da Kıbrıs’ta olması ve yatırım havuzunu KKTC’ye de taşırmayı amaçladığına değinen Sungur, “Kıbrıs’ta var olan canlılığın temelinde Türkiyeli yatırımcılar etkili olmaya başladı. Türkiye’den Kıbrıs’a yatırım için gelen, ev almak isteyen kişiler ya da buraya tatile gelerek beğenip, ev almak isteyenlere birtakım kolaylıklar sağlamak için çalışmalar yapmamız gerekir” şeklinde konuştu.

“KKTC tapularının Anayasa güvencesinde olduğunu duymak istiyoruz”

Emlak sektörünün Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan KKTC tapularının KKTC Anayasası altında güvence altında olduğu yorumunu duymak istediği açıklamasında bulunan Sungur, “Biz Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da ağzından bunu duymak istiyoruz. Yabancı yatırımcıları da rahatlatacağını düşünüyoruz. Emlak sektörünün gerçekten buna ihtiyacı var. Bu açıklama birçok tartışmayı da ortadan kaldıracak” ifadelerini kullandı.

“Madem güvence altında, açıklamaktan neden çekiniyorsunuz?”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bütün tapuların KKTC Anayasası altında güvenceye alınmış olduğu açıklamasını, KKTC Başbakanı ve Cumhurbaşkanı’nın neden dillendirmekten çekindiğini soran Sungur, “Madem ki ülkenin tapuları Anayasa’nın garantisi altındadır. Neden bunu açıklamaktan korkuyorsunuz, çekiniyorsunuz?” dedi.

“Türk tapusu olup olmadığı ve problem yaşanacağı korkusu var”

KKTC’de tapular konusunda yatırımcı veya konut satın alacaklar arasında bilgi kirliliği olduğunu ve tapuların Türk tapusu olup olmadığı ve ileride problem yaşayacakları tereddüdü yaşadıklarını ifade eden Sungur, “Tapu konusunda birçok argüman konuşuluyor. Türk tapusu, eş değer tapusu, tahsis tapusu gibi birçok başlık altında söylemler var. Tapunun alış şekliyle ilgili değişik yöntemler olabilir. Ancak bir tapu alındıktan sonra o tapu KKTC garantisi altındadır ve Anayasa ile pekiştirilmiştir. Ben özellikle Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan emlak sektörünü canlandırma konusunda ciddi girişimler bekliyorum” dedi.

“Yatırımcı ve konut almak isteyenleri rahatlatmamız gerekmekte”

Siyasilerin de emlak sektörüne verecekleri destek ve açıklamalarıyla amaçlananın ve isteklerinin KKTC’de konut alımından korkulmaması gerekliliği olduğunu ifade eden Sungur, “Bu tapuların devlet garantisi altında olduğu herhangi bir anlaşmada bu tapuların tehdit altına sokulmayacağı şeklindeki açıklamalar, yatırımcıları ve konut almak isteyenleri daha da rahatlatacaktır ve canlı olan bu sektör daha da canlanacaktır” ifadelerini kullandı.

“KKTC-Türkiye ikili ilişkileri geliştirilmeli”

KKTC hükümetinden bir diğer beklentilerinin de KKTC’ye karşı olan ön yargıların kırılması noktasında çalışmalar yapılması olduğunu da söyleyen Sungur, “Türkiye’ye gidip bir taksiye bindiğinizde ilk lafları nedir biliyor musunuz? Siz bizi sevmiyor musunuz, neden bizi sevmiyorsunuz? Gibi sorularla karşılaşıyoruz. Bunların konuşulduğu bir dönemde, bu ön yargılarla emlak sektörü gibi birçok sektörün de zora girdiği aşikar. Yabancı yatırımcıların KKTC’ye iştahlı olduğu bu dönemde bu sektörün önünü açmalıyız” ifadelerini kullandı.

“Türkiye karşıtlığı spekülasyonlar kötü niyetli bazı çevrelerce yaratılıyor”

Türkiyeli yetkililerle bir araya gelinerek KKTC-Türkiye ilişkilerinin iyileştirilmesi ve ön yargıların yıkılarak bazı söylemlerin spekülasyon ve kötü niyetli bazı çevrelerce yaratıldığının açıklığa kavuşturulması gerektiğini söyleyen Sungur, “Türkiye’den gelecek olan yatırımcı ve yerleşmek isteyen kaliteli insanlara her zaman kapımızın açık olduğunu göstermeliyiz. Bu konuda da bu insanları ikna etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs yerine yatırım yapacakları alternatifleri çok”

Türkiyeli yatırımcıların Kıbrıs’a yatırım yapmaya ikna edilmemesi durumunda bu yatırımcıların gidecek yerlerinin çok ve alternatifli olduğuna da değinen Sungur, “Romanya, Bulgaristan en başta birçok gidebilecekleri yer var. Türk iş dünyası artık Türkiye dışında da bir yerlerde emniyet olarak yatırım yapmak istiyor” ifadelerini kullandı.

“2016-2017 emlak sektörü için altın yıl olabilir”

Bu aşamada Türkiye’ye verilecek olan mesajın çok önemli olduğunu, KKTC’ye geldikleri zaman kucaklanacaklarını bilmelerinin önemli olduğunu söyleyen Sungur, “Özellikle kendilerine sorun çıkarılmayacak olmasını ve önlerinin açık olduğunu kendilerine vurgulayabilirsek 2016-2017 yılı emlak sektörü için altın yıl olabilir” ifadelerini kullandı.

“Görüşmeler konusunda toplumun her kesimi bilgilendirilmeli”

KKTC hükümetinden emlak sektörü olarak toplumun her kesiminin yeterince bilgilendirilmesi beklentilerini de dile getiren Sungur, “Toplumun her kesiminin bilgilendirilerek, sivil toplum örgütleriyle pekiştirilmiş bir Kıbrıs görüşmesi yapılması beklentimiz de var. Liderler görüşmelerinde görüşülen konularda maalesef ki halkımızın hiçbir bilgisi yok. İnsanlarda da epey bir bilgi kirliliği ve panik var. Burada Cumhurbaşkanı ve Başbakanımıza çok büyük görevler düşüyor, halkı aydınlatmak ve onların görüşlerini almak adına. Görüşmeler konusunda halkın hiçbir bilgisi yoksa eğer, halkın bilgisi olmadan neyin görüşüldüğü de merak konusu oluyor. Tüm bunların ortadan kaldırılması için halkımızın açık ve net bir şekilde bilgilendirilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.