Eniz Orakcıoğlu

CTP-BG Gazimağusa Milletvekili, eski İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay, hazırladıkları Yurttaşlık Yasa tasarısı hakkında bilgi verdi. ; “CTP-DP Hükümeti döneminde kabinede görev yaptığımız dönem Çalışma Bakanı Aziz Gürpınar’la birlikte 6 aylık bir mesai harcayarak bu konularda ne yapabiliriz diye kafa yorduk. Bir takım veriler ışığında da hareketle 3 yasa tasarısı üzerinde çalışma yaptık. Temel çıkış noktamız hepimizin aynı rahatsızlığı duymasından dolayı halihazırda ülkemizde bulunan mevcut Yurttaşlık Yasasının bugünün ihtiyaçlarına cevap vermediği, siyasetçilerin istediği gibi üzerine oynayabileceği ve somut olmayan kriterler dâhilinde hem insanların mağdur olabileceği, hem de insanların siyasetçilerin kapısını çalmaktan başka bir şey yapmayacağı bir ortam mevcut. Dolayısıyla biz bunun değişmesi gerektiğini düşündük ve bundan yola çıkarak, yeni bir Yurttaşlık Yasasa Tasarısı hazırlayarak ve somut kriterler getirerek, o kriterler dâhilinde herkes neyin ne zaman, nasıl olacağını bilsin istedik. Bunun yanında halihazırda yer alan ve hepimizi rahatsız eden bazı uygulamaları yeni hazırladığımız tasarının içerisine koymadık.”

“Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlığı tasarıya koymadık”

Yeni Yurttaşlık Yasasa Tasarısının içerisine herkesin rahatsız olduğu bazı uygulamaları koymadıklarını belirten Uluçay, “Uygulamalardan bir tanesi Bakanlar Kurulu kararı ile yurttaşlık verilmesiydi ki biz buna karşı olduğumuzu söyledik ve yeni tasarıda bunu kaldırdık. Dolayısıyla somut kriterler dahilinde yurttaşlığın ne zaman nasıl olabileceği hususunda bir çalışma yaptıktan sonra halihazırda ülkemizde bulunan insanlar için yurttaşlık işlemleri ile alakalı somut kriterlerinin gerçekleşmesini beklerken onların hayatlarını kolaylaştırmak üzere beyaz kimlik olanağı sunmaya karar verdik. Bu süreçte bu insanlar hayatları kolaylaşacağı için ne kendileri ne de aileleri sıkıntı çekecek. Bu işin bir de insanı boyutu var ki bu insanlar bu ülkeye gelirken bu uygulamaların böyle olmayacağını bilmiyorlardı, dolayısıyla halihazırda mevcut uygulamalar ışığında hareket ederek bu ülkeye geldiler. Bundan dolayı da biz dedik ki yurttaşlık kriterlerini somutlaştıran yeni yasa tasarısını hazırlayalım. Mademki biz bu ülkedeki halihazırda bulunan bütün insanları ayırım yapmadan bu kapsama alıyoruz o zaman bundan sonra ülkeye çalışma amacıyla gelecek olan herhangi bir yabancıyı da artık yurttaşlık işlemiyle alakalı bir süreç beklemeyecek” dedi.

“İnsanlar sistemi bilerek gelecek”

Uluçay, 3 yasa tasarısı üzerinde yoğunlaşmalarındaki esas hedefin bir sistem yaratmak olduğunu belirterek, “Çünkü bu işlemler sistem olmadan yürütülüyordu ve bu sistemsizlik bize birçok sorunlar getiriyordu. Elbette bu konuda bir sistem yaratmış olmak, bu konuda yaratılan sorunların tamamını çözecek değildir. Özellikle bizim üzerinde durduğumuz 3 yön vardır. Bir tanesi bundan sonra gelecek olan insanlar bu ülkede var olan sistemi bildiği için herhangi bir şekilde o insanları manipüle etmiş olmayacağız. Dolayısıyla insani olarak bakıldığında bu insanlara karşı KKTC’nin herhangi bir sorumluluğu olmayacak. Biz diyoruz ki bundan sonra gelecek olanlar bu kurallara tabi olacak ve bunu bilerek gelecek” şeklinde konuştu.

“12’nci yılda yurttaşlık işlemi yapılabilecek”

Uluçay, üzerinde durulan 2’nci yönü ise şu şekilde anlattı; “Ülkemizde bulunan 40 bin civarında çalışma izinli insan var. Bunların 32 bini TC’den gelen 8’bini de 3’üncü ülkelerden gelen insanlar. Dolayısıyla bu insanların ülkemize daha önce geldiği için birbirinden ayırmadık ve beyaz kimlik olgusundan yararlanabilecek dedik. Biz ülkede çalışma izniyle ülkede bulunan insanlara hiç ayırım yapmaksızın dedik ki size beyaz kimlik imkânı yaratacağız ve hayatınızı kolaylaştıracağız, 12’nci yılınızı doldurduğunuz zaman da yurttaşlık işleminizi yapabilir olacaksınız. Ancak bundan sonra adaya çalışma amacıyla gelen herhangi bir yabancı yurttaşlık işlemine gidemeyecek. Beyaz kimlik kullanıcısı ise kaçıncı yılındaysa o yıldan devam edecek. Örneğin, bugün 6’ncı kesintisiz yılını doldurmuş birisi varsa, bir iki ay içerisinde beyaz kimliğini aldıktan sonra 6 yıl daha çalışıp yurttaşlığını alabilecek. Bu anlamda değişen tek şey beyaz kimlik çıkardıktan sonra her yıl çalışma izni çıkarmak zorunda kalmayacak ve 2 senede bir çalışıyor ve sigortasının yatıyor olduğu noktasında bakanlık gerekli denetimi yapacak ve 12 yılsonunda yurttaşlık işlemini yapabilecek.”

Yatırımcı istihdam yaratmak zorunda

Mevcut Yurttaşlık Yasasında 5 yılını tamamlayanların yurttaşlığa başvurabileceği şeklinde bir madde olduğunu hatırlatan Uluçay, “Bu başvurudan sonra idarenin yorumuna bağlı olarak yurttaşlık veriliyor. Bunun dışında hiçbir şeyiniz yoksa sıfırdan Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık verilebiliyor. Herhangi bir yatırımcıya yatırımı yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın yatırımcı adı altında da yurttaşlık verilebiliyor. Bizim somutlaştırdığımız ise yatırımcının somut kriterler ile doğrudan belirlenen miktarı yatırmış olacak ve istihdam yaratacak ayrıca o çerçevede yurttaşlığa geçebilecek. Çalışma izninden geliyorsa 12’nci yılını tamamlayınca yurttaşlığı alabilecek” diye konuştu.

“İstihdamı teşvik etmemiz gerekir”

Ülkemizde idarenin istihdamı teşvik etmemiz gerektiğini söyleyen Uluçay, “Bilindiği üzere yaklaşık bir buçuk yıldır Çalışma Bakanlığı ile başlatmış olduğumuz proje buydu. Yaklaşık 3 bin küsur KKTC yurttaşının işletmelerde istihdam edilmesi için teşvik uygulaması yapmıştı. Dolayısıyla kaynak arttıkça bu gibi uygulamalar devam edecek ve etmeli. Özel sektörün istihdam kapasitesini artırmalıyız, süreç içerisinde bütçe disiplini hayata geçtiği sürece de kamunun istihdam yaratma kapasitesi artacaktır” şeklinde konuştu.

“3 yıl çalıştıktan sonra 90 gün yurt dışı”

Ülkemizi orta ve uzun vadeli planlayıp, programlamamız gerektiğini belirten Uluçay, “Bizde bu noktada ülkemizde halihazırda bulunan bu 40 bin kişinin ve ailelerinin ülkedeki istihdam potansiyeline hem bugün hem gelecekte bu insanlarında katılabilmesini sağlamamız gerekiyor. Bunların sağlanması hâlinde hem KKTC yurttaşlarının, hem de halihazırda beyaz kimlikle bu ülkede bulunacak olan bu insanların orta ve uzun vadede ülkenin istihdam potansiyeline ekleneceği ve yerel iş gücü potansiyelinden ihtiyaç duyacağımız istihdamın karşılanması gerekliliğinin altını çiziyoruz. Bu noktada iş kollarında görev yapan işverenlere diyoruz ki bizim bundan sonra gelecek olanların 3 yıl çalıştıktan sonra 90 gün yurt dışında geçirme zorunluluğu getireceğiz. Burada temel hedef istihdam olanaklarından daha çok yerel işgücü potansiyelimizin değerlendirilmesini sağlamaktır” dedi.

“İş gücü potansiyelimizden istihdam yapalım”

Uluçay, sözlerini şu şekilde devam etti; “Temel hedef istihdam olanaklarından daha çok yerel iş gücü potansiyelimizin değerlendirilmesini sağlamaktır. Bu ülkede hep beraber yerel iş gücü potansiyelimizden istihdam ihtiyacını karşılayalım, ama bunun için işverenlerin ihtiyaç duyduğu ara elemanı, kalifiye elemanı yetiştirmemiz gerekiyor. Bunun için idarede üstüne düşeni süratle yapmalıdır. Bir süre önce bir yasa değişikliği ile meslek liselerinden çıkacak olan gençlerin daha az askerlik yapmalarını sağladık. Bu da söylediğimiz gelişmelerin olabilmesine yönelik bir adımdır. Belki de yakın bir zamanda yasama şunu da yaparak diyecek ki, bir genç meslek lisesinden çıkıyorsa ve doğrudan iş hayatına atılıyor ve iş hayatında kendini gösteriyorsa askerliğini yapmasın ondan sayılsın gibi bir uygulama da olabilir.”

“Ülkenin geleceğini düşünmemiz gerekir”

Uluçay, sözlerine şu şekilde devam etti; “Biz 6 ay üzerinde çalıştığımız ve verileri de dikkate alarak hareket ettiğimiz çalışma doğrultusunda dedik ki, bu ülkenin potansiyelini harekete geçirmemiz ve bundan sonrasını da düşünmemiz lazım. Bunun yanında halihazırda bu ülkede bulunan insanları, ailelerini ve çocuklarını da düşünmemiz lazım dedik ve beyaz kimlik uygulamasını ortaya çıkardık. Dolayısıyla ülkemizin orta vadede ihtiyaç duyacağı iş gücü potansiyelinin bu mevcut potansiyelden karşılanabileceğini söylüyoruz ki idare de işverenlerle birlikle mekanizmaları geliştirip özellikle ara eleman gelişmesine ve mesleki teknik eğitimin daha sistemli verilmesine hep beraber bir katkı koyalım ve bu ülkeyi orta ve uzun vadeli planlar ışığında geliştirelim.”

“90 gün yurtdışında kalma koşulu değişebilir”

Çalışma Yasasında düşünülen değişiklikte 90 gün yurtdışında kalma koşulunun değişe bileceğini belirten Uluçay, “Çalışma izniyle 3 yıl ülkemizde bulunduktan sonra 90 gün yurtdışında kalmak koşulunda komitemiz işverenlerle bunu istişare ediyor. Önümüzdeki haftalarda bu koşulun 90 gün kalıp kalmayacağı belli değil değişe de bilir. Bir iki ay içerisinde beyaz kimlik konusundaki tüzükler hayata geçmiş olacak ve fiilen beyaz kimlik verilmeye başlanacak. Beyaz kimlik alanlar yurttaşlık işlemine gidebilecektir ve bundan sonra ülkemize çalışma amaçlı gelecek olanlar beyaz kimlik alamayacak” şeklinde konuştu.

“Disiplin Tüzüğü’nü çağdaş bir norma kavuşturduk”

 Teberrüken Uluçay açıklamalarında Merkezi Cezaevinin koşulları ve cezaevinde çalışan ve mahkumlarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Uluçay; “Biz göreve geldiğimizde ceza evindeki eksiklikleri orada görev yapmakta olan gardiyanların temsilcileri pozisyonunda bulunan KTAMS, Kamu- Sen ve Gardiyanlar Birliği bir konsensüs dahilinde masaya yatırdık ve masaya yatırdıktan sonra ne ihtiyaçları varsa bunları aşama aşama hayata geçirmeyi hedefledik ve bununla ilgili çalışmalarda yoğunlaştık. En fazla üzerinde durulan ise Uygulamada Disiplin Tüzüğünün kendilerinin değimiyle daha çağdaş bir norma kavuşturulması. Oturuldu birlikte çalışıldı ve Disiplin Tüzüğü Bakanlar Kurulundan geçti ve şu an uygulamadadır. Daha sonra gardiyan ihtiyacı oluştu ve Bütçe Yasasına göre kamunun istihdam yaratma kapasitesi kısıtlı olmasına rağmen epeyi uğraş verdik ve 18 gardiyan istihdam edildi.”

“Teşkilat Yasası hazırlandı”

Teşkilat Yasasında tartışmalar olduğunu da vurgulayan Uluçay, “Yine bu 3 kurumumuzla çalışılarak Teşkilat Yasası hazırlandı ve uzun zaman mecliste bekleyen yasayı geçtiğimiz hafta genel kuruldan geçirdik. Yeni cezaevi konusu her zaman konuşuluyor ve konuşulmasında da fayda vardır. Ancak bu noktada da içinde bulunduğumuz gerçekleri açık yüreklilikle paylaşmak gerekir. Yeni cezaevi konusunda geçmiş dönemde yani UBP’nin iktidar olduğu dönemde TC Adalet Bakanlığı Türkiye’de cezaevi yapımıyla ilgili bir çalışmaya girmişti ve demişti ki bir tane de sizin için yapalım. Dolayısıyla oradan ihaleye çıkacaklar ve oraya ceza evi yapan firma gelip bir tanede buraya yapacak. Bu bizim yasalarımıza uygun değil ve bu yüzden Müteahhitler Birliği o dönem buna karşı çıktı. Biz göreve geldikten sonra da biz dedik ki Kıbrıs’ta ihaleye çıkmasını istiyoruz ve tercih ediyoruz dedik ama o süreçte ihaleye çıkmak mümkün olmadı. Ankarada ihalenin çıkması ve oradaki ihaleye KKTC’de kayıtlı bulunan müteahhitlerin de katılabilmesine olanak sağlanması noktasında bir alternatif girişim düşündük ve bununla birlikte bir konsensüs oluşturulması noktasında hem fikir olduk. Yasalarımız konsensüs dahilinde ihalelere katılabilmesine imkan veriyor”

“2016 da bütçe ayrılırsa yeni cezaevi yapılır”

Uluçay, sözlerine şu şekilde son verdi; “2016 bütçesinde eğer kaynak ayrılırsa ve KKTC’de bu ihaleye çıkılırsa bu yeni cezaevi de sonuçlandırılmış olacak. Ancak bunun KKTC’de ihaleye çıkması gerekiyor. Cezaevindeki sıkıntılar sadece bunlar değil ama bir rehabilitasyon merkezi oluşturulması ve uyuşturucu kullananların cezaevine değil de, bu merkeze gönderilerek bu bağımlılıktan kurtarılarak topluma kazandırılması konusunda sürekli konuşmaktayız ve bu konuda Sayın Çakıcı’nın da önerileri vardı. Bunula ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar yaparak, yasalarda ciddi değişiklikler yapmak gerekiyor. Gerek savcılığın, gerek polisin bu konuda çeşitli görüşleri de vardır. Bu kapsamlı değişiklikler dahilinde rehabilitasyon merkezinin açılması ve uyuşturucu kullanıcılarının suçlular noktasında çıkarılarak, tedavi edilmeleri ve yeni cezaevinin de bu hayata geçmesiyle, mahkumların ıslahınındı sağlanabilmesi önemlidir.”

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi