Bağımsızlık Yolu, İçişleri Bakanlığı’nın “eylem yapma” hakkını izne bağlamaya çalıştığını iddia ederek, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası olan “eylem yapma hakkına” müdahale edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti ve halkı haklarını savunmaya çağırdı.

Bağımsızlık Yolu Hukuk Komitesi yazılı açıklamasında, İçişleri Bakanlığı’nın Kaymakamlıklara gönderdiği 20 Mayıs 2016 tarihli mektupta; “Bölgelerinizde yapılacak gösteri, yürüyüş ve benzeri tüm etkinliklere Kaymakamlıklarınızca izin verilmeden önce Bakanlığımıza bilgi verilip gerekli onayın tarafımızdan alınması gerekmektedir” şeklinde talimat verdiğini savundu.

Bu konuda UBP-DP hükümetinin tutumunu eleştiren ve böyle bir uygulamanın Anayasa’ya ve en temel insan haklarından düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu ifade eden Bağımsızlık Yolu, kararı eleştirdi, ayrıca CTP’yi de, yasalarda özgürleştirici düzenlemeleri ve uygulamaları yapmadığı gerekçesiyle bu sonuçtan sorumlu tuttu.

Bağımsızlık Yolu, Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ettiği bu talebi Kaymakamlıkların uygulamak zorunda olmadığını iddia ederek, herkesin haklarına sahip çıkmasını istedi.

* * *

TDP: “YASAKÇI ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ OLAN BU GENELGE KABUL EDİLEMEZ”

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Ulusal Birlik Partisi-Demokrat Parti (UBP-DP) koalisyon hükümetinin İçişleri Bakanlığı tarafından Kaymakamlıklara gönderilen ve gösteri, yürüyüş ve benzeri tüm etkinliklerle ilgili önceden izin alınmasını içeren genelgenin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. TDP genelgeyi şiddetle protesto ederek, geri alınmasını istedi.

TDP’den yapılan yazılı açıklamada, Anayasa'nın 32. maddesinin “Yurttaşlar önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir” ifadesini içerdiği belirtilerek, “İçişleri Bakanı ya Anayasa'yı bilmiyor, ya da kendisini Anayasa'nın üstünde görüyor. Bu olay, hem demokrasinin özümsenemediğinin, hem de hukukun üstünlüğü ilkesinin içselleştirilemediğinin somut göstergesidir. Toplumun bu tür zihniyetler tarafından yönetiliyor olması hem düşündürücü, hem de endişe vericidir” ifadelerine yer verildi.

"ÖN HAZIRLIK YAPILIYOR"

Açıklamada, hükümetin, “Telekomünikasyon Dairesi, KIB-TEK ve limanlar başta olmak üzere “toplumun öz varlıklarının peş keş çekilmesini ve bazı hakların geri alınmasını öngören ekonomik protokolü imzalamaya hazırlandığı” iddia edilerek, geniş halk kitleleri tarafından ortaya konulacak toplumsal tepkileri önlemek, en aza indirmek için şimdiden önlem almaya çalıştığı savunuldu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Şunu net bir şekilde hatırlatmak isteriz ki; Anayasa'nın 32. maddesine göre 'Yurttaşlar önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptirler. İçişleri Bakanı şunu bilmelidir ki, bu tür etkinlikler için Kaymakamlıklardan izin alınmaz, yalnızca güvenliğin sağlanması ve gerekli tedbirlerin alınması için bilgilendirme yapılır.”

Açıklamada, genelge şiddetle protesto edildi ve derhal geri alınması istendi.

TDP açıklamasında, “Genelgedeki imza sahibi de Anayasa'nın ilgili maddesinden haberdar değilse, bunun büyük bir gaf olduğunu belirtir, imza sahibinin görevden alınması gerektiğini belirtiriz” ifadeleri kullanıldı.