Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Şefi Dr. Gülgün Vaiz, ülkedeki kalp krizi yaşının 30’lara kadar indiğini belirterek, “Kalp ve damar hastalıkları ülkede birinci sırada ölüm sebebiyse, kalbimiz feryat ediyor, ağlıyor, ölüyorsa buna çare bulmak zorundayız” dedi.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne yılda ortalama 350 kişinin, Gazimağusa Devlet Hastanesi’ne 100 civarında kişinin kalp krizi şikâyetiyle başvurduğunu söyleyen Vaiz,  yılda 2 bin 500 kişinin Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde kalp ve damar hastalıkları şikayeti nedeniyle müşahede altına alındığını aktardı.

Vaiz, yılda 2 bin kişiye anjiyo yaptıklarını belirterek, “Rakamlar büyük. Ortalama kalp krizi yaşımız Avrupa’da en genç yaş grubunu oluşturuyor. 1990’larda yılda 80 kişi kalp krizi geçirirken, 2000’li yıllarda bu sayı 150’ye, bugün ise 300’e çıktı” dedi.

Akdeniz’de, Sardunya adasında insanların 100 yaşına kadar yaşadığını belirten ve “Biz neden Kıbrıs’ta 40-50 yaşında kalpten ölelim?” diye soran Vaiz, insanlara “Yaşam tarzınızı değiştirin, hareket edin. Kalp ve damar hastalıkları önlenebilir” çağrısında bulundu.

VAİZ’İN DÜNYA KALP GÜNÜ MESAJI: “İNSANLARIN KALP HASTASI OLMASINI İSTEMİYORUZ”

“Dünya Kalp” günü nedeniyle bugün Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Vaiz, böyle günlerde kalp-damar hastalıklarının önlenebilir olduğunu vurguladıklarını kaydetti.

Akdeniz ülkelerinde kalp krizlerinin az olduğunu belirten, “Fransa’da, Yunanistan’da, İtalya’da insanlar kalp krizlerinden bizim kadar ölmüyor” ifadelerine yer veren Gülgün Vaiz, “Bizim Akdeniz’de kalp krizinden ölmemiz aslında olağandışı” şeklinde konuştu.

Sardunya’nın, dünyanın en uzun yaşayan insanlarının adası olduğunu da söyleyen Vaiz, “Neden bizde ölüm oranı bu kadar yüksek, bunu kendime sormamız gerek” şeklinde konuştu.

21’inci yüzyılın insanlara dayattığı bir yaşam tarzı olduğunu kaydeden Vaiz, “Yanlış besleniyoruz, hazır yiyoruz, kilo alıyoruz, hareket etmiyoruz, çok sigara içiyoruz, tansiyonumuz, şekerimiz var. Stresliyiz, mutsuzuz ve karamsarız. Bütün bunlar kalp hastalığı faturası olarak bize geri dönüyor” dedi.

“İnsanların kalp hastası olmasını istemiyoruz” diyen Vaiz, “Gerçekçi olup, düzeltebileceğimiz şeyler var, düzeltemeyeceğimiz şeyler var ama kalp ve damar hastalıkları ülkede birinci sırada ölüm sebebiyse, kalbimiz feryat ediyor, ağlıyor, ölüyorsa buna çare bulmak zorundayız” dedi.

“BENİM ÇAĞRIM HEPİMİZE”

Ülkedeki kalp krizi yaşının 30’lara kadar indiğini aktaran Vaiz şöyle devam etti:

“30-40 yaşında insanlar kalp krizi geçiriyor, hastanelerimize geliyor. Biz artık bu insanları kaybetmek istemiyoruz. Bunun yolu sadece doktorlardan, sağlık çalışanlarından geçmiyor. Sivil toplum, yerel örgütler, devlet ve halk birlikte hareket etmek zorunda. Yani, benim çağrım hepimize.”

“ÖLÜNMEYECEK NEDENLERDEN ÖLMEMELİYİZ”

Kendisinin de, diğer hekim arkadaşlarının da halkın emrinde olduğunu ve Tabipler Birliği’nin de canla başla çalıştığını söyleyen Vaiz, kalp damar hastalıklarından korunmak için hep birlikte ayağa kalkılması gerektiğini belirtti. Vaiz, “İnsanların ölmesine izin vermemeli, ölünmeyecek nedenlerden ölmemeliyiz” dedi.

“KALP KRİZİNİ TANIMAK ÖNEMLİ”

Bu yıl dünya kalp örgütleri ile Türkiye Kardiyoloji Derneği’nin kalp krizinin belirtileri konusunda yaptığı uyarıya da dikkat çeken Vaiz, şunları aktardı:

“Kalp krizini tanımak önemli. Kişilerin kalp krizi belirtilerini bilip, en kısa sürede hastaneye ulaşması gerek. Kalp krizinden endişe ediyorsak, 30 yaşın üzerindeysek, sigara içiyorsak, şekerimiz, tansiyonumuz varsa, çok stresliysek tanıyı doktorun koymasına izin verelim. En kısa zamanda kendi aracımızla değil, 112 ile hastaneye ulaşalım. Kalp krizi geçiren hastalardan yüzde 50’sinin hastaneye ulaşamadan kalbi duruyor. Eğer hastaneye ambulansla giderseniz, bu size kalp masajı, şok cihazıyla kalbi çalıştırma gibi müdahale olanakları sağlar. Kalp krizi geçiren birinin birkaç saat içinde hastaneye ulaşması ilerleyen yıllardaki yaşam kalitesi için çok.”

Kalp krizinin beklenmeyen bir durum olduğunu, nasıl seyredeceğinin belli olmadığını kaydeden Vaiz, “Kalp krizi bütün krizler gibi ani müdahaleyi ve organizasyonu gerektirir” dedi.

“YILDA 2 BİN ANJİYO...RAKAMLAR BÜYÜK”

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne yılda ortalama 350 kişinin, Gazimağusa Devlet Hastanesi’ne 100 civarında kişinin kalp krizi şikâyetiyle başvurduğunu söyleyen Vaiz,  yılda 2 bin 500 kişinin Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde kalp ve damar hastalıkları şikayeti nedeniyle müşahede altına alındığını aktardı.

Vaiz, yılda 2 bin kişiye anjiyo yapıldığını da belirterek, “Rakamlar büyük, ortalama kalp krizi yaşımız Avrupa’da en genç yaş grubunu oluşturuyor. 1990’lı yıllarda yılda 80 kişi kalp krizi geçirirken, 2000’li yıllarda bu sayı 150’ye, bugünse 300’e çıktı”

Gelişmekte olan ülkelerde kalp krizi oranlarının azaldığını ve az gelişmiş ülkelerde bu oranın arttığını söyleyen Vaiz, “Biz hem kalp krizinin nedenlerini ortadan kaldırmaya yoğunlaşmalı; hem sigara, dengeli ve düzenli yaşam, sağlıklı beslenme konularında bilinçlenmeli; hem de hastaları hastaneye erken ulaşmaları konusunda aydınlatmalıyız” dedi.

YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİRİN....

Dünya Kalp Günü’nde “yaşam tarzınızı değiştirin” çağrısı yineleyen Vaiz sözlerini şöyle kaydetti:

“Yaşam tarzımızı değiştirmek için toplum olarak ayağa kalkmalı, kampanyalar, hareketi sağlayacak politikalar üretmeliyiz. Benim halka söylemek istediğim şudur; Akdeniz’de, Sardunya’da insanlar 100 yaşına kadar yaşıyorsa biz neden Kıbrıs’ta 40-50 yaşında kalpten ölelim? Bunun için birçok neden olabilir ama bunun 4’te 3’ü bizim elimizde. Kalpten ölmeyelim. Kalbimizin ağlamasına kulak verelim.”

BİRTAN: “KORONER DAMAR HASTALARI SADECE KKTC’NİN SORUNU DEĞİL”

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nden Dr. Hasan Birtan ise basın toplantısındaki konuşmasında, özellikle koroner damar hastalarının sayısının her geçen yıl inanılmaz şekilde arttığını kaydetti. Birtan, “Bu sadece KKTC’nin değil, dünyanın problemi” dedi.

Spora erken yaşlarda başlanması gerektiğini vurgulayan Birtan, hareketin insanın hastalıklara karşı kullanabileceği en büyük silahı olduğunu belirtti.

“METABOLİK SENDROMUN GELİŞTİRDİĞİ DİYABET, YÜKSEK TANSİYON VE KORONER DAMAR HASTALIĞI...

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yılda 300’e yakın açık kalp amelieyatı yapıldığını söyleyen Birtan, “Bunların yüzde 80’ini koroner damar hastalıklarından oluşturuyor. Bunun da yegane sebebi metabolik sendromun geliştirdiği diyabet, yüksek tansiyon ve koroner damar hastalığıdır” dedi.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki kardiyoloji ve kalp damar cerrahi merkezlerinde hem tecrübe, hem de donanım olarak tüm hastalıkları göğüsleyebilecek durumda olduklarını belirten Birtan, “Yaklaşık 7 yıldır kalp damar cerrahi servisimiz hizmet vermektedir. Bu hizmeti dünya ülkeleriyle eşdeğer kalitededir. Ancak tek amacımız koruyucu hekimliğin geliştirilmesi ve hasta potansiyelinin azaltılması” ifadesine yer verdi.