Özge Kizir

Dışişleri eski Bakanı Taner Etkin, müzakere sürecini ve New York’taki gelişmeleri Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirdi. Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis ile kendisine destek veren siyasi partilerin açıklamalarına bakıldığında bir anlaşma ihtimali görmediğini belirten Etkin, “Ne toprağımızı ne egemenliğimizi bırakıyorlar” şeklinde konuştu.

“Elimizde ne varsa talep ediyorlar”

Rum basınını yakından takip ettiğini belirten Etkin, “Rum tarafında 8 parti var. DİSİ iktidar partisidir. AKEL ise ona destek veren partidir. Geri kalanlar ise DİKO, EDEK, Dayanışma Hareketi, Vatandaşlar İttifakı, Ekologlar ve ELAM’dır. İkisinin dışında geri kalan altısı görüşmelerde nasıl bir sonuç alınması ile ilgili görüşlerini önceden ortaya koydular. Bizim kabul edemeyeceğimiz ve elimizde ne varsa talep eden görüşler ortaya koydular” şeklinde konuştu.

“Bizans entrikasına dayanan bir oyun içindedir”

Etkin, sözlerine şöyle devam etti: 

“AKEL, en son yaptığı değerlendirmede bunlara katılan görüşler ortaya koydu. DİSİ, kendi içerisinde bazı partilere oy kullanan milletvekilleri vardır. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Bizans entrikasına dayalı bir oyun içinde bulunmaktadır. Bizans entrikasına dayalı olarak ‘iyi yönde hareket ediyorum’ şeklinde ortaya koyduğu görüşleri vardır. Fakat öbür taraftan da ‘ne yapayım, bakın bunlar da böyledir’ diyebileceği bir ortam yaratıyor. Bu oyun ilk defa oynanmıyor.”

Bütün Kıbrıs’a sahip çıkan görüşler

Etkin şöyle devam etti:

“11 Şubat 2014’teki ortak açıklama yapıldıktan sonra Anastasiadis ‘Nedir derdiniz? Buradan çıkacak olan sonuç tek devlet, egemenlik, uluslararası kimlik ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içerisinde devam eden anlaşmadır’ dedi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Espen Bart Eide’nin önünde kendi temsilcisini kendisine bunlar soruldu. Cevabı ise ‘Ben onları ikna etmek için söyledim’ dedi. Bütün Kıbrıs’a sahip olma yönünde görüşler ortaya koydu.”

Yeşilırmak’tan Karpaz’a her yeri istiyor

Anastasiadis’in toprakla ilgili görüşlerine değinen Etkin şunları da ekledi: “Yeşilırmak’tan başlayarak Yedidalga, Gemikonağı ve köylere kadar çıkıyor. Ardından ‘O bizim, bu bizim, buraya yerleşmemiz lazım’ diyerek Maraş’a kadar gidiyor. Güzelyurt’tan geçerken ‘Güzelyurt da bizimdir. Eğer vermezseniz anlaşma olmaz’ şeklindeki yaklaşımı da katılıyor. Böyle bir Anastasiadis var. Kapalı Maraş’ı istiyorlar. Açılacak ve kendilerine verilecek. 

Münhasır ekonomik bölgesini genişletmek için sahilleri istiyor?

O da yetmedi Karpaz’da burunun doğu kısmına düşen, yani Dipkarpaz’a kadar bütün köyleri istiyor. Onu istemesinin nedeni de, burun döndüğünde bizim belirli sınırlarımıza kadar geliyor. Bize az bir miktar sahil bırakılıyor. Sahillerden istifade ederek münhasır ekonomik bölgesini genişletmek istiyor.” 

“Ne toprağımızı ne egemenliğimizi bırakıyor”

Rum kesiminde yer alan partilerin ortaya koyduğu görüşler konusunda açıklamada bulunan Etkin, “Bu görüşte olan birisiyle nasıl anlaşma yapılacak? Bir ihtimal görmüyoruz. Çünkü Anastasiadis’in, kendine destek veren DİSİ partisinin ve diğer partilerin ortaya koyduğu görüşler bizi adada yok sayan görüşlerdir. Ne toprağımızı, ne egemenliğimizi bırakıyor. Hiçbir şey bırakmıyor. ‘Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’ diyor ama kendileri sahip çıkıyor. Kıbrıs Türkleri olarak bütün bunlar ortadayken bu görüşmelerden bir sonuç nasıl bekleyebiliriz. Aynı görüşü savunuyorlar” dedi. 

“Bize düşen görev devletimize sahip çıkmaktır”

New York görüşmelerinde çıkacak olan sonucu da beklediğini ifade eden Etkin, “Bize düşen görev devletimize sahip çıkmaktır. Bugüne kadar ‘tanınmaya açığız’ dedik ama tam tanınma yoluna çıkmadık. New York görüşmelerinde çıkacak olan sonucu da bekliyoruz. Bütün bunlar görüşmeleri etkileyen hususlardır. Güzelyurt Belediye başkanı 42 yıl önce ne yaptı? Yunanistan Cumhurbaşkanı adaya geldiğinde ne verdi? ‘Omorfo’ dedikleri Güzelyurt’un anahtarını verdi. Bu şimdi niyeti göstermez mi? Bizans entrikasına dayalı bir oyundur” şeklinde konuştu.

“Nüfusu da engellemeye çalışıyorlar”

Yaşanan bütün gelişmelerin dikkate alınması gerektiğini belirten Etkin, “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, yaptığı temaslarda iyice değerlendirmesini yaparak temaslarda bulunması gerekiyor. Nüfusa kadar geliyorlar. Nüfusu da engellemeye çalışıyorlar. Kendileri istedikleri kadar her müracaat edene vatandaşlık da verebiliyorlar. Fakat bizim belirli anayasa ve yasalara dayalı olarak hak kazanmış insanlara vatandaşlık vermemize de karşı çıkıyorlar” ifadesini kullandı. 

“Ayrı bir ordu kuruyorlar”

Etkin, sözlerine şöyle devam etti: 

“3 bin kişi profesyonel asker yazıyorlarmış. Bu profesyonel askerleri açığa çıkarmadan önce açıklama yaptılar. Müracaat kabul ettiler. Kıbrıs’ta Rumların arasından 200-250 kadar müracaat almışlar. Peki, geri kalanları ne yaptılar? Hep Yunan getiriyorlar. Ayrı bir ordu kuruyorlar. 3 bin kişilik bir ordu. 1960 anlaşmalarından sonra 950 kişilik Alay adaya gelirken 25 bin de Yunan askeri geldi. Geçitkale-Boğaziçi saldırılarında Türkiye ‘Çekileceksiniz, çekilirken yalnız bölgeden değil, gayri yasal anlaşmalara uymayan ve gizli yoldan getirdiğiniz Yunan askerlerini de çekeceksiniz’ dedi. 15 Kasım 1967’de yaşanan bir olaydır. Türkiye’nin şartı buydu. En sonunda kabul ettiler. Askerleri buradan çektiler. Larnaka Limanı’ndan gittiler. . Gözetimci ise Birleşmiş Milletler’in (BM) Barış Gücü’nün subaylarıydı. Türkiye ne yapıldığını biliyor. 

Bize neler yapabileceklerinin örnekleri

Bunlar geçmişteki hizmet ve görevlerim sırasında gördüklerim ve değerlendirdiklerimdir. Bunlar bize yapabileceklerinin örnekleridir.”

“Bütün haklarımı ve her şeyimi kendilerine teslim edecek bir anlaşmayı da kabul etmem”

Etkin, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Şimdi görüşmelerde hepsi ‘Türkiye’nin garantörlüğü kabul edilemez’ şeklinde ifade kullanıyor. Bütün bu gelişmeleri bilen kişiler olarak bizler anlatıyoruz. Hepsi arşivlerde vardır. Bizi suçluyorlar. ‘Bunlar barış istemez’ diyorlar. Neden istemeyim? Ama bütün haklarımı ve her şeyimi kendilerine teslim edecek bir anlaşmayı da kabul etmem.”