Deniz Abidin

Arif Latif adlı vatandaş, annesi Ayşe Latif'in Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde gördüğü muameleden dolayı bugün Sağlık Bakanlığı'na soruşturma açılması için yazılı talepte bulunuyor. Latif, annesinin ve aile fertlerinin yaşadıklarını  dün hastane önünde basın toplantısı düzenleyerek duyurdu. Latif, 69 yaşındaki annesi Ayşe Latif'in 28 Mart gecesi başlayan şiddetli öksürük nedeniyle İnönü Köyü'nden Lefkoşa Nalbantoğlu Devlet Hastanesine götürüldüğünü, acil serviste bir iğne yapılarak geri gönderildiğini belirtti. Latif, annesinin rahatsızlığının ertesi gün daha da artarak devam etmesi üzerine Mağusa acil servise kaldırıldığını söyleyerek, burada kendisine serum bağlandığını anlattı. Latif, ertesi gün Göğüs Hastalıkları Uzmanı Ahmet Körceğis isimli doktorun hastanede poliklinik bakımı olmasından dolayı annesini daha sonra muayene edeceğini söylediğini ifade ederek, serviste yatan annesinin bir anda ellerinin vücuttan kesildiğini ve felç geçirme ihtimaliyle tekrardan ambulansla Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'ne sevk ettiklerini belirtti.

"Vücudunda oksijen bitti, komalık oldu"

Lefkoşa Devlet Hastanesine sevk edilen  Ayşe Latif'in MR'ının çekilmesinin ardından bir beyin uzmanı tarafından kontrol edildiğini ve beyinde bir sorunu olmadığının izah edildiğini anlatan Latif, öksürük şikayetiyle hastaneye başvurmasına rağmen bu süre zarfında göğüs filminin çekilmediğini kaydetti. Latif, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde kendilerine "annenizi Mağusa Hastanesine götürün orada bir filmini çeksinler" denildiğini ve tekrardan ambulansla Mağusa Hastansine sevk edildiğini anlattı. Arif Latif, Mağusa Hastanesinde ise annesinin göğüs filminin çekilmesi için tekrardan poliklinik bakımının bitmesi için bekletildiğini vurgulayarak, bu süre zarfında ise annesinin vücudunda oksijenin bittiğini ve komalık olduğunu söyledi.

"Anneme 2 bin lira ilaç verdiniz diye yakınamazsınız"

Arif yaşadıklarını şu şekilde anlattı: "Annem Mağusa Hastanesinde yoğun bakıma alındı. Uyandıramadılar. Ambulansla tekrar Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'ne sevk ettiler. Annem burada yoğun bakıma alındı. Kendisiyle ilgilenen doktor bize  açıklama yaparak karbondioksit zehirlenmesi meydana geldiğini ve şokla uyandırıldığını söyledi. Ancak iki gün sonra ilgili doktorun yurt dışına bir konferansa katılacağının, anneme başka bir doktorun bakacağını bize ilettiler.  Daha sonra annemle ilgilenmeye başlayan doktor bize ilk gün bilgi verdi, ancak ikinci gün hastane acil servisinden istifa ettiğini o nedenle bilgi veremeyeceğini söyledi. Biz yine dört kardeşle birlikte hastaneyi gezerek annemle ilgilenmeye başlayan diğer doktorun kim olduğunu bulmaya çalıştık. Sormamıza rağmen bir türlü yanıt alamadık. Uğraştık ve sonunda bulduk. Doktorun Hasan Adataş olduğunu öğrendiğimizde kendisini Ayaktan Tanı Merkezinde serviste otururken bulduk. Durumu anlatmaya çalıştık"

Arif Latif, doktor Hasan Adataş'ın kendisine  annesiyle ilgilendiğini, hergün 2 bin TL'lik ilaç verdiğini söylediğini ifade etti.

Latif, "Doktorsanız, maaş alıyorsanız, benim sosyal yatırımlarımdan dolayı bu parayı alıyorsunuz. Anneme 2 bin lira ilaç verdiniz diye yakınamazsınız. Bu halkın hakkı değil mi? Bana böyle birşey söylemeye hakkınız yok. İnsanlar Facebook'ta 'bu köpeğe kim çarptı' diye soruyor, insanının hakkı yok mu?"diyerek tepkisini dile getirdi.

"Soruşturma açılsın istiyoruz"

"Biz o gün buradan annemizi alarak YDÜ Hastanesine kaldırmak istedik. Çünkü burada sistem bitti. Hastaya bakacak doktor bulamıyoruz. Bu isteğimizi iletmemize rağmen 'alabilirseniz alın' diye yanıt aldık. Ancak biz başhekime ulaştık, uğraştık...  YDÜ Hastanesine sevki için bana kağıt imzalattılar. Ben de imzaladım. Anneme bakacak olan YDÜ Hastanesindeki doktor, Nalbantoğlunda anneme bakan  son doktor Hasan Adataş'tan bilgi almak için kendisini defalarca aradı. Ancak doktor doktorun telefonuna bakmadı. Ben soruyorum, siz yemin etmediniz mi? Bu zorluklarla annemi YDÜ'ye kaldırdık, şimdi yoğun takip altındadır. Ancak, bugün ücretle ilgili aldığım bilgi doğrultusunda kendimi Sağlık Bakanlığı kapısında buldum. Sağlık Bakanı İzbul yazılı dilekçe yapmamızı istedi. İzbul, olayı takibe alacağını ve gerekeni yapacağını bize söyledi. Biz hukukçumuzla birlikte dilekçemizi yaparak gerekenin yapılması için uğraşacağız. Biz bu durumun sorgulanmasını talep ediyoruz"