Duygu Alan

Adalet Şahiner, aslen Erzincanlı. Üç çocuklu bir ailenin kızı olan Adalet Şahiner, henüz 17 yaşındayken görücü usulü ile evlendi. Evlendikten sonra memleketi Erzincan’dan eşinin doğup büyüdüğü şehre Tokat’a yerleşti.

Şahiner, yıllar içerisinde biri kız diğeri erkek iki çocuk dünyaya getirdi. İyi kötü yıllarını paylaştığı hayat arkadaşı Adalet Şahiner’e 44 yaşında hayatının en kötü günlerini yaşattı.

Evliliğinde kötü günler yaşayan ve eşi tarafından eve ikinci bir kadın getirilen Adalet Şahiner’i eşi hizmetçi yapmaya çalıştı. Şahiner, karşı çıkınca da darp edildi, aşağılandı, hakaretlere maruz kaldı.

Aynı evde kuması ile iki ay boyunca yaşayan Adalet Şahiner, oğlunun üniversite eğitimini tamamlayıp eve dönüşü ile yaşadığı cehennem hayatından kurtuldu.

Oğlu, Hüseyin Şahiner, olup biteni öğrenince annesini de alarak KKTC’ye Esentepe’de ikamet eden dayısı ve teyzesinin yanına geldi.

Ana oğul bir süre Adalet Şahiner’in kız kardeşinin evinde yaşadı. Zaman içerisinde ana oğul kendi düzenini kurdu ve Esentepe’de kendilerine ait bir dünya kurdu. Şahiner’in kızı ise evli olduğundan Türkiye’de kaldı.

Gururuna yediremedi kanser oldu

Adalet Şahiner, kimseye fark ettirmemeye çalıştı, yüzü güldü ama içi hep kan ağladı. Yaşadıklarını bir türlü içine sindiremeyen Şahiner, en sonunda marazından kansere yakalandı.

Önce meme kanseri ardından böbrek kanserine yakalanan Adalet Şahiner, kanser hastalığı ile mücadele sürecini anlattı.

“Banyoda fark ettim panikledim”

20 Haziran 1997 yılıydı. O dönem Girne Amerikan Üniversitesi’nde temizlik biriminde işçi olarak çalışıyordum. Bir hafta sonuydu, evin temizliğini bitirdikten sonra banyoya girdim. Sağ göğsümün altında elime bir topak geldi. O dönemde bu meme kanseri vakaları yaygındı. Kendi kendime “Acaba mı?” diye sordum. O gün kimseye bir şey söylemedim. Pazartesi işe gittiğimde iş arkadaşım olan Zehra Hanım’a durumu anlattım. Topağı Zehra Hanım da fark etti ve bana bu durumu ihmal etmememi söyledi. Topak, sabitti ve fındık büyüklüğündeydi. Ertesi gün Lefkoşa’da Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Şevket Alptürk’e gittim. Şevket Bey’in yönlendirmesi ile Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde röntgen çekindim. Röntgeni de alarak Girne’de askeri hastaneye gitti. Askeri hastanedeki beni muayene eden doktor, röntgen sonucuna baktı ve bu topağın röntgende hiç hoş görünmediğini, muhakkak biyopsi yapılması gerektiğini söyledi. Önce “Gerek yok falan” dedim ama oğlum beni sonunda biyopsi için ikna etti. Biyopsi için gerekli parça askeri hastanede alındı. 15 gün sonra biyopsi sonucunu öğrenmek üzere yeniden askeri hastaneye gittim.

foto-(5)ds4dsa5dsd4.jpg

Adalet Şahiner, kanser hastalığı ile mücadele süreçlerini evlatlarından ve torunlarından destek alarak atlattı

“Ağlaya ağlaya gittim”

Çok panik bir haldeydim. Doktor bu ruh halimi anladı ve beni sakinleştirmek için oturttu, çay ardından kahve ikram etti. Artık ne doktor daha fazla oyalamak istedi ne de benim sabrım kalmıştı. Derin bir nefes aldım ve biyopsi neticesinde ne çıktığını sordum. Doktor, kanser olduğumu söyledi.
Dünya başıma yıkıldı. Elimde biyopsi raporu, kalbimde derin bir üzüntü ağlaya ağlaya Doktor Salih Miroğlu’na gittim. Salih Bey hemen Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ni Cerrahi Bölümünü aradı ve ben orada ameliyat oldum. Sağ memeyi ve lenfleri aldılar.

“İkinci kez böbrek kanseri oldum”

Ameliyattan sonra 25 gün ışın tedavisi gördüm.  Daha meme kanserinin şokunu atlatamamışken bu kez böbrek kanserine yakalandığımı örendim. Ameliyat ve ışın tedavisinin ardından sıklıkla kontrollerimi yaptırıyordum. Aradan çok uzun zaman geçmemişti. Son kontrolde sağ böbreğimde bir kitle tespit edildi ve yapılan tetkikler neticesinde bana bu defa böbrek kanseri teşhisi konuldu.

Böbrek ameliyatını Yakındoğu Üniversitesi Hastanesi’nde oldum. Ameliyatta sağ böbreğim alındı. Sol böbreğimde de 2 santimetre büyüklükte bir kitle görülmüş. Ancak böbreksiz yaşayamayacağım için sol böbreğime dokunmamışlar.

“Sol böbrekteki kitle de büyüyordu”

Böbrek ameliyatından sonra kemoterapi tedavisi gördüm. Kemoterapiyi Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde 5 kür aldım. Kemoterapi saçlarımı, kaşlarımı, kirpiklerimi döktü, beni çok halsizleştirmişti. Ben sağ böbrekteki kanser için tedavimi sürdürürken sol böbrekteki kitle de büyüyordu.

“Diyalize bağlandım”

Sol böbrekteki kitle büyüdükçe büyüdü ve böbreğimi işlevsiz hale getirdi. Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde görevli İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Düriye Deren Oygar’a gittim. Deren Hanım beni diyalize bağladı. Bir yıldır haftada üç gün diyalize giriyorum ve iyileşmeye başladım.

Adalet Şahiner’in yüzü gülse de içi hep kan ağladı. Yaşadıklarını bir türlü içine sindiremeyen Şahiner, aynı yıl marazından kansere yakalandı

“Çocuklarım torunlarım yaşam kaynağım”

Adalet Şahiner, yaşadığı acı günlerinde çocuklarının hep destekçisi olduğunu çocuklarının ve torunlarının sevgisi ile hayata tutunduğunu söyledi.

Hastalık ile mücadele ettiği dönemde erkek kardeşinin de çok desteğini gördüğünü anlatan Şahiner, ne yazık ki kardeşini 2001 yılında kaybettiğini kaydetti.

Kardeş acısını halen en derinlerde hisseden Adalet Şahiner, sözlerine şöyle devam etti: “Ben canımdan ümit etmezken dağ gibi kardeşimi toprağa verdim. İyi ki çocuklarım ve torunlarım var. Onlar da olmazsa benim de yaşamamın bir anlamı olmaz. Ben kanseri de başıma gelen kötü olayların üzüntüsünü de ailemin sevgisi ile yendim. Kanser hastalarına da tavsiyem kahrolmasınlar ve bilsinler ki kanser tedavi edilebilir bir hastalık. Ben kanseri yendiysem herkes de yenebilir. Yeter ki hayattan umutlarını kesmesinler.”