Deniz Abidin / Özlem Çimendal

Dağyolu sakinleri, ağılların köy içinde olmasından rahatsız. Geçimini hayvancılıktan sağlayan köylüler, ağıllarının köyün dışına çıkarılması için yetkililerden yardım talep edildiğini, ancak bugüne kadar bir sonuç alamadıklarından yakındı.

Dağyolu’nda yıllardır hiçbir şeyin değişmediğine de dikkat çeken köylü,  “Köyümüz 40 yıl önce nasılsa bugün de ayni, devlet ağılları köyün dışına çıkarmamız için bize kredi sağlaması gerekir” dedi.

Zamlardan  vatandaşın alım gücünün sürekli düşmesine karşın siyasilerin önlem almamasını da eleştiren  köylü, “Kimi seçsek aynı. 45 yıl bir parti için mücadele ettik. İktidara getirdik bir şey değişmedi. Hepsi ayni. Adam gelir devleti çalar, başa gelince üstüne sünger çekerler. Partiler aile şirketi oldu” diye konuştu. 

Dağyolu sakinleri köyün yıllardır aynı olduğunu belirtti. Köylü, Dağyolu’nun 40 yıl önce nasılsa bugün de aynı durumda olduğunu belirterek, ağılların köyün dışına çıkarılması için yetkililere şikayetlerini ilettiklerini ancak, herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade etti. Köy sakinleri, “Köy yıllardır aynı yerde sayar. Ağıllar köyün dışına çıkarılmadığı sürece burada bir yenilik olmaz. Ağılların köy dışına çıkarılması için devletin köylüye kredi sağlaması lazım. Vatandaşın durumu kötü. Köylü kendi imkanı ile mandırasını köyün dışına taşıyamaz” şeklinde konuştu.

Vatandaş ne dedi?

Mehmet Tunççağ:“Devlet teşvik verir, ancak gününde ödemez”

“Ben bu köye göçmen geldim. Köyümüz güzeldir. Ancak köyde zaanatkar falan yok. Gençlerin hepsi okudu. Dışarı gidenler de oluyor ama köyümüzden doktor çıktığı da oldu. Köyümüzün yarısı hayvancılıkla uğraşır. Ancak geçen yıl kuraklık yaşandı ve bu hayvancının belini büktü. Devlet teşvik verir, ancak günü gününe bu teşviki ödemez. Kuraklık parasını gününde almıyoruz. Biz ada ülkesiyiz. Kuraklık olması normaldir”

Mustafa Sakallı:“Partiler aile şirketi oldu”

“Siyasetçiye güven kalmadı. Kimi seçerseniz aynı. Hangisini seçsek hizmet vermez. 45 yıl bir parti için mücadele ettik. İktidara getirdik bir şey değişmedi. Ülkedeki partiler 4’lü şirket halini aldı. Hepsi birbirini savunur. Adam gelir devleti çalar, başa gelince üstüne sünger çekerler. Partiler aile şirketi oldu. Ben köyde hayvancılık yapardım. Şimdi çocuklarıma devrettim. Bu süre içinde karşılıksız çekler aldım. Vatandaşta para kalmadı. Mahkemeye verdim, mahkeme hala devam eder. Kahvelerin önünden pis sular akar. Kanalizasyon işi yapan yok. Hizmet istemeyen yollar yapılır. Yağmur yağar ve sular yollardan akar. Bu köyün en önemli sorunu ağılların köyün içinde olmasıdır. Belediyeye defalarca söyledik, ancak köyün dışına çıkarmaya gücü yok”

Ömer Tosun:“40 sene önce bu köy nasılsa şimdi de aynı”

“Ben sosyal sigortadan emekliyim. 42 yıldır Dağyolu’nda yaşarım. 40 sene önce bu köy nasılsa şimdi de aynı. Hiçbir değişiklik yok. 42 yıl önce 4 keçim vardı, şimdi de 4 keçim var. Ekonomi gittikçe kötüye gider. Vatandaşın alım gücü azaldı. Bu nedenle hayvanlarımızı çoğaltamıyoruz. Ülkede her şeye zam geldi. Bu vatandaş nasıl geçinecek?”

Ali Kerman:“Köyün yollarında asfalt kalmadı”

“Emekliyim. Hastaneye giderim, ilaç yok. Köyde ise belediye pek iş yapmaz. Yollarda asfalt kalmadı. Mandıralar köyün içinde. Bu devirde  böyle şey olmaz. Yetkililere ilettik. Bir sonuç alamadık. Kaymakama kadar gittik gene sonuç yok. Biz köyün içinde olan mandıraların köyün dışına çıkarılmasını istiyoruz. Yetkililer sesimizi duysun ve bunu yapsınlar”

Metin Beşiktaş:“Zamlardan nefes alamaz hale geldik”

“Vatandaş olarak alım gücümüz düştü. Ülkede pahalılık çok. Zamlardan nefes alamaz hale geldik. Her gün zam üstüne zam yapılıyor. Bizim kazancımız karşılamaya yetmiyor. Köyde kulüp dışında başka zaman geçirebileceğimiz yer yok. Köyün gelişmesini istiyoruz. Yetkililer burayla da ilgilensinler. Gençlere köyde iş imkanı yok, dışarda çalışırlar. Köyde hayatını kuran gençlerin sayısı azdır”

Derviş Trambaz:“Ağıllar mademki bu köyün içinden çıkmadı, yenilik olmaz”

“Emekli memurum. Köyün yerlisiyim. Emekli param yetmiyor. Bu nedenle kulüp büfesini de işletirim. Köy yıllardır aynı yerde sayar. Ağıllar mademki bu köyün içinden çıkmadı, yenilik olmaz. Ağılların dışarı çıkarılması için devletin köylüye kredi sağlaması lazım. Vatandaşın durumu kötü. Köylü kendi imkanı ile mandırasını köyün dışına taşıyamaz. Asker olan köylerde ağıllar hep dışarıdadır. Bizim köy Türk köyüdür, ağıllar hep köy içinde. Köye bir yola yeni asfalt döktüler, üç günde çöktü. Devletçilik bu olamaz. Dövizin yükselmesi de bizi olumsuz etkiliyor. Alım gücümüz düştü”

Mustafa Üstüntaş:“Kırsal kesim arsalarını istediklerine dağıttılar”

“ Evden sabah çıkıp akşam gelirim. Köyde durduğum yok. Hayvancılıkla uğraşırım. 20’ye yakın hayvan evde tutulabilir. 20’den sonrası köy dışına çıkarılmalıdır. Yasa böyle der. Benim hayvanlarım köy içindedir. Kırsal kesim arsası için dilekçe yaptım zamanında. Vermediler, kendi istediklerine dağıtıyor devlet. Kızlarımın ikisi de Lefkoşa’da yaşar. Arsa verilseydi, köyde kalırlardı. Gençlerin çoğu dışarda çalışır, köyde iş imkanı yoktur”