Suna Erden

KTİMB Başkanı Gürcafer, su ve protokol krizinden dolayı ekonominin çok büyük zarar gördüğüne dikkati çekerek, Türkiye tarafından finanse edilen tüm projelerin durduğunu söyledi 

İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı (KTİMB) Cafer Gürcafer, su yönetimi ile ilgili krizde bir çözüme varılmaması, TC-KKTC arasında imzalanması öngörülen 2016-2018 yıllarını kapsayan mali protokolüm imzalanmamış olmasının piyasaları alt üst ettiğini söyledi. 

Star Kıbrıs’a konuşan Gürcafer, piyasaya nakit akışının durduğunu, TC Yardım Heyeti tarafından finanse edilen projelerin askıya alındığını, yılbaşı öncesinde ihale tüzüğüne göre ödenmesi gereken avansların ödenmediğini ifade etti. 

Gürcafer, su ve protokol krizinden dolayı ekonominin çok büyük zarar gördüğünü ifade ederek, protokolün imzalanmasına paralel açılan ihalelerden geçimini sağlayan binlerce insan olduğunu ve dünya kadar yan sektörün de hareketlendiğini söyledi. 

Gürcafer, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durmasını arzu ettiğini, siyasi ve ekonomik açıdan özgür ve sadece Türkiye ile iyi anlaşan iki ülke konumuna gelmek istediğini ifade ederek, “Ancak bunun gereğini yapacaksın biz hem gereğini yapmayıp hem de protokolü istemiyoruz diyorsak bunun anlamı sadece popülizm yapmaktır” dedi. 

TÜM PROJELER DURDU 

Ekonomik protokolün imzalanmaması ve su krizi nedeni ile ekonominin zarar gördüğünü ifade eden Cafer Gürcafer, TC Yardım Heyeti tarafından finanse edilen tüm imzalanmış projelerin durduğunu söyledi. 

Gürcafer, “Resmi açıklama yapılmadı ancak tüm projeler durdu. Türkiye’nin finanse ettiği Girne marina ihalesi durdu, askıda olan bazı ihaleler ertelendi. 

Yılbaşı öncesinde ihale tüzüğüne göre ödemesi yapılması avanslar ödenmedi. Ekonomik protokolün imzalanmaması ve su krizi nedeni çok ciddi ekonomik olumsuz etkiler oldu, olmaya da devam ediyor” dedi. 

İDEOLOJİK DEĞİL SİYASİ HESAPLAŞMA 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, toplumsal varlık ve hassasiyetlere önem verdiğini ancak mevcut duruma sapla samanın karıştırıldığını ifade etti. 

Gürcafer, “Sapla saman karışmış durumda. Burada sorun ideolojik bir duruş değil siyasi iç hesaplaşma ile alakalıdır. Eğer ki konu ideolojik olsaydı çok daha önceden yapılması gerekenler vardı. Yaşanan durum ülke ekonomisine zarar verdi. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Biz hükümetin reform için geldiği hususuna inanmak istiyoruz. Biz incir çekirdeğini doldurmayacak ve ideolojik olarak anlam ifade etmeyen tartışmaların içerisine girmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı. 

BİNLERCE KİŞİ İHALELERDEN EKMEK YİYİYOR 

Gürcafer, su ve protokol krizinden dolayı piyasaya nakit akışı sağlanamadığını dile getirerek, protokolün imzalanmasına paralel açılan ihalelerden geçimini sağlayan binlerce insan olduğunu ve dünya kadar yan sektörün de hareketlendiğini söyledi. Gürcafer, aksi durumda ise kredilerin geriye dönüşünün yavaşladığını, işsizliğin arttığını söyledi. 

KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ülke ekonomisinin durgunluk yaşamasının her kesime yansıdığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Biz tanınmayan bir ülkeyiz. Mevcut yapı içerisinde bize sadece Türkiye’den mali yardım aktarılıyor ve bu da protokoller sayesinde oluyor. Elbette ki kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bir ekonomi istiyoruz ancak bunun gereklerini yapmıyoruz. Öte yandan hükümetler bugüne kadar imzalanmış hiçbir protokole uymadılar. Bir protokole karşı çıkabilirsiniz ve eğer empoze edilmeye çalışırlarsa istifa edersiniz. Bir protokolü imzalayıp ta o protokolün gereklerini yerine getirmemek inandırıcılığınızı ortadan kaldırır. Eğer kendi kendimize yeten bir ekonomi istiyorsak ‘ne paranı ne siyasetini istemiyoruz’ diyenler gereğini yapsınlar.” 

YA GEREĞİNİ YAP, YA DA SUS 

Gürcafer, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durmasını arzu ettiğini, siyasi ve ekonomik açıdan özgür ve sadece Türkiye ile iyi anlaşan iki ülke konumuna gelmek istediğini ifade ederek, “Ancak bunun gereğini yapacaksın biz hem gereğini yapmayıp hem de protokolü istemiyoruz diyorsak bunun anlamı sadece popilizm yapmaktır” dedi. 

Uzun süreden beridir ülke sorunlarını dile getirdiklerini kaydeden Gürcafer, yaşanan krizden dolayı zaten bin bir sorunla boğuşan inşaat sektörünün de kötü etkilendiğini, piyasaya nakit akışı olmamasından dolayı durgunluk yaşandığını ve bunun tüm ekonomiye zarar verdiğini dile getirdi.