Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), “Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK tarafından YDÜ’ye verilen ön iznin derhal iptal edilmesini” istedi.

KTÖS Eğitim Sekreteri Burak Maviş tarafından yapılan açıklamada, devlet bütçesinden eğitime ayrılan oranın %75’inin özel üniversiteler ve özel okullara kaynak olarak ayrılmasının tesadüf olmadığı kaydedildi.

“Halkın okulları, bizzat devlet tarafından üvey evlat muamelesi görmektedir. Okullarımız sivil toplum örgütleri, aileler, okul yöneticileri ve öğretmenlerimizin vicdanı ile ayakta durmakta, onların yardımı ile eğitim-öğretim faaliyetlerini hayata geçirmektedirler” diyen Maviş, CTP/BG-DP-UG Hükümeti’ni eleştirerek, şöyle dedi:

“Hükümet, eğitime ayrılan kaynakları toplumun yararına kullanmayarak, kamusal okulları yıpratmakta, özel üniversiteler ve özel okullara teşvikler vererek semirtmektedir. Devlet mekanizması kendi eliyle fırsat eşitsizliği yaratmakta, Anayasa’daki ücretsiz eğitim hakkı ve eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Her fırsatta kaynak yok bahanesinin altına saklananlar ise, özel üniversiteler ve özel okullara verilen hibelerin hangi kaynaktan ödendiğinin cevabını vermekten kaçınıyorlar.”

Eğitim sisteminin, rekabete dayalı piyasa koşullarının güdümüne girdiğini savunan Maviş, “Sınavlarla yaratılan kriz, özel dershanelerin; eğitimi alınıp satılan bir mala dönüştürmesine ve vatandaşımızın cebinden yılda 60 milyon TL çıkmasına vesile olmuştur. Devlet okullarının geliştirilmesi için kaynak ayrılmaması, çeşitli sosyal süreçlerin hükümetler tarafından dinamitlenmesi ile özel okullar eğitimde söz sahibi olmuş ve Eğitim Bakanlığı’nın öncelikleri arasına girmiştir” görüşünü dile getirdi.

Aynı mantık ile üniversitelerin, devlet teşvikleri ile eğitimi alınıp satılan bir mala dönüştürdüğünü, özel üniversitelerin, bilim üretme gailesi taşımayan yapı modeli ile hareket ederek, plansız öğrenci alımı ile her alanda işsizler ordusu yaratarak toplumsal bir soruna neden olduğunu öne süren Maviş, açıklamasında, Atatürk Öğrtemen Akademisi’nin ilkokul sınıf ve okulöncesi öğretmenliği alanında en iyi eğitim kurumu olduğunu kaydetti.

“Ülkemizde 1937’den beri Öğretmen Akademisi, ülke koşullarını göz önüne alarak devlet eliyle ücretsiz, sınırlı, koşullu ve planlı bir şekilde ilkokul sınıf öğretmeni ve okulöncesi öğretmeni yetiştirmektedir ve alanının en iyisidir” diyen Maviş, KTÖS’ün, “işsizler ordusuna ilkokul ve okulöncesi öğretmenlerinin de plansız, kontrolsüz, sınırsız bir şekilde katılmasına izin vermeyeceğini” kaydetti ve şu görüşlere yer verdi:

“Özellikle Yakın Doğu Üniversitesi; plansız, sınırsız ve koşulsuz öğrenci alımı ile çalışma ve sosyal hayatımızda işsizler ordusu yaratılmasının baş mimarıdır. İlgili üniversite, bilimin her alanında istihdam fazlası yaratarak, kendi kotalarını doldurmuş ve yeni işsizler ordusu yaratacak alanlar aramaktadır.

YDÜ, her kriz yaşadığı dönemde olduğu gibi, siyasileri kullanarak ilkokul sınıf ve okulöncesi öğretmenliği alanına el atmak istemektedir. Ülkemizde 1937’den beri Öğretmen Akademisi, ülke koşullarını göz önüne alarak devlet eliyle ücretsiz, sınırlı, koşullu ve planlı bir şekilde ilkokul sınıf öğretmeni ve okulöncesi öğretmeni yetiştirmektedir ve alanının en iyisidir.

Yakın Doğu Üniversitesi’nin yaptığı açıklamaya göre ön izin verilmiş, burs hakkı tanınmış, yatay geçiş hakkı verilmiş, mezunlar askerlik yapabilecekmiş.

Bir taraftan işini iyi ve planlı bir şekilde yapan Öğretmen Akademisi dururken, her ne ad altında olursa olsun Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK tarafından Yakın Doğu Üniversitesi’ne ilkokul sınıf öğretmenliği ön açma izni verilmesi kabul edilemez. Öğretmen Akademisi, öğretmen yetiştirme işlemini DPÖ verilerine dayanarak gerçekleştirmektedir. Şu an Öğretmen Akademisi mezunu 54 ilkokul sınıf ve okulöncesi öğretmeni bekleme listesinde sırada beklemekte, 56 öğrenci yıllara göre mezuniyet sırası beklemektedir. Öğretmen Akademisi, ihtiyaç fazlası oluşmasın diye 2012-2013 yıllarında okula öğrenci kabul etmemiştir. Sırada bekleyen öğretmenler varken, 2019 yılına kadar olan öğretmen ihtiyacı ortada iken, Eğitim Bakanlığı ihtiyaç olmayan bir alana nasıl burs verecektir. YDÜ Üniversitesi, şartsız koşulsuz kaç öğrenciyi yatay olarak bu bölüme geçirip, mezun edecektir.

Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre, ‘sadece Öğretmen Akademisi’nin yetiştirdiği öğretmenler devlet okullarında görev alabilecek ve sadece özel okullarda istihdam olanağına sahip olacaklardır’ şeklindedir.

Ülkenin planlı öğretmen yetiştiren tek kurumu Öğretmen Akademisi’dir. Devlet okulları dışında ilkokul sınıf ve okulöncesi öğretmen ihtiyacı varsa, Öğretmen Akademisi bunu planlayıp, nitelikli koşullarda öğretmen yetiştirebilir. Öğretmen Akademisi, geçmiş dönemde bu hakkını peşkeş çekilen DAİ için kullanmıştır. Bu hakkı özel üniversitelere devretmek Eğitim Bakanı’nın öngörüsü olamaz. Üniversiteler bu hakkı tepe tepe kullanacak ve ilkokul sınıf ve okulöncesi öğretmenleri işsizler ordusuna katılacaktır.

Burada bir öğretmenin nerde çalışacağını değil, işsizler ordusuna katılmamasını önemsiyoruz. Bununla birlikte, Öğretmenler Yasası’nın 16. Maddesi’nin Bakanlar Kurulu’nun yorumuna açık bırakılması ise kabul edilemez. Hatırlatmak isteriz ki, eğitim siyasetçilerin değil, eğitimcilerin işidir.

Sendikamız, ülkenin her alanında yaşanan işsizler ordusuna ilkokul ve okulöncesi öğretmenlerinin de plansız, kontrolsüz, sınırsız bir şekilde katılmasına izin vermeyecektir. Eğitim Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamalar iyi niyetli de olsa, fotoğrafın bütününü yansıtmamaktadır.

Bizler öğretmen yetiştirme anlayışını, politikacıların yapmış olduğu hataların kurbanı edemeyiz. Verilen ön iznin geleceği nokta; plansızlıktan doğacak istihdam fazlası, sınırsızlıktan doğacak olan nitelik tartışması, yatay geçişten doğacak olan kriz, işsizlik ve toplumsal var oluşumuzda önemli bir yeri olan Öğretmen Akademisi geleceğinin karartılmasıdır.

Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK tarafından ilgili üniversiteye verilen ön iznin, daha büyük felaketlere dönüşmeden derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Her türlü demokratik eylem hakkımızı kullanacağımızı kamuoyu ile paylaşırız.”