Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), kolejlere karşı olmadıklarını ancak “çocukların kolej sınavlarıyla yarıştırılmasını” kabul etmediğini belirtti.

KTÖS, kolej sınavlarının; “bilim dışı ve toplumsal yapıyı ileriye taşımak yerine geriye doğru götüren gerici bir uygulama” olduğunu savunarak, eğitimin Anayasal bir hak olduğunu, devletin güvencesi ve kontrolü altında sağlanması gerektiğini ifade etti ve devletin görevinin; daha iyi ve nitelikli bir eğitim sağlamak olduğunu vurguladı.

KTÖS, toplumsal yararı gözeterek; “Parasız, Bilimsel ve Demokratik Eğitim” mücadelesini yükselteceğini kaydetti.

KTÖS Örgütlenme Sekreteri Besim Baysal yazılı açıklamasında, kolej sınavlarına yönelik değerlendirme ve eleştirilerde bulundu.

“Biz öğretmenler yaratılan bu sistem içerisinde çocuklarımızın gözyaşı dökmesini istemiyoruz” diyen Baysal, “kolejlere karşı olmadıklarını ancak çocukların yarıştırılmasını da kabul etmediklerini” ifade etti.

Kolej sınavlarını; “Eğitimin siyasete alet edilmesinin ve seçimlerde propaganda malzemesi yapılmasının en güzel örneklerinden biri” olarak niteleyen Baysal, “yarışmacı” olarak nitelediği kolej sınavlarının; “eğitim sisteminde kanayan bir yara” haline gelerek kangrenleştiğini öne sürdü.

Baysal, “yarışmacı sınav” mantığı ile yüzlerce çocuğun sosyal ve psikolojik bir yıkımın içine itildiğini, ailelerinin de ekonomik bir kaosun içine çekildiğini işaret etti.

“Yarışmacı sınavlar eğitimi hızla metalaştırmıştır” görüşünü savunan Baysal, eğitim-öğretim faaliyetlerinin test çözme arasında sıkıştığını, bilimden, insan psikolojisinden uzak tamamen popülist, gerici bir eğitim anlayışına büründüğünü, bu sınavlardan kar güden bir tek özel dershanelerin olduğunu öne sürdü.

Yaratılan sistemin “KGS 1” adı ile çocukların üstünde baskı kurmaya, “başarılı-başarısız” diye ayırıp hiçleştirmeye devam edeceğini savunan Baysal, sendikanın bu konudaki görüşlerini soru-cevap şeklinde hazırlanan 8 maddelik basın bildirisi ile paylaştı:

“KGS, çocuklarımızın ruhsal ve psikolojik yapılarına neden uygun değildir?

10 yaşındaki çocuklarımızın okul durumlarını eğitim bilimleri açısından değerlendirmek gerekirse; ilk olarak bu yaştaki çocuklarımızın başarılı veya başarısız diye ayrılması doğru değildir. Daha da önemlisi Somuttan soyuta doğru bir öğrenme yöntemiyle eğitim-öğretim çalışmaları yürütülmelidir. Yani yaparak-yaşayarak öğrenme metotları uygulanmalıdır. Bizim okullarımızda ise KGS sisteminden dolayı sistem sınava yönelik soyut, gerçekle ilgisinin kurulmadığı eğitim durumları ortaya çıkmaktadır. Sınavlar değerlendirme için kullanılan araçlardan sadece biri olarak kurgulanmak yerine tam anlamıyla bir hedef haline getirilmiştir. Bu yöntem çocukların bilişsel durumlarına uygun değildir. Ayrıca yarışmacı bir sınava oyun çocukları dediğimiz yaşta hayattan ve oyundan kopartılarak hazırlanmak zorunda bırakılan çocuklarda hem de başarının soru çözme tekniklerine göre sınırlandırılması erken yaşlarda stres ve psikolojik travmalar yaratmakta uzun yıllar bunların etkisi devam etmektedir.

KGS ile çocuklarımızın dayanışma ve paylaşım yerine rekabet ve bencilliği öğrenmesi toplumsal yaşamda ne gibi sonuçlar ortaya çıkarır?

Okullarımızda özellikle 4. ve 5. Sınıflara yönelik KGS merkezli ve buna bağlı olarak soru çözme teknikleri üzerinde müfredatsız bir eğitim-öğretim sürüp gitmekte olduğundan doğru işaretlenen soru sayısına ve rekabete dayalı ucube bir sistem ortaya çıkmıştır. Artık çocuklarımız arasında dayanışma yerine rekabet ve bencillik hakim kılınmaktadır. Bu sistemin çok şikayet ettiğimiz toplum olma ve toplumsal varlık ve birlikteliğimizle ilgili sıkıntılara etkisini göz ardı etmemeliyiz. Biz çocuklarımıza birlikte yaşamanın gereklerini değil bencil bir şartlanmanın koşullarını öğretmekteyiz. Toplumda yaşayan bireylerin hangi koşullardan bencil ve hoşgörüsüz bir tavır içinde olduğunu bunun kökenlerini sorgulamadan çeşitli şekillerde eleştiriler yönlendiriyoruz.

KGS’nin neden olduğu özel dersler ve dershane sektörünün ekonomik yaşamdaki boyutları nedir?

KGS için soru çözme teknikleri ve hazırlık sınavları anlamında özel dersler ve dershane sistemi devreye girmiştir. Bu sistem para ile alınıp satılan bir çarpık bilgi dezenformasyonu ortaya çıkarmıştır. Bir ailenin özel ders veya dershane için öğrenci başına ortalama aylık gideri 500 ile 1000 TL arası bir miktarda değişmektedir. Dershane ve etüt merkezlerinin ana kaynağını oluşturan KGS sistemi Yıllık olarak 70 milyon TL'ye varan bir muazzam para çarkı oluşturmuş siyasetçiler için de vazgeçilmesi çok zor ekonomik ve siyasal ilişkiler yaratmıştır. Bu dershanelerle sınav sistemi iç içe geçmiş soru sistemleri eğitim bakanlığı eliyle bir iki dershanenin uhdesinde oluşturularak sistemde tekelleşme ve mafyatik ilişkiler yaratılmıştır.

Milyonları bulan bu rakamlar kimlerin cebine girmektedir? Özel ders sisteminin öğretmen kitlesinin geneli üzerindeki payı nedir?

Gazetelerde de reklam sütunlarına 10 yaşındaki çocuklarımızın resimleriyle yansıyan pedagojik, psikolojik ve çocuk hakları bakımından sakıncalı görüntüler karşısında suskun kalmamız doğru da değildir. Bu tür uygulamalar çocuk istismarı anlamına gelmekte ve toplumsal bir yara olarak kanamaya devam etmektedir.

Öğretmen kitlesinde de ekonomik olarak belirli bir gelir kapısı yaratılmıştır. Eğitim sistemindeki bu yozlaşmadan öğretmenlerimiz de payını almaktadır. Çeşitli şekillerde okullarda ortaya çıkan bu yozlaşmanın önüne geçmek gerekmektedir. 1474 tane öğretmenimizden bu çarkın içine giren öğretmenlerimiz %15'i geçmemektedir.

Çoktan seçmeli sınav yöntemi hangi yaş gruplarında uygulanabilirliği olan bir yöntemdir?

Eğitimin hiçbir döneminde tek başına kullanılabilecek bir yöntem olmamakla birlikte öğrencilerin soyut kavramları algılayabileceği ve soyutlama yapabileceği durumlarda diğer değerlendirme yöntemlerinin yanında bu yöntem de kullanılabilecek bir yöntemdir.

Çoktan seçmeli sınav yöntemi için olabilecek en erken dönem Soyut İşlemler Dönemi olarak isimlendirilen ve 12 yaşından itibaren başladığı bilinen dönemdir. Bu yöntem diğer ölçme ve değerlendirme yöntemleri ile birlikte ancak ve ancak ortaokul 2. sınıftan sonra uygulanabilecek bir yöntemdir.

Çoktan seçmeli sınavlarla geçiş yerine kolejlere giriş için nasıl formüller ve değerlendirme yöntemleri uygulanabilir?

Portföy dosyaları, yazılı ve sözlü değerlendirme sınavları ve özellikle süreç temelli çalışmalarla öğrencilerin eğilimleri tespit edilerek yönlendirme yapılabilir. Okul Aile Birlikleri, Öğretmen Sendikaları, Eğitim Bakanlığı birlikte ve alınan şura kararlarına uygun şekilde (Eğitim Şurası 4. Komisyon 17. Karar) yeni geçiş sistemine karar vermelidir. Ayrıca bu çalışmaların öğrencilerin motivasyonunu artırması için yaparak-yaşayarak ve öğrenci merkezli uygulamalar gerçek anlamda hayata geçirilmelidir. Ülkemizdeki en büyük çelişki ise Eğitim Bakanlığının öğrenci merkezli eğitime geçildi iddiası ortaya atmasına rağmen yarışmacı ve çoktan seçmeli sınavların varlığının okullarımızı esir aldığının görmezden gelinerek açıklamalar yapmasıdır.

KGS dışında belirlenecek geçiş yöntemlerinin kolejlerin kapatılmasını gündeme getirme ihtimali nedir?

Geçmişte Kolej sınavlarının kaldırılması ile kolejlerin kapatıldığı yaygarası koparılmasına rağmen bu okullarımızın kapatılmadığını ve çalışmaya devam ettiğini biliyoruz. Bu dönemin de şimdi ile karşılaştıracak olursak ilkokullarımız için daha sağlıklı ve verimli eğitim-öğretim dönemi olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca kimi aksaklıkların daha iyi tespit edilerek yeni dönemde önleminin alınması daha da önem arz etmektedir.

Kolejlerin gerçek yapısına dönmesi nasıl sağlanabilir?

Eğitim Bakanlığının irade koyarak kolejlerin sadece A-Lavel, GCE, IGCSE'e yönelik olarak öğrenci yetiştirmesi sağlanmalıdır. ÖSS'ye yönelik olarak eğitim verilmesi yerine yatay geçişlerle sistemin sağlıklı bir şekilde çalışması her öğrencinin ve öğrenci velilerinin sistemin nasıl çalıştığını anlaması gerekmektedir. Buna bağlı olarak da hedeflenen eğitim için yardımcı olacak okul ve program tercih edilecektir.”

KTÖS açıklamasında, KGS ile ilgili istatistiklere de yer verdi. İstatistikler şöyle:

“Toplam çağ nüfusu 3 bin 355, devlet okulları 2 bin 892, özel okullar 463; YDÜ 209, Levent 110, Doğa 60, Necat British 14, English School Kyrenia 40, TED 30.

Kazananlar: TMK 441 (130), GMTMK 249 (75), 19 MAYIS 257 (75), GTMK 132 (50), İTMK 95 (25), HALASULTAN 335 (120).

Toplam katılım 1509, kazanan 475.”