Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), Türkiye’den getirilen su konusunda gelinen noktada, KKTC hükümetinin istifa etmesi ya da bölünüp parçalanması yerine halkla birlikte kenetlenerek Kıbrıslı Türkler yararına en ideal anlaşmayı yapmak için çaba sarf etmesi gerektiğine inandığını belirtti.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu adına Başkan Dr. Filiz Besim tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’den borularla su getirilmesi projesinin önemli ve anlamlı, Türkiye ve Kıbrıslı Türk halklarının kardeşliği ve dayanışması için de özel olduğu ifade edilerek, “suyun yönetiminin özel bir şirkete verilmesi, ülkedeki tüm su kaynaklarının da bu şirkete devredilmesi ve belediyelerin de bu şirketten su alımına mecbur edilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığı” belirtildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bir ülkenin kendi topraklarında egemen olmasının en önemli üç faktörü gıda, su ve enerjidir. Bütün ada ülkelerinde olduğu gibi bizim adamızda da ‘kaliteli su sorunu’ mevcuttur. Bu aşamada Türkiye’den getirilen ve belki de dünyada bir ilk olan ‘borularla su projesi’ kesinlikle çok önemli ve bir o kadar da anlamlıdır. Bu projenin Türkiye ve Kıbrıslı Türk halklarının kardeşliği ve dayanışması için de çok özeldir.

İşte tam da bu noktada getirilen suyun yönetiminin özel bir şirkete verilmesi, ülkedeki tüm su kaynaklarının da bu şirkete devredilmesi ve belediyelerin de bu şirketten su alımına mecbur edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Böyle bir dayatma KKTC devletini ve belediyelerini yok sayma; Kıbrıslı Türklerin iradesini kontrol altına almadır ki, kesinlikle kabul edilemez.

Biz Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak bu noktada KKTC hükümetinin istifa etmesi ya da bölünüp parçalanması yerine halkla birlikte kenetlenerek Kıbrıslı Türkler yararına en ideal anlaşmayı yapmak için çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyoruz.”

“KÜLLERİMİZDEN YENİDEN DOĞABİLECEĞİMİZİ BİZE ANLATMALI VE UMUT OLMALI”

Besim, gelen bu “Barış Suyu”nun adına uygun bir şekilde iki Türk halkı arasındaki kenetlenmeyi daha da güçlendirmesi gerektiğini ifade ederek “Yine gelen bu su Kıbrıslı Türklerin artık devlet olma olgusunu elimize aldığımızı ve yaşadığımız onca kötü tecrübeyi geride bırakarak küllerimizden yeniden doğabileceğimizi bize anlatmalı ve umut olmalıdır” dedi.

“Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın acısını hâlâ yüreklerinin en derinlerinde yaşarken ‘su’ gibi yaşamsal bir konunun iradesinin özel bir şirkete devredilmesine asla izin vermemesi gerektiği” görüşünü dile getiren Besim, şunları ifade etti:

“Elbette ki günün sonunda ‘su yolunu bulacaktır.’ Ancak suyun bulduğu yol Kıbrıslı Türklerin bu ada üzerindeki geleceği ve egemenliği için ‘doğru yol’ olmalıdır. Zaman bölünme parçalanma, kavga etme, kişisel siyasi çıkarlar elde etme zamanı değil; kenetlenme ve dimdik durma zamanıdır.”