Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, KKTC ekonomisinin rekabet edebilirlikte 114’üncü sıradan 121’inci sıraya gerilediğine dikkat çekerek, bazı önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

Fikri Toros, KTTO tarafından düzenlenen “8. Kuzey Kıbrıs Rekabet Edilebilirlik Forumu”nun açılışında yaptığı konuşmada, Rekabet Edilebilirlik Raporu’nun Oda’nın en prestijli etkinliklerinden biri olduğunu söyledi.

KKTC’nin dünya genelinde 141 ülke ekonomisi arasından 121’inci sırada olduğu geçen yıl 114’üncü sırada, Türkiye’nin 51, Kıbrıs Rum kesiminin de 65’inci sırada olduğunu ifade eden Toros, KKTC’nin Gana, Tanzanya, Benin ve Nijerya gibi ülkelerle aynı sıraları paylaştığını ifade etti.

“BÜTÜNLÜKLÜ VE SONUÇ ODAKLI REFORMLAR…”

Toros, “Gelişmekte olan Kuzey Kıbrıs gibi herhangi bir ekonomide yapısal sorunlara yönelik bütünlüklü ve sonuç odaklı reformların sistematik ve istikrarlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bunun için hükümetlerin kapsamlı ekonomi politikaları geliştirmelerinin yanında gerekli yasal düzenlemelerin de hızla hayata geçmesi gerekmektedir” dedi.

İlk rekabet edebilirlik raporunun hazırlandığı 2008’den bugüne “gerek siyasi, gerekse ekonomik açıdan herhangi bir faktörün iyileştirildiğini” söylemenin mümkün olmadığını belirten Toros, rekabet gücünün artırılması için ölçek büyütücü, işletmelerin gelişmişliğini artırıcı, mal ve hizmet arzının pazardaki etkinliğini geliştirici adımların acilen atılması gerektiğini, bunun için de hükümetlerin irade ortaya koyması gerektiğini kaydetti.

2016’nın kritik bir yıl olarak değerlendirildiğini ifade eden Toros, “Gerek iç, gerekse dış etkenlerle bir değişim ve dönüşüm sürecinde olduğumuz bu dönemde, rekabet edebilirliğimizin geriye gitmesi gerek bugünkü, gerekse geleceğe yönelik tehditleri maalesef artırmaktadır. Toplumun refah seviyesinin yükselmesi için ekonomik büyüme, yatırım, istihdam ve rekabet gücünün arttırılması şarttır” dedi.

EKONOMİ ODAKLI SİYASET

Alınması gereken önlemlere de işaret eden Toros, “Ekonomi odaklı bir siyaset anlayışı hayata geçirilmelidir. Birtakım iyi niyetli gayretlere rağmen ekonomi yönetimimizin tatmin edici bir yerde olmadığı aşikardır. Bu nedenle, hükümetimizin ekonomi odaklı bir yaklaşımla  sorumlu olduğu taahhütlerini uygulamaya koyması şarttır” dedi.

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Fikri Toros, alınması gerektiğini belirttiği önlemleri de şöyle sıraladı:
“Devlet yapısı sadeleştirilmeli ve kamu yönetimi reel sektörün taşıyabileceği bir büyüklüğe indirgenmelidir;

2008 yılından buyana yapılan tüm anketlerde ‘verimsiz devlet bürokrasisi’ iş yapabilirliğin önündeki en büyük engeller listesinde genellikle birinci veya ikinci sırada yer almıştır. Bu da gösteriyor ki, kamu hizmetleri reel sektörün beklentileri gözetilerek etkin ve verimli bir şekle getirilmelidir;

E-devlet projesi hayata geçirilmeli, sadece işletmelerin değil tüm vatandaşların hayatlarını kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılmalıdır;

Kamu çalışma saatleri, gerçekçi, uygulanabilir ve özel sektörün hizmet ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir;
Etkin çalışan bir hukuk sistemi yaratılmalı, vatandaşların adalete olan güveni yeniden tesis edilmelidir;
Reel sektörün sermaye birikimini ve verimliliğini güçlendirici acil tedbirler alınmalı, işletmelerimizin sermaye birikimleri ve kapasiteleri geliştirilmelidir;

Katma değeri yüksek, dış pazar odaklı mal ve hizmet üretimi, ayrıca öncelikli sektörlere yatırım teşvik edilmeli, potansiyel rekabet gücü olan sektörlerin önü açılmalıdır;

Reel sektörde istihdamı cazip kılacak politikalar acilen hayata geçirilmelidir;

Ekonomik büyümeye katkı sağlayacak kamu yatırımları hayata geçirilmelidir. Özellikle ulaşım, taşımacılık, akreditasyon ve uluslararası standartların uygulanması, bu çerçevede hayati önem taşımaktadır;

Elektrik üretimine yenilenebilir kaynaklar da eklenerek arz güvenliği sağlanmalıdır. Bu kapsamda Avrupa Birliği mevzuatının gerektirdiği standart ve hedefler dikkate alınmalıdır;

Çalışma hayatını düzenleyen yasalarda işveren aleyhine olan dengesiz unsurların giderilmesi, mütekabiliyet temelinde yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır. Mesleki eğitime ve ara eleman programlarına destek ve teşvik verilmelidir.”

“SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK UMUTLAR KIRIK”

Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, siyasete ve siyasi uygulama tarzına ilişkin duyulan memnuniyetsizlik, sorunların çözümüne yönelik umutları da kırdığını da ifade ederek, “Kriminal ve toplumsal değerlerimizi yaralayan olayların artması; ve bunların kamuoyuna yansıma şekli, toplumda varolan karamsarlığı artırmakta, bunları önleyecek asayişin iyileştirileceğine dair inancı da zayıflatmaktadır” dedi.

Türkiye’den borularla su getirme projesinin kamu ortak modeliyle işletilecek olmasının Odayı memnun ettiğini kaydeden Toros, elektrik konusunda da rasyonel tartışmalar yapılmasını da arzu ettiklerini söyledi.

Toros, “Bugünden itibaren, bu suyun hane halkına ve ekonomiye en verimli nasıl kullandırılabileceğine ilişkin toplumsal diyaloğun başlatılmasını beklemekteyiz” dedi.

ENERJİ ÜRETİMİNDE YENİLENEBİLİR ENERJİ

AB’nin 2020’de yenilenebilir enerji üretiminin toplam enerji üretiminin yüzde 20 olması hedefine de dikkat çeken Toros, “Petrol fiyatlarının düşmekte olduğu ve modern dünyada alternatif enerji kaynaklarının yasal zorunluluk olduğu bir dönemde, ülkemizde hâlâ fuel oil kullanan jeneratörlerle üretilen pahalı ve kirli enerji kullanıyor olmamız kabul edilebilir değildir” ifadelerini kullandı.

Toros, “2016-2018 Ekonomik ve Mali İş Birliği protokolü maalesef imzalanmadı, 2013-2015 ‘Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı’ ismini taşıyan protokolde yer alan matristeki eylem planı da maalesef büyük ölçüde hayata geçirilemedi” diye konuştu.

“NİTELİKLİ İŞGÜCÜ İLE EĞİTİM SİSTEMİMİZİN SUNDUĞU POTANSİYEL İŞGÜCÜ ARASINDA UYUMSUZLUK”

Rekabet Edebilirlik Raporu’nda temanın iş yaşamı ve işletmelerin verimliliği için hayati önem taşıyan işgücü piyasası olduğunu kaydeden Toros, “Gerek yönetici görüşleri anketi sırasında ortaya çıkan, gerekse birçok üyemizin bizlere sıklıkla aktardığı, işletmelerin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücü ile eğitim sistemimizin sunduğu potansiyel iş gücü arasında bir uyumsuzluk olduğudur” dedi.

AKINCI’NIN ÇABALARINA DESTEK

Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm ve sürdürülebilir bir yapı oluşturulmasının olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Toros, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çabalarını desteklediklerini de belirtti.

“ÇÖZÜM ÖNCESİNDE KAT EDECEĞİMİZ MESAFE GEÇİŞ SÜREÇLERİNE İHTİYACI AZALTACAKTIR”

Çözüm halinde Kıbrıs Türk toplumunun AB müzakere sürecine tabii tutulmayacağını kaydeden Toros, “Kıbrıs Türk toplumu tipik bir aday ülke gibi müzakere sürecine tabi tutulmayacaktır. Bu yüzden hükümetin var gücüyle uğraşarak yasaların uyumlaştırılması ve uygulamaya konmaları için çalışması gerekmektedir. Bu konuda Avrupa Birliği yetkililerine ve görüşme süreci altında kurulmuş Ad-Hoc komiteye de büyük yükümlülükler düşmektedir” dedi.

Çözüm öncesinin önemine dikkat çeken Toros, “Yapılan akademik çalışmalar gerekse sağduyu, Federal Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de bir refah ve istikrar adası haline geleceğini göstermektedir. Uyum süreci konusunda çözüm öncesinde kat edeceğimiz mesafe, çözüm sonrası yaşanacak olası zorlukları ve geçiş süreçlerine olacak ihtiyacı azaltacaktır” diye konuştu.