Melin DOBRAN

Ulusal Birlik Partisi (UBP) eski genel başkanı ve eski başbakanlardan İrsen Küçük, kurultaya sayılı günler kala üye sorununun çözülemediğini, tarafların divan konusunda dahi uzlaşamadığını söyledi.

Diyalog TV’de yayınlanan Çiğdem Aydın’la Güne Merhaba programına katılan İrsen Küçük, “Bir bakıyoruz bugün oldu halen adayların, genel başkanla cebelleşmeleri devam ediyor. Divan başkanı kim olacak, divan kimlerden oluşacak, kimler oy kullanacak belli değil. Son 3-4 gün içinde belki divanı çözebilirler ama üye konusunu çözmeleri zor” dedi.

Küçük, “Kurultayda kimi destekleyeceksiniz? Ya da desteklediğiniz biri var mı?” sorusun a şu yanıtı verdi: 

En azından birinci turda ben taraf olmayı düşünmüyorum. İki turlu bir seçimdir. İkinci turu göreceğiz, kim kalacak. Son yapılan ankete baktığımızda Ünal Üstel ile Hüseyin Özgürgün’ün ikinci tura yakın olduğunu gösteriyor ama öyle büyük bir farkları yoktur. Bu anketin % 100 doğru olduğunu kabul edersek, çıkan bir diğer sonuç da yazılan 2 üyenin birbirinden haberi yok. Bunlar ne olacak? 

Büyük bir kaos var. Bana göre üyeye bir anda ulaşmak UBP için büyük bir hatadır. Bunu yönetmek de güçtür. Ben UBP kurultaylarını birkaç kez yöneten birisi olarak onu sıkıntısını biliyorum. Delege sayısı ile komitelere giderdik. Hatta divan oluşumunu dahi karşılıklı görüşerek, adaylar arasında taviz vererek, bir divan oluştururduk. UBP Cumartesi kurultaya gidilecek ve halen divan konusunda bir mutabakat yok. 

Üye listeleri konusunda bir mutabakat yok. Sayın Eroğlu’nun müdahale ettiği kurultaylarımızda rakibim olan Ahmet Kâşif ile biz ne yapmıştık? Üye listelerini karşılıklı olarak imzalamıştık. Bu üyelerle biz bu kurultaya gitmeyi kabul ediyoruz demiştik.  Bir bakıyoruz bugün oldu halen adaylar, bugünkü genel başkanla cebelleşmeleri, divan başkanı kim olacak, divan kimlerden oluşacak, kimler oy kullanacak.. Bunların çözülmesi lazım. Bunlar önemli konulardır. Bu 3-4 gün içinde belki divanı çözebilirler ama üye konusunu çözmelerini biraz zor görüyorum.

Koalisyon sıkıntılı

İrsen Küçük, “UBP Genel Başkanı olsaydınız CTP ile bu şartlarda hükümet kurar mıydınız?” sorusuna şu yanıtı verdi:

CTP ile koalisyon kurardım ama bugünkü şartlarla değil. Hali hazırda hükümetin kurulduğu şartlarla değil. Sıkıntı oradan yaşanmaktadır. Ülkemizde uzun zamandan beri geniş tabanlı bir koalisyon hükümetinin oluşmaması, çoğu zaman iktidarların azınlık hükümeti olarak ya da 26 sayısı ile yönetilmeye çalışılması meclisin ve ülkenin. Bu büyük sıkıntı yaratırdı. Geniş tabanlı bir hükümet oluşamaz mı bu hep beklenti ve söylentiydi. Geniş tabanlı hükümet değişir mi değişir. Bu iki partinin şimdiye kadarki dönemlerde en çok milletvekili sayısına ulaşmış iki partidir. Halkın da böyle bir beklentisi de vardır. Bu beklenti bu dönemde ortaya çıktı ancak eşit şartlarda bir koalisyon oluşmadığı için UBP tabanında büyük bir huzursuzluk oldu. Büyük bir tepki doğdu. Başından bu koalisyonun kuruluşunda izlediğim, sayın genel başkanın hareketleri ve söylemleri eşit sayıda 5 bakanlık UBP’den, 5 bakanlık CTP’den bir araya gelip de CTP başbakanının başkanlığında kurulacak bir koalisyondan bahsedildi ama oluşan koalisyona baktığımızda bu sadece aritmetik olarak bakanlıkların sayısını eşitlemek dengeyi sağlamaz hükümetlerde. Hükümetlerde dengeyi sağlayıcı birçok birimler vardır. Birimlerin dağılımı önemlidir. İlk kez yaşanmıştır ülkemizde bir bakanlığın alınıp da ikiye bölünmesi, 1976’dan beridir muhafaza ettiğimiz bayındırlık ve ulaştırma bakanlığı, bir klasik modeli oluşan bu bakanlığı dahi ikiye ayırıp sırf UBP’nin ısrarını yerine getirebilmek için beşer bakanlıkla bir koalisyon hükümeti bunun adına reform yapacak bir hükümet olarak konması ama tabi ki doğuşu itibarıyla büyük işlerin altına imza atamayacak bir hükümet modeli ile yola çıkılması bu beklentileri gerçekleştirmemiştir. Daha koalisyon oluşundan 3 ay sonra CTP 3 bakanı değiştirdi. Gerek parti başkanı gerek başbakanın yaptığı açıklamalar gerekçeler hiç de inandırıcı olmamıştır.

UBP için çok da etkin bir konumda değil, fonksiyonel birimlerden yoksundur. CTP fonksiyonel birimleri kendi bünyesine topladı. 3 ay önce elektrik kurumu maliyeye bağlandı. 3 ay sonra da tarıma bağlanmıştır. Bu kadar eski siyasi kadroların, hükümet olmuş partilerin ortaya koyacağı icraatlar değildir bunlar.

Görevden alınan 3 ay görev sürdüren eski maliye bakanı, elektrik kurumu kökenlidir. Elektrik kurumundan alınmış orada danışmada görev yapan bir arkadaştı. Oradan alınmış ve bakan yapılmış. Bakan yapılırken de KIB-TEK de beraber gelmiş. Bakan değişmiş, tekrar KIBTEK yapboz, deneme tahtasına benzedi. 40 kusur yıldan beridir klasik bir yapıya sahip olan bürokrasimizi ve oturmuş sistemimizi bu kadar ellemek ve yanlış yerlere yönlendirmek büyük bir zaman kaybıdır.

Bakana göre hareket ediyorlar. Onun yapısına, eylemlerine uğraş alanlarını dikkate alarak, genelde bunu düşünmezler bakan yaparken, bir parçasını bağlayarak bunu yürütmeye çalışırsınız ama bu değişiklik olunca zikzak çizerler.