Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

Beştepe'de düzenlenen toplantı sonrası Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, kameralar karşısına geçti.

Yaşananlara rağmen Suriye'deki ateşkes anlaşmasını olumlu karşıladıklarını söyleyen Kurtulmuş, "Ateşkesin sağlanacak olmasını olumlu karşılıyoruz. Ümit ederiz ki uygulama kabiliyeti olan bir ateşkes olur" dedi.

Ateşkes anlaşmasında 6 aylık bir müzakere sürecinin öngörüldüğünü söyleyen Hükümet Sözcüsü şöyle devam etti:

"Ateşkeste DAİŞ ve benzeri örgütler dışarıda bırakılacak. Ümit ediyoruz ki DAİŞ'la mücadele çerçevesinde Rusya'nın sivil ve masum insanları öldürmez. Bütün bunlara rağmen ateşkesi olumlu karşılıyoruz. İnşallah bu 6 aylık müzakereler sonucunda Suriye'deki bütün ılımlı muhalefet yeniden inşa sürecinde yer alır. Biz ABD'nin de Esad'sız bir Suriye yönünde kanaati olduğunu biliyoruz. Yine ümit ederiz ki barışın gelmesiyle yurtdışında yaşayan Suriyeliler de kendi ülkelerine kasabalarına dönme imkanına kavuşurlar." 

"İSMİNİN BAŞKA OLMASI GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEZ"

Basın toplantısında Kurtulmuş'a Ankara'da 28 kişinin hayatını kaybettiği saldırının açıklananın aksine "Ahmet Neccar" değil "Abdülbaki Sömer" olduğu iddiaları soruldu.

Bombacının kesin kimliğinin DNA testi sonrası kesinleşeceğini ifade eden Kurtulmuş, "Emniyet bakımından olayın işleyişi, serüveni, aradaki ilişkiler itibarıyla aşağı yukarı olayın bütün yönleriyle safahatı ortadadır. Ancak ölen canlı bombanın gerçek kimliği ise yapılan DNA testlerinden sonra netleşir netleşmez bunu da kamuoyuyla paylaşırız. İsmi başka bir isim olabilir. İsminin başka bir isim olması, meselenin gerçeğini değiştirmez" diye konuştu.

Kurtulmuş konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Bu kişi PYD bölgesinden Türkiye'ye giriş yapmış, kendisinin ibraz ettiği kimlikle bu şekilde Türkiye'de kayıt altına alınmış ve bu kimliğe bağlı olan kişinin iş birliği içinde olduğu bir zincir içerisinde de eylem PYD-PKK bağlantılı olarak ortaya konulmuştur. Eğer böylesine bir saptırma da söz konusu ise bu, eylemin bir kere daha ne kadar art niyetli olduğunu ortaya koyar. Ne kadar hesaplı, kitaplı olduğunu ortaya koyar."

"ULUSAL BİRLİK SAĞLANMALI"

Ankara saldırısının Türkiye'nin ciddi bir terör saldırısıyla karşı karşıya olduğunu gösterdiğini ifade eden Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Son derece kapsamlı bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Terörle mücadelede esas meselemiz ulusal birliği sağlamamızdır. Hepimizin ortak çizgide buluşma mecburiyetimiz var. Bir toplantı yapıldı, sadece Ankara için değil  illere özel güvenlik konseptleri için derin müzakereler yapıldı. Ankara Merasim Sokak'ta tüm Türkiye'ye gözdağı vermek için bu saldırıyı gerçekleştirdiler. 

Terörle mücadelede son derece başarılı bir ülke olarak Ankara'da gerekli tedbirlerimizi alacağız. Bunun içerisinde korunması öncelikli olan binalar, şahıslar tabii ki var. Ama bütün bunların hepsi teferruattır. Teröre karşı önlemlerin görünür olması, olmaması hepsi teknik meseledir. Aslolan mesele, devletin kurum ve kuruluşları bütün bu tedbirleri alırken vatandaşlarımızın tamamının bu konuda duyarlı olmasıdır. Duyarlılık önce bu konuda milli birliği sağlamamızı gerektiriyor, ikincisi ola ki teröre karşı alınan tedbirlerin bir kısmı vatandaşlarımız bakımından da ilave tedbirler ve ilave sorumluluklar gerektirir. El birliği içerisinde terör örgütlerinin hiçbir şekilde bundan sonra eylem yapmasına imkan sağlamayacak, onların zeminlerini daraltacak her türlü tedbiri alacağız."

Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:

"Bakanlar Kurulu toplantısında iç ve dış güvenlik konularında İçişleri Bakanlığımız, MİT Müsteşarlığımız, Genelkurmay Başkanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız, konularla ilgili sunum yaptılar ve hem Türkiye'nin içerisinde terör ve terörizmle mücadele kapsamındaki gelişmeler hem Türkiye'nin çevresindeki gelişmeler ele alındı.

Böylece kararlılık içerisinde terörle mücadelenin sürdürülmesi, terörle mücadele sürdürülürken birlik, huzur ve demokrasi eylem planından da hiç taviz verilmeden bu süreçte yapılması gereken bütün restorasyon çalışmalarının da yapılması bir kere daha müzakere edildi ve bu konudaki kararlılık teyit edildi.

"ARTVİNLİ HEMŞEHRİLERİMİZ RAHAT OLSUN"

Artvinli hemşehrilerimiz rahat olsunlar, biz hükümet olarak çevreye karşı en ufak zarar verilmemesi için her türlü tedbiri alırız. Buradaki maden ocağının kapalı bir ocak olarak faaliyette bulunması, çevreye zarar vermeyecek bir şekilde bufaaliyetleri yapması için izin verilmiştir. Bu bir terazidir, terazinin bir kefesinde Türkiye'nin madenlerini iyi kullanabilmesi, ekonomik olarak bunlardan iyi istifade edebilmesi, diğer tarafında ise tüm bunları yaparken çevreye zarar verilmemesi. Bu dengenin sağlanacak olduğundan hiç kimsenin şüphe etmemesini arzu ederiz."