Serap Turan Evran

Mustafa Dosandokuz, 75 yaşında... Kuzey Kıbrıs’ta 40 sene boya ustası olarak çalıştı... Yaş kemale erdiğinde ise artık işine veda etme zamanı geldiğine karar verdi. Ama ne elinde ne de avucunda hayatını idame ettirecek parayı bir kenarıya atmadığı için zor günler yaşadı.

Gün geldi; Başkent Lefkoşa sokaklarında aç susuz dolaştı. Ailesi de sahip çıkmayınca kalakaldı öylece bir başına... 

Aç olduğumu söyledim, 6 ay bekle dediler

Diyalog muhabirinin Lefkoşa’nın Sarayönü olarak bilinen bölgesinde rastladığı Mustafa Doksandokuz, yaşadığı zor günleri anlatarak başlıyor konuşmasına... Ülkesine olan kırgınlığını anlatırken de epey duygulanıyor ve hayat hikayesini şu şekilde anlatıyor, “Günlerce aç susuz dolaştım, hiçbir yetkili bana sahip çıkmadı. Sağ olsun birkaç dostum vardı, her gün biri karnımı doyurdu. Durumumu anlatmak için bizim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki daireye çıktım. Aç olduğumu, günlerdir bir şey yemediğimi söyledim. Onlar ise bana 6 ay beklemem gerektiğini, o 6 ayın sonunda ise komite üyelerinin oturacağını ve o toplantıdan da evet çıkarsa, bana yardım edilebileceğini söylediler. Yani komite hayır derse açlıktan öleceğim. 

Sorumluyu görevden aldı

Ben yine de başvurumu yaptım ama 3. ayında Güney Kıbrıs’a geçtim. Oradaki yetkili bakana kadar çıktım, Kıbrıslı Türk olduğumu ama aç olduğumu söyledim. Bana şaşırarak baktı ve neden aç olduğumu sordu. Kendisine buradan sosyal yardım aldığımı ancak o yardımın kesildiğini söyledim. Çünkü o dairenin başındaki kişi değişmiş ve gelen kişi Türklerden hiç hoşlanmayan biriydi, bu yüzden yardımın kesilmiş olabileceğini ifade ettim. Şaşkınlığı daha da arttı. Hiç vakit kaybetmeden bana yardımın sağlandığı dairedeki eski ve yeni sorumluyu yanına çağırdı, hemen geldiler. Bakan da bana dönüp sordu; kimdi şu anda sana bakan dedi? Gösterdim. Bu kez de o görevliye sordu, bu adamın parasını 5 aydır neden vermediniz dedi. Sadece bununla da kalmadı, o görevliyi görevinden aldı. Benim de ödenmeyen 5 aylık yardım paramı geriye dönük ödediler. Üstelik, Güney Kıbrıs’ta ekonomik kriz olmasına rağmen. Ben de o dönemden bu yana Güney’de yaşıyorum. Üstelik sadece yardım parası değil aldığım. Kaldığım evin kirasını da ödüyorlar. Yakın bir zaman da haftada bir gün de bakıcı verecekler, oturduğum evi de değiştirecekler. Yürüyemez duruma geldiğim için basamağı olmayan bir yer evi ayarlayacaklar. Bana orası sahip çıktı ben de orada yaşamaktan mutluyum. 

Hiçbirine güvenmiyorum

Bana şimdi soracaksınız, neden sigortanı yatırmadın, bir emekliliğin yok da bu çileyi çekiyorsun diye. Tek bir şey söyleyeceğim; ben bu ülkedeki hiçbir hükümete inanmadım, güvenmedim. Ki hala daha bu yaştayım inanmıyorum. Bana kendi ülkem değil, Güney Kıbrıs sahip çıktı. Nasıl şimdi ben bu ülkeye inanayım? Ben KKTC vatandaşı değilim, Kıbrıslıyım. Bugün elmayı bölerseniz ne olur? Yavaş yavaş çürür, burası da öyle olacak. Ben 14 seçimdir oy da kullanmıyorum. Kim gelirse gelsin hiç birine inanmıyor ve güvenmiyorum. Hiç biri parmağını tutmuyor, hepsi de tekme atıyor.”