Kubilay Kurçer

HÜR-İŞ Genel Başkanı Yakup Latifoğlu, devletin bürokrasideki sıkıntıları gerekçe gösterilerek asgari ücretin artmaması için hükümetin elinden geleni yaptığını öne sürerek, sendika olarak kurumları özelleştirmeye fırsat tanımayacaklarını açıkladı. 

Asgari ücretin arttırılacağını düşünmediğini beyan eden Latifoğlu, ekonomiyi kayıt altına alınmasının, işverenlere ilgili işlemlerin kayıt altına alınmasıyla sağlanabileceğini vurguladı. ADA TV’de Nihan Yücel’in sunduğu Haftanın Analizi programına konuk olan HÜR-İŞ Genel Başkanı Yakup Latifoğlu, sendikaların belli hedefler doğrultusunda siyasi partilerle paralel hareket edilebileceğini ifade ederek, “Önemli olan sendikaların işçi menfaatleriyle ilgili tavrıdır” dedi. 

“55 TL’LİK ARTIŞIN KARŞILIĞI GÜNDE 1 EKMEKTİR” 

HÜR-İŞ Genel Başkanı Yakup Latifoğlu, ekonominin tavan yaptığı liberal düzenlemelerin dünyayı yönettiği dönemde paranın “araç” yerine “amaç” olduğuna dikkat çekerek, devletin bürokrasideki sıkıntıları gerekçe gösterilerek asgari ücretin artmaması için hükümetin elinden geleni yaptığını savundu. Son 4 yılda Türkiye’de gerçekleşen enflasyonun, KKTC’de yarısı bile olmadığını dile getiren Latifoğlu, 2014 yılının Kasım ayından günümüze kadar Türk Lirası’nın %28 değer kayba uğradığına işaret ederek, “747 dolar olan asgari ücret bugün 526 dolardır” dedi. 

2014 yılında başsavcılığın “seçim yasakları döneminde asgari ücretle ilgili görüşme yapılması kanaat gereği doğru olmaz” beyanıyla ilgili “Asgari ücret konusu gecikti fakat asgari ücret ülke insanının geleceğiyle alakalıdır” şeklinde konuşan Latifoğlu, hükümet programının “Sosyal devlet, hukukun üstünlüğü, laiklik ilkeleri gerçek anlamıyla hayata geçirilecek” maddesinin yeteri kadar uygulanmadığını öne sürerek “55 TL’lik asgari ücret artışının karşılığı günde 1 ekmektir. Sağlık, eğitim ve sosyal ihtiyaçlara zam gelmedi. Bu durum kabul edilemez” dedi. 

“ASGARİ ÜCRETİN ARTMAMASI YÖNÜNDE HÜKÜMETİN BASKISI VAR” 

2010 yılında Göç Yasası’nın geçirilmemesi için halkın ve sendikaların sokağa çıktığını dile getiren Latifoğlu, hükümetin bu konuda verdiği sözleri tutmadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“2005 yılından itibaren halkla sendikalar ne kadar tepki koyarsa koysun, meclistekiler bildiğini okumaya devam etti. Fakat bu mesele Türkiye ile imzalanan ekonomik protokollerle ilgilidir. TC Yardım Heyeti’nin 10 gün önce yayınladığı protokolde mali yapının düzeltilmesi gibi madde vardır. Bizi idare edenler, ülkedeki sorunlara ilişkin halka karşı şeffaf olsunlar. Ödenekler asgari ücrete endeksli olduğundan dolayı asgari ücretin artmaması yönünde hükümetin baskısı var.” 

“ÖNEMLİ OLAN SENDİKALARIN, İŞÇİ MENFAATLERİYLE İLGİLİ TAVRIDIR” 

Asgari ücretin belirlenmesinde karara varılamadığından dolayı aksaklıkların ortaya çıkmasıyla çalışanların mağdur olduğunu belirten Latifoğlu, sendika olarak kurumları özelleştirmeye fırsat tanımayacaklarını açıkladı. Latifoğlu, Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) kurultay süreciyle ve “sendikaların hükümet ortaklarının yanına doğru yürüdüğü” söylemleriyle ilgili şunları söyledi: 

“Örgütlerin haberi olmadan birçok üye yazımı söylemleri umarım doğru değildir. Ümit ederim ki UBP’de kurultay sakin geçer. Fakat söylemlerimin yanlış anlaşılmasını istemem çünkü benim düşünceme göre sendikacılık yaparken siyasi partiyle organik bağ içinde olmak terstir. 

Sendikaların siyaset yapması doğaldır çünkü bizim muhataplarımız siyasetçilerdir. Her sendikanın kendi dünya görüşü vardır, bu fikirler doğrultusunda sendikalar arasında farklılık olabilir. Bu kadar farklılık olmasa bu kadar çok sendika da olmazdı. Her sendikanın hem kendi zümresi, hem de ülke için ulaşmak istediği hedefler vardır. Bu hedefler doğrultusunda belli siyasi partilerle paralel hareket edilmesinin yadırganmaması gerekir. Önemli olan, sendikaların işçi menfaatleriyle ilgili tavrıdır.” 

“ASGARİ ÜCRETİN DAHA FAZLA ARTTIRILACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM” 

Asgari ücretin arttırılacağını düşünmediğini belirten Latifoğlu, ekonomiyi kayıt altına alınmasıyla ilişkin işverenlere ilgili işlemlerin kayıt altına alınmasıyla sağlanabileceğine vurgu yaparak, şunları kaydetti: 

“Devletin, bütçesini arttıramayacağından dolayı asgari ücrette artış sağlanamaz. Devlet, hak ettiği vergiyi ve geliri elde edebilmek için ekonomiyi kayıt altına alması gerekir. Bugüne kadar bu konuyla ilgili adım atan hükümete henüz şahit olmadım. Siyasi partiler seçimlerde harcadıkları parayı nasıl bulduklarını şeffaf bir şekilde açıklarsa ekonomi kayıt altına alınır. İşveren, asgari ücreti beyan ediyorsa o işverenin farklı ödediği para da bir yerden kayıtsız gelir. Kayıtlı gelen parayı kayıtsız harcayamazsınız. Siyasi partilere giden para da öyledir.”