DUYGUSAL HASSASİYETLER VAR: Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros Loizidou’nun evinin restoran olarak kullanılmasının Girne Belediyesi’nin vereceği yasal izinlere bağlı olduğunu söyledi. Toros: Birtakım duygusal hassasiyetler var,  tıpkı güneyde mallarını bırakan Kıbrıslı Türklerin olduğu gibi. Bu durum Kıbrıs sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğinin göstergesidir.

TÜRKİYE’NİN YİNE BAŞI AĞRIYACAK: Ticaret Odası eski başkanlarından Ali Erel ise  Kıbrıs sorununda mihenk taşı olarak nitelendirilen evi ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının halen yürürlükte olduğunu ifade ederek malın kullanımının Türkiye’nin başına ileride dert açacağını öne sürdü.

BU DURUMDA BİNLERCE MAL VAR: Yine Ticaret Odası eski başkanlarından Erdil Nami ve Günay Çerkez ise Loizidou’nun evinin restoran yapılmasında bir sakınca olmadığı görüşünde. Her iki eski başkan Kuzeyde ve güneyde buna benzer binlerce mal olduğunu ve bu malların da kullanımda olduğunu söyledi.

Bertuğ TOPAL
2003 yılında Türkiye’nin 1 milyon 120 bin Euro tazminat ödediği ve Kıbrıs’ta sınır kapılarının açılmasına neden olan Kıbrıslı Rum Loizidou’nun evinin restoran yapılmasıyla ilgili ticaret dünyası ikiye bölündü. Ticaret Odası eski başkanlarından bir kısmı bu konunun ileriki zamanda Türkiye’nin önüne tekrardan çıkabileceğini ifade ederken, bir kısmı ise Loizidou’nun evi gibi birçok malın üzerinde Türk koçanıyla yapılaşma olması nedeniyle bir fark olmadığını ifade ediyor.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada Loizidou’nun evinin restoran veya meyhane olarak kullanılmasının Girne Belediyesi’nin vereceği yasal izinlere bağlı olduğunu ifade etti.

Ticaret Odası eski başkanlarından Ali Erel, Kıbrıs sorununda mihenk taşı olarak nitelendirilen evi ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının halen yürürlükte olduğunu ifade ederek buna rağmen malın kullanımının Türkiye’nin başına ileride dert açacağı görüşünde.

Yine Ticaret Odası Eski Başkanlarından Erdil Nami ve Günay Çerkez ise Loizidou’nun evinin restoran yapılmasında bir sakınca olmadığını, Kuzeyde ve güneyde buna benzer binlerce mal olduğunu ve bu malların da kullanımda olduğunu söyledi.

Kapıların açılması ve Kıbrıs tarihinden önemli bir yere sahip evi kiralayan Kemal Hıfzıoğlu ise yaptığı açıklamada evi meyhane değil Türkiye’nin ünlü restoranlarından birinin Kıbrıs şubesi olarak hayata geçirileceğini söyledi. Hıfzıoğlu, yapacaklarının evi restore etmek ve daha iyi bir ortama kavuşturmak olacağını da söyledi.

Erel: Mahkeme kararları yerine getirilmeliydi
Ticaret Odası eski başkanlarından Ali Erel Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına göre iade edilmesi gerektiğini ifade etti. KKTC’nin Uluslararası hukuk içerisinde yer alam gibi bir niyeti varsa bu evin asıl sahibi Loizidou’ya iade edilmesi gerektiğini belirten Erel, Türkiye’nin AİHM kararlarını yerine getirmediğini söyledi. AB ve uluslararası hukukun evin Loizidou’ya iade edilmesini beklediğini belirten Erel, “Bunu beklemeden yaptırım uygulamadan mahkeme kararları yerine getirilmesi gerekir. Bu bir prestij kaybıdır” diye konuştu.

“Mülk sahibinin izni olmalıydı”
Kapıların açılmasına sebep olan ve tarihi bir değeri olan evin restoran yapılmadan önce asıl mal sahibine sorulması gerektiğini kaydeden Erel, Türkiye için negatif bir puan olacağını söyledi. Erel, “Türkiye kendi prestijini koruma ihtiyacı duyması gerekir. Rum mallarına koçan verdikleri gibi ayni tavır içerisine girebilir. Kısasa kısas ile olmaz. Bir engel olarak ileriki zamanlarda önlerine çıkar. İki taraf için de geçerli bu konu. Güney’de işletilen Guardian yasası da ortadan kalkmalı. Güneyde bu ayrımın yapılması Loizidou kadar çarpıcıdır. Saygılı pozisyona geçmesi ile sorunun çözümü için önem arz eder” dedi.

Toros: Hassasiyetler var, tıpkı Güney’de mal bırakan Kıbrıslı Türkler gibi
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada Loizidou’nun evinin restoran veya meyhane olarak kullanılmasının Girne Belediyesi’nin vereceği yasal izinlere bağlı olduğunu ifade etti.  Toros, yerel yönetimin buna müsaade etmesi durumunda yapılan bunun yasal olacağını kaydetti. Loizidou’nun kullanım kaybından dolayı Türkiye’yi ilk dava eden Rum olduğunu kaydeden Toros, bu davanın bu yüzden üne kavuştuğunu söyledi. Bu durumun bir takım duygusal hassasiyetlerinin olacağını söyleyen Toros tıpkı güneyde mallarını bırakan Kıbrıslı Türklerin olduğunu dedi. Bu durumun Kıbrıs sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğinin göstergesi olduğunu da belirtti.

Nami: AİHM kararına karşıyım
Ticaret Odası eski başkanlarından Erdil Nami ise Türkiye’nin Loizidou’ya 1 milyon 120 bin Euro tazminat ödediğini ve o tarihten itibaren Loizidou’nun bir kez bile evine gelmediğini söyledi. “Bu cezayı vermeden geri dönme hakkının verilmesi gerekirdi. Birçok hususlarda bu sistem çalışır. Yüz binlerce Rum geri dönecek diye bir şey yok. Bu korkuları atmamız gerek” diye konuşan Nami, AİHM’nin kararına karşı olduğunu belirtti. Türkiye’nin tazminatı ödemesinin ardından mülkiyetin KKTC devletine verilmesi gerektiğinin altını çizen Nami,  “Parasını almışsa boş duracağına çalıştırılsın. %80’i boş bekletilemez ülkenin” diyerek sözlerini tamamladı.

Çerkez: Yüz binlerce Rum malına yatırım yapılıyor
Bir diğer eski başkan Günay Çerkez ise kuzeyde yüzlerce Rum malı olduğunu onların da Türk kullanıcılar tarafından kullanıldığını söyledi. KKTC Hükümeti daireleri tarafından bu tapuların verildiğini belirten Çerkez, Loizidou’nun malının diğer Rum malları ile arasında hiçbir fark olmadığını belirtti. “Yüz binlerce Rum malı var ve bunlar kullanılıyor. Loizidou’nun malı olması bir şey fark ettirmez. Bunca yıldır kullanan Türk’ün de hakkı var. Güneyde 450 bin dönüm Türk malı var. Bunların üstüne de inşaatlar yapıldı. Rum hükümeti bazılarını kiraladı. Rum mal sahibinin tazminat alması malın kullanımı açısından bir fark yaratmaz. Bana göre bir fark yoktur” dedi.