Duygu Alan / Gürsel Karagözlü / Nadire Bahadi

Lefkoşa’da taksiciler mesleklerinin zorluklarını Havadis’e anlattı. Taksiciler, dışarıdan bakıldığında kolay gibi görülen taksicilik mesleğinin aslında birçok zorluğu bulunduğunu ve taksicilerin ne can ne de mal güvenliklerinin olmadığını söyledi.

Yasal olmadığı için araçlarında kendilerini güvende hissedebilecekleri sopa ve benzeri bir araç bulundurmadıklarını söyleyen taksiciler, taksi duraklarında telsiz sistemi de olmadığını söyledi. Araçların çoğunda takip sisteminin de bulunmadığını kaydeden taksiciler, başlarına bir olay geldiğinde ne duraktaki arkadaşlarını ne de polisi olay anında bilgilendiremediklerini, tek güvencelerinin müşterinin vicdanı olduğunu kaydetti.

Polis güvencesi istiyorlar

Lefkoşa’da taksi şoförleri, duraklarda polise bağlı telsiz sistemine geçilmesi halinde daha güvende olacaklarını savundu.

Taksiciler, “Türkiye’de tüm duraklarda telsiz sistemi var ve bu sistem polise bağlı. Bir taksici adli bir vaka ile karşı karşıya kaldığında aracındaki telsiz ile duraktaki arkadaşlarını aynı zamanda da polisi durumdan haberdar ediyor. Bazı araçlarda takip sistemi de var. Bu sistem de taksinin olay sırasında yerini gösteriyor ve polisiye müdahalede zaman kaybının yaşanmasını önlüyor. Benzer sistem KKTC’de olabilir” diye konuştu. 

Taksiciler ne dedi?  

Sıtkı Kaya: Allah ile müşterinin vicdanına emanetiz

“Canımız da malımız da Allah’a emanet. Hiçbir şekilde güvende değiliz. Benim taksimde can güvenliğimi sağlayacak hiçbir önlem yok. Diğer taksici arkadaşlarımın taksisinde de yok. Zaten sopa ve benzeri araçları, gerektiği yerde kendimizi korumak adına bile olsa takside bulunduramayız. Çünkü yasal çerçevede bu tür araçlar tecavüzkar araç sayılıyor ve bulundurulması yasaktır. Taksilerimizde takip sistemi veya polise veya da duraklara bağlı telsiz sistemi de yok. Müşteri taksiye bindikten sonra canımızın da malımızın da güvenliği o kişi ile Allah arasında, vicdanına kalmış bir konudur. Allah yardımcımız olsun.”

Turgut Kara: Polise bağlı takip ve telsiz sistemi olmalı

“Sadece can güvenliği değil mal güvenliğimiz de yok. Biri aniden boğazımıza bıçak da dayayabilir, kafamıza da sıkabilir. Soyguncu da olabilir, katil de veya müşteri istediği yere kendini bıraktırır ancak taksi ücretini ödemez. Polise şikayet etsen hiçbir şey ispatlayamazın. Orada müşteri ile tartışsan başka istenmeyen sonuçlar doğabilir. Kamu araçlarında değnek veya benzeri tecavüzkar araç da bulundurmak yasak. Ben şahsen her ihtimale karşı kendimi korumak adına genelde müşteriyi ön koltuğa alamaya çalışıyorum. En azından herhangi bir müdahalede bulunursa görebilmek için. Arkada oturan birinin ne yaptığı görmek, fark etmek zordur. Ama bir telsiz ve araç takip sistemi olsa ve bunlar polise bağlı olsa en azından herhangi bir tehlike anında polis müdahale edebilir. Devlet bunu koşul olarak koyabilir.”

Mehmet Abdurrahman Albayrak: Kelle koltukta yaşıyoruz

“Ne can ne de mal güvenliğimiz var. Müşteri parayı ödemeyeceğini söylese polise gitseniz şikayetçi olsanız hiçbir sonuç elde edemezsiniz. Polis size bu ücreti tahsil edemez. Çünkü polisin elinde de bir yasa yok. Canımız zaten hiçbir şekilde güvende değil. Bir telsiz sitemi olsa, en azından tehlikeyi hissettiğimiz anda veya bir tehlike ile karşı karşıya kaldığımızda bunu anons edebilir veya aramızda bir şifre ile bu durumu karşı tarafa aktarabiliriz. Bu sistem polise bağlı olsa çok daha güvende oluruz. Zaten yeterince riskli bir mesleğimiz var ve zaten ekmek aslanın ağzında bir de korsan taksicilerle mücadele ediyoruz. Kelle koltukta, yüzlerce kişi havadaki bir lokum ekmeği kapmaya çalışıyoruz.”

Ahmet Tetik: Akşam eve sağ salim döner miyiz meçhul

“Aracımda can güvenliğimi sağlamak için tedbir amaçlı sopa bulunduruyordum polis ‘yasal deği’ dedi ve elimden aldı. Bu tür araçların arabalarda bulundurulması yasadışı. Araçlarımızda polise bağlı ne bir telsiz ne de araç takip sistemi de yok. Yollar da güvenli değil. Taksici hiçbir açıdan güvenli değil. Biz gece gündüz yollardayız. Aydınlatmadan yoksun asfaltı köstebek yuvasını aratmayan bir sürü yol var.

Allah’a emanetiz. Allah korusun diyor, evimizden çıkıyoruz. Akşam sağ salim döner miyiz meçhul. Adam bıçağı çekse boğazımıza dayasa yapacak hiçbir şeyimiz yok.”

Sami Yediyıldız: Taksicinin kendisini koruyabileceği tek gücü yumruğu

“Taksiciler kesinlikle güvende değil. Müşteri katil de olabilir, soyguncu da olabilir, ruh hastası da olabilir ve taksici her türlü saldırıya uğrayabilir. Öldürülebilir, yaralanabilir, parası çalınabilir, soyulabilir. Kendisini koruyabileceği tek gücü ise yumruğudur. Çünkü taksilerimizde polis bağlı bir telsiz sistemi veya araç takip sistemi yoktur. Taksiciler Birliği Yönetim Kurulu, gerek özel güvenlik şirketleri ile gerekse polis birimi ile yetkililerle toplantılar yapmalı ve taksicilerin güvenliğini sağlama noktasında kararlar üretmelidir.”

* * *

LEFKELİ TAKSİCİLER GÜVENDE AMA EKMEK ASLANIN AĞZINDA

Taksicilerin kendini güvende hissettiği sayılı bölgelerden biri Lefke. Taksi esnafı, bölgenin küçük olması ve herkesin birbirini tanıması nedeniyle çalışırken can emniyeti açısından kendilerini daha fazla güvende gördüklerini anlatıyor. Ama iş eve ekmek götürmeye geldiği zaman Lefke bölgesi taksicileri de dert küpü.

Bölge taksicileri, toplu taşıma araçlarının güzergahlarından çıkıp taksi gibi çalışması, kaçak taksiciliğin artması nedeniyle eve ekmek götürmekte zorlanıyor. Lefke – Gemikonağı Taksiciler Birliği Başkanı Akan Özüorçun ve taksiciler, yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir toplu taşıma araçlarının kendilerine yasal olarak belirlenen güzergâhlarından çıkarak taksi gibi çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını belirtti. 2000 yılının başlarında önce dolmuşların kuralları ihlal etmeye başladığını anlatan taksiciler normal olarak dolmuş seferleri şehirlerarası olup, köy kasaba içlerine girmelerinin kanunsuz olduğunu savundu.

Taksiciler ne dedi?

Mahmut Başavcı: Otobüs, minibüs, dolmuşların duraktan durağa yolcu alması gerekirken evlerden de yolcu almalarıdır. Bunun yanında Lefke Avrupa Üniversitesi ( LAÜ) okuldan Güzelyurt’a Lefke’ye ve diğer yerlere sabah saatlerinden gece yarısına kadar otobüslerini çalıştırması ve yolcuları taşımasındandır. Bunlara ek olarak da bölgedeki bazı marketler 50 TL üzerinde alış veriş yapan müşterilerini evlerine kadar taşımasından kaynaklanmaktadır. Yerli halkın herkesin arabası vardır. Yerli halktan pek müşterimiz yoktur. Müşterilerimiz öğrenciye baplıdır. Öğrencilerde okul otobüsleri ve marketçilerin arabaları ile taşınmakta olduğundan bizlere çok acil işi olup da o saatte otobüs, minibüs ve dolmuş bulamayan müşterilerdir. Ya da gece yarısından sonra araba bulamayan müşterilerdir. Sorunlarımızın çözülmemesinden dolayı geçmiş yıllarda taksilerimiz ile eylem yaptık. Ancak yinede sorunlarımıza çözüm bulamadık. İlgili devlet yetkililerinden sorunlarımıza çözüm bulunmasını bekleriz. LAÜ yönetiminden de okul içerisine girerek müşteri alabilmemizin sağlanması bekleriz. Zaman zaman duraktan durağa yolcu taşıması gereken araçların evlerden yolcu  aldıklarını Polise bildiriyoruz. Polis gerekli şikayetimizi alıyor ve bu araçları kontrol ettiğinde o araçların izin belgelerinde her yerden alabilir yazdığından Polis de bu başıbozukluğa engel olamıyor.

Mehmet Omorfolu: Son yıllarda işlerimiz çok düştü. Bölgemizdeki büyük marketler 50 TL üzerinde alış veriş yapan müşterileri evlerine taşıyorlar. Okul içine bizler taksimiz ile giremezken Otobüs, Minibüsler girmektedir. Bu Otobüs ve minibüsler güzergah üzerindeki duraklardan yolcu alıp bindirmesi gerekirken bunu yapmıyorlar ve evlerden taksiymiş gibi yolcu taşımacılığı yapar.  KIB-HAS hava alanına yolcu taşımacılığı yapar. Onlarda taksici gibi işlediklerinden biz taksicilere pek iş kalmıyor. Sürüş ehliyetimizi, Aracın tüm evraklarını günü gününde borçlanarak çıkartmaktayız. Ama izin makamı defalarca kendilerine sorunlarımız aktarmamıza rağmen bizlerin sorunlarına çözüm bulmazlar. İki ay önce taksiciler olarak izin makamına gittik ve sorunlarımızı aktardık. Halen çözüm bulamadılar.  Başka bölgelerde taksicilere karşı işlenen suçlar olduğunu duyarız. Bizim bölgede herkes herkesi tanıdığından bölgede bu gibi sorunlar yaşanmadı.

Sinan Değirmenci: “Gemikonağında yaklaşık iki yıla yakındır bir taksicinin yanında taksicilik yapmaktayım. Bu aralar müşteri sıkıntısı çok. Dolmuş, otobüsler duraktan durağa değil, müşteriyi gördükleri yerden alarak evlerine kadar götürüyorlar. Taksici gibi işliyorlar. Müşteri azlığından ustam benim paramı bile çıkartamıyor. Bizde isteriz ki bir şeyler çıkartalım ki ustamız da bir şeyler kazansın. Ama otobüs, minibüs şirketlerinin taksi gibi çalışmasından tam anlamı ile iş yapamıyoruz. Başka bir sorunumuz halkımız çok rahattır ve arabalarını olur olmaz yere taksi duraklarına veya çevresine park edip ayrılıyorlar ve bundan dolayı da sıkıntı yaşıyoruz.

Yılbay Sıdal: Lefke’de 17 yıldan beridir taksiciyim. Lefke’de taksicilerin belirgin bir durağı yoktur. Yetkililerden bir taksi durağımız olmasını isteriz. LAÜ’nün servisleri saat başı öğrenci taşımacılığı yapar, belediye sınırları içerisinde duraktan durağa yolcu taşımaları gerekirken evlere taksici gibi servis yaparlar. Yollarımız bozuk araçlarımız zarar görür. Bu konularla ilgili birliğimiz yetkililer ile görüştü ve yıllardır bu sorunlarımıza çözüm bulunamadı. Bunca yıldır bölgede taksiciyim taksici müşteri arasında tartışma, kavga ve olay olduğunu görmedim. Bazı şehirlerde bu gibi olayların olduğunu duyarız. Ama bizim bölgemizde bu olaylar yaşanmadı.

Akan Özüorçun: Lefke bölgesinde taksicilerin birçok sorunları vardır. Bunların başında bölgedeki Otobüs, Minibüslerin durak harici yolcu taşımacılığı yapmasıdır. Bu konuda iki ay önce izin makamı ile görüşmeler yaptık ve sorunlarımıza çözüm bulunmasını talep ettik. Ancak çözüm bulamadık. Bayındırlık ve Ulaştırma bakanı Kemal Dürüst’den daha önce aldığımız randevuyu bugün 24 Ocak’ta gerçekleştirdik. Bakana sorunlarımızı aktardık. Bakan kendisine aktardığımız sorunları bir hafta içerisinde çözümleyeceğini söyledi. Bu konuda bakanın verdiği sözün gerçekleşmesini bekleyeceğiz. Geçtiğimiz akşam Mağusa’da bir taksicinin yaralandığını öğrendik. Bunu kınıyoruz. Bugüne kadar bizim bölgemizde taksicilere karşı darp, şiddet olayı yaşanmadı. Yaşanmamasını da diliyoruz.

* * *

MAĞUSALI TAKSİCİLER: “ÖLÜM KORKUSUYLA ÇALIŞIYORUZ”

Mağusa’da önceki akşam Osman Yıldırım’ın taksi aracının yanından bıçakla yaralanmasının ardından taksi şoförleri ile konuşan Havadis, taksi şoförlerine bir dokundu bin ah işitti. Can güvenliğinden yoksun her gün onlarca tanımadıkları kişi ile aynı araç içerisinde yolculuk yapan taksi şoförleri, deyim yerindeyse “kelle koltukta” evine ekmek parası götürmek için mücadele ediyor. Vatandaş, trafikte müşteriyi gitmek istedikleri yere yetiştirmek için zamanla yarışan taksicilerden şikayetçi olsa da taksi şoförleri de can güvenliklerinin olmayışının yanı sıra yollarda ve trafikte yaşanan sistemsizlikten şikayetçi. Can güvenliklerini artırmak için yetkililere seslenerek bazı öneriler sunan taksi şoförleri, Mağusa’da taksiye binen yolcudan çok, yol ve trafik sorunlarının taksi şoförlerinin canına kastettiğini belirtti.

Taksi çok iş az

Yıllardır taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan şoförler iş azlığından yakınıyor. Her geçen yıl işlerin giderek düştüğünü ifade eden şoförler, Mağusa’da 11 taksi ofisi, 200’ü aşkın taksinin bulunduğunu belirtti. Toplu taşıma araçlarının dahi ara yollardan yolcu topladığını ifade eden şoförler, taksicilere ara yollardan ana yollara yolcu taşıma fırsatının bile olmadığını kaydetti.  Kaça taksilerin yanında araç kiralayan yabancı uyruklu öğrencilerin havaalanına para karşılığı yolcu taşıdığını ifade eden şoförler, tüm bunları caydırıcı hiçbir yaptırımın bulunmadığını belirtti.

Yolcudan çok yollar yüzünden can güvenliği yok

Her gün onlarca hiç tanımadıkları yolcuyu araçlarına alarak gidecekleri yere götüren taksi şoförleri yolculuk esnasında başlarına ne geleceğini bilmeden ekmek parası için mücadele ediyor. Geçtiğimiz yıl bir taksi şoförü kayışla boğulmak istenip soyguncular tarafından gasp edilirken, taksi şoförleri her gün aynı tehlike ile yollarda. Ancak taksi şoförleri tehlikeli yolcu ile başa çıkabileceğini düşünürken, yollardaki bozukluk ve sistemsizliğin sadece kendilerine değil tüm araç şoförlerinin direkt olarak canına kastettiğini belirttiler. Yollarda işaret ve levhaların sürücüler için tehlike oluşturduğunu belirten şoförler, yollardaki bozuklukların en büyük kaza sebebi olduğunu belirtti. Şoförler ehliyet alımlarında da araç kullanacakların eğitimlerinin yeterli olmadığını belirterek kötü sürücünün trafikte kaosa neden olduğunu söyledi.

Taksiciler ne dedi?

Esat Dünki: 41 yıldır Mağusa’da taksi şoförlüğü yapıyorum. Taksi şoförlerinin işi her geçen gün daha da geriye giderken, ülke trafiğindeki sistemsizlik tüm sürücüler için tehlike saçıyor. Bölgede mevcut taksi sayısı yaklaşık 200 olması nedeni ile şoförler bölgede yılın 7 ayı çalışabiliyorken 5 ayı yatarak geçiriyor. Can güvenlikleri bulunmayan taksiciler için yetkililer de elini taşın altına koymuyor. Avrupa Avrupa diyoruz ama taksilerimiz Avrupa normlarında değil. Müşteri ile şoför arasında koruyucu bir cam olması gerektiği gibi araçlarda acil durum zillerinin de bulunarak bunlardan polise bağlı bir sistem ile önlemi artırmış oluruz.

Tekin Kaya: Tanımadığımız insanlarla bazı günler kilometrelerce yol gidiyoruz ancak araçlarımızda güvenlik önlemimizi artırıcı hiç bir şey bulunduramıyoruz. Gerek bölgede gerekse trafikte yetkililerin tüm araç şoförleri için düzenlemeler yaparak şehirde trafik kazaları önlenebilir. Taksi şoförleri için ise taksiler içlerinde yapılacak düzenlemeler ile can güvenliklerin artırılabilir

Niyazi Sefi: Taksilere yerleştirilecek GPRS sistemi, polise bağlı acil durum butonu sistemi ile taksi şoförlerinin can güvenliği bir nebze olsun artırılacaktır diye düşünüyorum. Yollar şoförler için taksiye binen yolcudan daha tehlikeli aslında ve kazaya davet çıkarıyor. Trafikteki sistemsizlik sadece taksi şoförleri için değil tüm şoförler için tehlikeye neden oluyor

Şaban Gök: Taksi şoförü arkadaşlarımızın başına gelenler bizleri üzüntüye boğuyor. Canımız avcumuzda hayat mücadelesi için çalışıyoruz. Yetkililere çağırarak taksi ve trafik konularında düzenlemelerin yapılmasını istiyorum

Murat Gülduran: Can güvenliğimiz için araçlarda GPRS sistemi ile acil durum düğmesinin olması gerektiğini düşünüyorum. Yolcu kötü niyetliyse hiç bir türlü engel olamazsak da hepimizin başına bu tarz olayların gelebileceği gerçeğini dikkate alarak tedbir almamız gerekiyor.