Özge Kizir

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı Kazım Ant faiz oranlarının yüksekliğine dikkat çekerek, “Bankacılar ülkeyi ve ekonomiyi batırdılar. Batırmadıkları iş adamı, esnaf, üretici ve tüketici kalmadı” dedi.  Şuanda ülkede 42 bin 107 kişinin borç, alacak-verecek mahkemelerinin devam ettiğini kaydeden Ant, “Buna icra davalarını ve çek yasaklarını dâhil ettiğimizde bu rakam 60 bindir. Bu, yılsonuna doğru 80 bin davaya ulaşacak” şeklinde konuştu.

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Genel Koordinatörü Faik Burçaklı 1974’ten sonra KKTC’nin ilk kez bu kadar sıkıntı içerisine girdiğine dikkat çekerek, “Bugün üzülerek söyleyebilirim ki herkesin evi, bahçesi veya tarlası satılıktadır. Kıbrıs Türkü vahim ve kritik günler geçiriyor. 1974 sıkıntılarını geçiren bu halk, ilk defa bu kadar sıkıntılara girdi” dedi.

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı Kazım Ant ve Genel Koordinatörü Faik Burçaklı, ülkedeki faiz oranları konusunu Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirdi. Ant, “Bankacılar faiz konusunda çok fazla konuşmasınlar. Ülkeyi ve ekonomiyi batırdılar. Batırmadıkları iş adamı, esnaf, üretici ve tüketici kalmadı. Şuanda 42 bin 107 kişi borç, alacak-verecek mahkemeleridevam ediyor. Son 3 yılın rakamlarıdır ve mahkemeleri devam ediyor. Buna icra davalarını ve çek yasaklarını dâhil ettiğimizde bu rakam 60 bindir. Bu,yılsonuna doğru 80 bin davaya ulaşacak” dedi.

“İlkel finans ilişkilerinin ve acımasız kapitalist yöntemlerin uygulandığı ülkelerde de asla yoktur”

Dünyanın hiçbir yerinde KKTC’de olduğu gibi sınırsız faizlerin uygulandığı bir başka ülkenin olmadığını kaydeden Ant, “İlkel finans ilişkilerinin ve acımasız kapitalist yöntemlerin uygulanmakta olduğu ülkelerde de asla yoktur. KKTC bu konuda hesapsız kazananların olduğu bir ülkedir. Geçmişte 3 maddelik bir Faiz Yasası vardı. Birinci maddesi ‘Yıllık faiz yüzde 9’u geçemez’. İkinci maddesi ‘faiz, faiz getiremez’. Üçüncüsü ise ‘faiz anaparayı geçemez’…Kat sınırı getiriyor. Hâlbuki öyle bir kat sınırı da yoktur. Onun için anaparanın 20-30 katına çıkıyor” şeklinde konuştu.

“Mazbata utanç verici bir insanlık suçudur”

Faiz yasasının yapılması ve kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayan Ant şunları söyledi: 
“Sütten yandık yoğurdu üfleyerek yiyeceğiz. Çok acı günlerden geçtik. 1980’li yılların başından itibaren banka ve tefeciler tarafından resmen ekonomik bir soykırımdan geçirildik. Rum bize soykırım uyguladı. Evet, uyguladı. Rum dışta uyguladı, bankacılarda içte uyguladı. 

Alacaklılar için, yani kişilerin haklılıklarını koruyabilmeleri için İngiltere’deki gibi modern İcra ve İflas Yasası ile birlikte değerlendirmek gerekiyor. Tefeciler yasası konusunda ise bunların mutlak surette yapılması gerekir. Bunları yaptığımız takdirde mazbata sorununu çözmüş olacağız. Mazbata utanç verici bir insanlık suçudur. Mazbatayı uygulayanlar bu ülkede insanlık suçu işliyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde yoktur.” 

“Karşılıksız çekleri hapislikten ve ceza davasından çıkardık. Hukuk davasına dönüştürdük”

Ad-Hoc Komitenin oluşturulmasına dikkat çeken Ant, “Geçmişte Ad-Hoc komite oluşturuldu. İki kez oluşturuldu.Ancak bu komite çalışmalarını tamamlamadan ne yazık ki bankacıların kontrolündeki siyasi partiler ve milletvekilleri tarafından devam ettirilmedi. Karşılıksız çekleri hapislikten ve ceza davasından çıkardık. Hukuk davasına dönüştürdük ve bu mahkemelerde dönüştürülüyor. Biz sivrisineklerle uğraşıyoruz. Borçların Yapılandırılması Yasası’nda da durum aynıdır. Birçok insanı kurtardık. Fakat yine bataklık sivrisinek üretmeye devam ediyor” dedi.

Burçaklı: “Eskiden alınmış faizlerin altından çıkılamadı”

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Genel Koordinatörü FaikBurçaklı,  geçmiş yıllarda alınmış faizlerin altından çıkılamadığını kaydederek “Şuandaki krediler fahiş, yani mevzuat faizlerinin kat kat üzerindedir. Eskiden alınmış faizlerin altından çıkılamadı. Mürekkep faizleri 40 katına varan borçlar mevcuttur. Buna bende dâhilim. Vakıflar Bankası’nda 1996-2006 yılına kadar çalıştığım dönemlerde kat kat olarak her 3 ayda bir anaparaya dâhil olan faiz katmerlenmiş. Şuanda bütün malımız, yok pahasına hazırdaki müşterilere kapıdan peşkeş çekilerek satılmak isteniyor” şeklinde konuştu.

“Kıbrıs Türkü vahim ve kritik bir günler geçiriyor”

1974’ten sonra KKTC’nin ilk kez bu kadar sıkıntı içerisine girdiğine dikkat çekenBurçaklı, sözlerine şöyle devam etti: 

“Bugün üzülerek söyleyebilirim ki Mağusa Mahkemesi’ne gittiğimde dava numaralarından hangi 
yargıçta olduğumu öğreneyim dedim. Herkesin evi, bahçesi veya tarlası satılıktadır. Çok fazla bir ilan gördüm. Kıbrıs Türkü vahim ve kritik günler geçiriyor. 1974 sıkıntılarını geçiren bu halk, ilk defa bu kadar sıkıntılara girdi. 

“2006’dan beri mahkemelerde sürünmekteyim”

Kendim üzerinden örnek vermek gerekirse, Yem fabrikasında 28-30’a yakın personelim vardı. Kooperatif Merkez Bankası’na bağlı Binboğa Yem Fabrikası’na rekabet yapabilmek aradığım için 2006 yılında siyasi maksatlı çelmelendim ve kapattırıldım. Toprak Ürünleri Kurumu ve Vakıflar Bankası tarafından engellendim. Öylece kala kaldım. Çek yasağına girdim. Şuanda 2006’dan beri mahkemelerde sürünmekteyim. Bölgenin en üretici iş adamlarından biri olmama rağmen şuanda sadece ablam ve kayınvalidemin bazen aydan aya verdiği üç-beş kuruşla geçinmeye çalışıyorum.”

“Vicdanlı ve kaliteli insanları bankacıların elinden kurtarmak için bir gayret içine girdiler”

Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı’nın çalışma içerisinde olduğunu vurgulayan Burçaklı, “Faiz ve Mazbata Mağdurları Komitesi Başkanı Kazım Ant gibi değerli insanlar çıktı ve insanları vicdanen sırtladı. Vicdanlı ve kaliteli insanları bankacıların elinden kurtarmak için bir gayret içine girdiler. Henüz başarmış değildir, fakat başaracağına inanıyorum” ifadesini kullandı. 

“7 yıl beni savunan avukatım ödeme yapamadığım için borç senedi imzalattı”

Maddi sorunu nedeniyle mahkemeye gitmekten aciz olduğunu belirten Burçaklı şöyle konuştu: 

“Şuanda mahkemelerde halimi anlatamam. Yargıçlar bu ülkenin en üst düzey kişileri değil midir? Kendilerine işimi kaybettiğimi, iflas ettiğimi ve Maliye Bakanlığına iflasımı sunduğumu ve mahkemeye gelebilmekten aciz olduğumu belirttim. Gidebilecek bir arabam yok. Gelirim olmamasına rağmen hala daha beni mazbatalarım olduğunu düşünerek cezaevine göndermek istiyor. Hala daha taksite bağlatmak istiyor ve karşı taraftaki avukatım sayesinde onların desteği ile oldu. 7 yıl beni savunan avukatım ödeme yapamadığım için borç senedi imzalattı. O da kendine göre haklıdır. Onunda geçimini sağlaması için paraya ihtiyacı vardı. Haklı bir şekilde bıraktı.” 

“Yeni Faiz Yasası ve İcra İflas Yasası modern ve çağdaş ülkelere göre yeni yasa hazırlığı içerisindeler”

Yeni Faiz Yasası’nın geleceğine dikkat çeken Burçaklı, “Devletin öncelikle kendimizi savunabilecek bir avukat bulması gerekiyor. Çağdaş ülkelerde olduğu gibi bizde de olması gerekiyor. Bizde öyle bir şey yoktur. Bizim şuanda Kazım Ant ve arkadaşlarının yürütmüş olduğu çalışmalar vardır. Rapor bu hafta sonu tamamlanıyor. Yeni Faiz Yasası ve İcra İflas Yasası modern ve çağdaş ülkelere göre yeni yasa hazırlığı içerisindeler. Neticelenince biz ilgili şahıslara ve hükümetimize sunacağız. İlk Başbakan Hüseyin Özgürgün ile görüşme yapacağız. Onun ardından Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile görüşme yapacağız. Günü henüz netleşmiş değildir” şeklinde konuştu. 

“Bu mazbataya karşı olan bazı avukatlar vardır”

Burçaklı, sözlerine şöyle devam etti: 

“Bu işin arkasında eski Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel de vardır. Bu yasanın hazırlanmasında hizmetleri geçen insanlardan birisidir. Ayrıca bu mazbataya karşı olan bazı avukatlar vardır. Bütün umudumuz bu çıkacak olan yasadır. Aksi takdirde maliyecileri polisle karşı karşıya getirildiler ve sonumuz cezaevidir. Hiçbir çıkar yolumuz yok. Kendimizi bir girdapta hissediyoruz. Kıbrıs halkı çok çekingen insanlardır. Benim şuanki yaşadığım durumu yaşayan çok insan vardır. 

“Bir asgari ücret veyahut 1200 TL’ye bile çalışayım diyor”

Bugün Mağusa Mahkemesi’nde bile mustarip belki de 10 kişi vardır. Haftanın en az 4 günü mahkemededirler. 4 gün mahkemede olan bir insanın gidip çalışma imkânı bile yoktur. ‘Bir asgari ücret veyahut 1200 TL’ye bile çalışayım’ diyor. Haftanın 3-4 günü mahkemede olan bir insanı kimse yanında çalıştırmaz. Emekli oldum ve o şansı yakaladım. Aldığım parayla cezalarımı ödedim. 10-12 yıl sonra ömrüm kalırsa aylığımı alabileceğim.”

“Bankacılar zarar etmez”

Bankacıların hiçbir zaman zarar yapmayacağını vurgulayan Burçaklı, “Bankacılar zarar etmez. Çünkü bankacılar hep kazanan, hep kendini sağlama alan ve yaptıkları senetlerde dikkate alınmayacak küçücük bir anda kendilerine çevirebilecek kurum ve kuruluşlardır. Zaten devlet onları güvence altına almıştır”  ifadesini kullandı.