İşte Mahmut Övür bugünkü köşe yazısı:

Türkiye derin bir darbeyle sarsılırken, bazı ülkelerin ellerini ovuşturması şaşırtıcı değil ama KKTC gibi "Yavru Vatan" denilen bir ülkenin sessizliği gerçekten şaşırtıcı.

Maalesef Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yönetiminden güçlü bir destek gelmedi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın darbelere karşı çıktığı konuşmasında FETÖ'den söz etmemesi manidar. Başbakan Hüseyin Özgörgün'ün FETÖ'den bahsedip, Kuzey Kıbrıs'ta en küçük bir örgütlenmeye rastlanmadığını söylemesi daha da manidardı.

Oysa FETÖ, KKTC'nin geleceğini de tehdit eden bir örgüt. FETÖ'nün KKTC'deki etkinliği de Türkiye'den farklı değil. Burada nasıl devletin kılcal damarlarına kadar sızdılarsa aynı şeyi çok daha sinsi biçimde KKTC'de yaptılar. Dahası orada kumar ve kayıt dışı para akışı nedeniyle durumun daha da derin ve kirli olduğu söyleniyor. Belki de bu nedenle Kıbrıs'a FETÖ'nün "kara kutusu" gözüyle bakılıyor. İş dünyasından, polis teşkilatı ve eğitim alanına KKTC'de ciddi bir FETÖ yapılanmasından söz ediliyor. Buna rağmen, KKTC Hükümeti'nin harekete geçmemesi çok ilginç. Kıbrıs'ın tarihinden biliyoruz, o coğrafyanın son 50 yılında ABD-İngiliz kontrolü çok güçlü. Geçmişte bu durumun, en kritik anlarda nasıl nüksettiğini çok sık gördük. Acaba şimdi de bu nedenle mi KKTC yönetimi sessizliğini sürdürüyor?

Merak edilen şu; KKTC yönetimi Anavatan'ı çökertmek için kanlı darbe hazırlayan, halkına kurşun sıkan, Meclis'i bombalayan FETÖ'cü yapılanmaya karşı ne zaman harekete geçecek?

Unutulmasın ki, sadece kaderlerinin ortaklığından değil, ortak ekonomik ve siyasi çıkarları açısından bile Türkiye'deki her gelişme KKTC'yi yakından ilgilendiriyor.

Darbeciler başarılı olsalardı 16 Temmuz sabahı nasıl bir Türkiye'ye ve dünyaya uyanacağımızı hiç kimse hafife almamalı, özellikle de KKTC'liler...