Her yıl tüm dünyada 8 Eylül’ün “Dünya Fizyoterapistler Günü” olarak kutlandığını ifade eden Prof. Dr. Malkoç, fizyoterapistlik mesleğinin, fiziksel uygunluğun sürdürülmesinde, hareket bozukluğuna yol açan doğuştan veya sonradan oluşan her türlü yaralanma, hastalık veya yaşlanma ile ilişkili  ağrı ve fonksiyon bozukluklarının önlenmesi ve tedavisinde rol alan bir meslek olduğunu açıkladı.

“Fizyoterapistler, uzman bir hekimin tanısı sonrası, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon’a özgü, bir çoğu dünyada fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş ve bilimsel kanıtlara dayalı değerlendirme ve tedavi yaklaşımlarıyla uygun değerlendirmeler doğrultusunda tedaviler uygulayarak, sağlık ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesinin arttırılmasında, özürlü ve engellilerin çevreye uyumsuzluklarının azaltılması, mesleki ve sosyal entegrasyonlarınının sağlanması ve mevcut çevre ve toplumda gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla, rehabilitasyon hizmetlerinin  planlanması ve yürütülmesinde önemli görevler üstlenmektedirler.” diyen Prof. Dr. Malkoç, dünyada yaklaşık 120 yıllık bir geçmişi olan Fizyoterapistlik mesleğinin bugün prestijli ve tercih edilen meslekler sıralamasında ilk 10’daki yerini aldığını vurguladı. Bugün KKTC’de lisans düzeyinde 4 yıllık Fizyoterapi ve Rehabilitasyon eğitimi veren Fakültelerin bulunduğunu da ifade eden Prof. Dr. Malkoç, DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde bulunan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nün de ilk mezunlarını 2013 – 2014 Akademik Yılı’nda verdiklerini söyledi. Prof. Dr. Mehtap Malkoç mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Eğitim programları; hastanın değerlendirilmesi ve hareket sistemi problemlerinde tedavi programını planlama ve uygulamaya yönelik, temel bilimler, klinik bilimler, mesleki dersler, araştırma metodolojisi, seminerler ve klinik çalışmaları kapsamaktadır. Bu okullardan mezun olan öğrenciler “Fizyoterapist” ünvanı almaktadırlar ve istedikleri takdirde mezuniyet sonrası bilim uzmanlığı ve doktora çalışmaları yapabilmektedirler. Fizyoterapistler; ilgili Yüksek Öğretim Kurumları’nda, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluş ve hastanelerde, diğer kamu kuruluşlarına bağlı sağlık ünitelerinde, özel eğitim ve dal merkezlerinde, spor kulüplerinde, özel hastane ve huzurevlerinde çalışabilmektedirler. Bunun yanında sağlıklı kişilere de koruyucu egzersiz programları verebilmektedirler.

Fizyoterapistlerin özellikle halk sağlığı ile ilgili olarak, Birleşmiş Milletler’in tanımladığı gibi, dünyada en sık rastlanan dört temel grup hastalık içinde yer alan kalp damar hastalıkları, solunum hastalıkları, şeker hastalığı ve kanserden korunmada ve bu hastalıkların tedavisinde önemli görevleri bulunmaktadır. Sağlık ekibinin olmazsa olmaz üyelerinden olan FİZYOTERAPİ mesleğinin gelişiminde bizlere çok önemli görevler düşmektedir. Bu nedenle biz fizyoterapistlerin temel amacı; 21. yüzyılın bilgi teknolojilerinden yararlanarak bilimsel temellere dayalı çalışmalarımızı geliştirmek ve bilgilerimizi toplumla paylaşmaktır. Bu bağlamda tüm fizyoterapistlerin de “Dünya Fizyoterapistler Günü”nü gönülden kutluyorum.”