Bilmem: “Cezaevi bugün gençlere ya da çocuklara göre bir yer değildir. Biz mümkün mertebe bu kişileri diğer hükümlülerden ayırmaya çalışıyoruz ancak gençlerin o yaşta merak duygusu ön planda olduğu için zaman zaman etrafındakilerden etkilendikleri oluyor”

Mamalı: “Bu çocuklar bizim sistemimizde suç işliyorlarsa onları özel olarak yargılayan bir çocuk mahkemesi yoktur. Bununla beraber çocuk ıslah evi de yoktur. Bu durum eksiklikten öte, bu ülkenin büyük bir ayıbıdır”

Özge KİZİR

Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem çocuk suçlular sayısında hiç azalma olmadığını belirterek,“ Şuanda cezaevinde 10 tane (çocuk yaşta) hükümlü tutuklumuz bulunmaktadır” dedi. Cezaevinin çocuklara göre bir yer olmadığına vurgu yapan Bilmem, “Gençlerin o yaşta merak duygusu ön planda olduğu için etrafındaki kişileri dinliyorlar ve zaman zaman etkilendikleri oluyor. Biz mümkün mertebe bu kişileri diğer hükümlülerden ayırmaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı. 

Fikrin ve Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı da cezaevlerinin görevinin çocukları ıslah etmek olduğunu vurgulayarak, “Bizdeki cezaevine baktığımızda ıslah edici bir fonksiyonu bulunmamaktadır. Burası sadece suçlu toplama kampıdır. Ülkede Çocuk Islah Evi’nin olmaması eksiklikten öte, bu ülkenin büyük bir ayıbıdır. Çok büyük bir utanmazlıktır” dedi. 

Ülkede ciddi suç oranları artarken, suç işleme yaşı da gün geçtikçe düşüyor. Çocuk suçluluğunun ciddi boyutlara ulaşması aileleri her geçen gün tedirgin ediyor. Cezaevinde 2014’de 121 çocuğun suçlu bulunarak mahkûm edildiğini belirten Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem bu yılda rakamın azalmadığını vurguladı. Bilmem, “Suç oranlarında bir azalma yoktur. Şuanda cezaevinde 10 tane hükümlü tutuklumuz bulunmaktadır. Bunların genelde suç nedenlerine bakıldığında uyuşturucu ve cinsel tecavüz ağırlıktadır. Cezaevi bugün gençlere ya da çocuklara göre bir yer değildir. Biz mümkün mertebe bu kişileri diğer hükümlülerden ayırmaya çalışıyoruz. Gençlerin o yaşta merak duygusu ön planda olduğu için etrafındaki kişileri dinliyorlar ve zaman zaman etkilendikleri oluyor. Gerek iş ortamlarında gerekse revir ortamlarında buluşuyorlar ve yapılan konuşmalarda etkilenenlerde oluyor” şeklinde konuştu. 

Mamalı: “Çok büyük utanmazlık”

Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulunan Fikrin ve Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı da, çocuklara yönelik suçların gittikçe artan bir boyuta ulaşmasının, gözleri ülkedeki hukuk sisteminin sorgulanmasına neden olduğunu ifade etti. Ülkede özel olarak yargılayan bir çocuk mahkemesinin bulunmadığını vurgulayan Mamalı, “Bu çocuklar bizim sistemimizde suç işliyorlarsa onları özel olarak yargılayan bir çocuk mahkemesi yoktur. Bununla beraber Çocuk Islah Evi de yoktur. Bu durum eksiklikten öte, bu ülkenin büyük bir ayıbıdır. Çok büyük bir utanmazlıktır. Dünyaya karşı tarifi yapılamayacak kadar büyük bir ayıptır. Çocuk denildiğinde ve kanunlar çerçevesinde ve son Birleşmiş Milletler çerçevesinde sözleşmesinde 18 yaşını tamamlamamış her kişi çocuktur. Bu her toplumda ve her ülkede var olan bir şeydir. Çocuklarda suç işleyebilir, işlemeyecek diye bir kaide yoktur. Fakat nasıl ki normal bir suçluyu bile cezaevine gönderdiğimizde, amacımız onu daha sonra suç işlemekten caydırmak ve anti sosyal yapısını sosyal hale çevirmekse, çocuğa da öyle olmalıdır” ifadesini kullandı.


“Islah edici bir fonksiyonu bulunmuyor”

Ülkedeki cezaevinin ıslah edici bir fonksiyonu olmadığını söyleyen Mamalı şöyle konuştu: “Cezaevlerinin bir diğer görevi çocukları ıslah etmektir. Bizdeki cezaevine baktığımızda fiziki yapısı olsun, kurulum sistemi olsun, ne derseniz deyin neticede görünen o dur ki ıslah edici bir fonksiyonu bulunmamaktadır. Burası sadece suçlu toplama kampıdır. Kamptır orası topluyorsunuz ve içeri atıyorsunuz. Görevini yerine getirmezsen özellikle genç suçlular için bir araya geldiklerinde etkilenerek daha da organize olacaklardır. Böylece dışarı çıktığında başka suçlara bulaşmasına olanak sağlar.

 “Ceza Kanunu’na göre 12-18 yaşları arasında işlenen suçları kapsamaktadır”

Çocuk ve gençlerin suçluluk hali toplumun hemen her kesimini ilgilendiren bir sorun olmakla birlikte bunlardan özellikle üç uzman sınıfı bir yana ayırmak gerekir. 1. Hukukçular, 2. Sosyologlar, 3. Psikologlar. Ancak bunların her üçü de, ‘Çocuk’ ve ‘Suçluluk’ kavramlarına değişik açılardan bakar ve onu kendi pencerelerinden tarif ederler. KKTC’de yürürlükte bulunan Ceza Yasası’na bakacak olursak, istisnai hal dışında 12 yaşını bitirmeyene ceza verilemez, ancak 18 yaşını ikmal edene tam ceza verilir. Denilebilir ki, çocuk suçluluğu KKTC Ceza Kanunu’na göre 12-18 yaşları arasında işlenen suçları kapsamaktadır.” 

“Çocuk dışarı çıktığında minnet duygusunu karşılamak için o kişinin istediği her şeyi yapacaktır”

Ailenin suçlara eğilimde büyük bir faktör olduğunu ifade eden Mamalı, “Hele o çocuk sahipsizse ya da ailesi ilgisizse her zaman tutunacak bir dal ararlar. İçeride maddi ve manevi ihtiyaçları vardır. Bunları kim karşılayacak? Eğer orada biri bu rolü üstlenir ve çocuklarla yakınlık kurarsa, bunların babası o kişi olur. Çocuk dışarı çıktığında ise minnet duygusunu karşılamak için o kişinin istediği her şeyi yapacaktır. Çocukları suçtan caydırıcılık belki bir yere kadar devam edebilir. Çok büyük ağır hapis cezası alanlar için olabilir ama bunun haricinde cezaevinin getirdiği görev budur. O yüzden çocukların cezaevine girmemesini tercih ederiz” şeklinde konuştu.

“Annenin çocuğun ufak tefek yaramazlıklarını saklaması çocuğa suç işleme ve saklama alışkanlığını verecek”

Ölüm, hastalık ve boşanma gibi ailesel konuların çocukları suçluluğa iten sebeplerin başında geldiğini belirten Mamalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ailenin, ölüm, hastalık, terk, boşanma, vs. gibi sebeplerden dağılmış bulunması, çocuk suçluluğuna tesir eden sebeplerin başında gelmektedir. Ana-babanın eğitim kapasitesinin düşük olması, çocuğun gerekli şekilde yönetilmemesini, kendi kendine kötü örnekler görerek, hatta bunlarla ilişkiler kurarak büyümesi önemi küçümsenmeyecek bir toplumsal suç nedenidir. Baba otoritesinin gereğinden sert olması, annenin çocuğun ufak tefek yaramazlıklarını saklaması veya şantaj yapması, ona suç işleme ve saklama alışkanlığını verecek, onda suça elverişli ruhsal yapıyı hazırlayabilecek nitelikte bir eğitim biçimidir.” 

“Buluğ yaşı düştü”

Çocuklar için beslenme ve sağlık koşullarının önemli olduğunu ifade eden Mamalı, “Biyolojik nedenler arasında en çok dikkati çeken husus buluğ yaşının gitgide küçülmesidir. Bu düşüşe neden olarak günümüzde beslenme ve sağlık koşullarının genellikle düzelmiş olması yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Şimdi gençler, henüz duygusal erginliğe erişemeden cinsel  (seksüel) kapasiteye kavuşmakta, isteklerini kolay kolay frenlemeyip cinsel suçlar işlemektedirler. 

Soya çekimin çocuk suçluluğu üzerindeki etkisi…”

Tartışmalı konulardan biri de soya çekimin çocuk suçluluğu üzerindeki etkisidir. Bugün hiç kimse suçlu karakterinin kalıtım yoluyla ana-babadan çocuğa geçtiğini ‘Doğuştan suçlu’ kişilerin varlığını iddia edemez. Kalıtım yolu ile alınan bazı psikolojik eğilimlerin bazı toplumsal ve bireysel şartların yardımı ile suçluluğa yönelişi sağlaması mümkündür. Çocuğun doğumunu takip eden yıllarda anne baba şefkatinden ve bakımından yoksun oluşu onda ‘Ben’in gelişmesini tehlikeye düşürmektedir. Bu sahada yapılan araştırmalar kesinlikle ortaya koymuştur ki, sütanne elinde, hastanede veya başka bir yerde anne bakımından yoksun büyümüş, annesi ile normal münasebetler kuramamış çocukların daha sonraki ruhsal gelişmeleri anormal şekilde seyretmektedir. İhmal edilmiş, sık sık çevre değiştirdiğinden dolayı sürekli bağlanacak kimsesi olmamış çocuğun ruhsal yapısı tam anlamı ile gelişmez ve bütün hayatı boyunca ilkel bir karakterin buyurusunda kalır” dedi.

“Çocuklar, öç alma ve genel engelleme gayeli cezalarla değil, eğitici tedbirlerle muamele görmeli”
Mamalı, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuğun suçlu olmasında topluma düşen sorumluluk payının, büyüklerin suçlu olması durumundan kat kat daha fazladır. Çocuklar yaşları itibari ile öç alma ve genel engelleme gayesi güden cezalarla değil, eğitici tedbirlerle muamele görmelidirler. Çocukları suçluluğa iten nedenlerin son derece çeşitli olması, uygulanacak tedbirin konuyu yakından bilen bir yargıç tarafından, hükümden önce düzenlenmiş bir gözlem raporu yardımı ile seçilmesi ve seçilen tedbirin de başta yargıç olmak üzere eğitmen, psikolog, doktor, vs.den meydana gelen bir ekip tarafından uygulanmasını zorunlu kılar.”