Nadire Bahadi

Aybak cinayeti davasında son dönemece gelindi. İbrahim Maraşlı ve Mustafa İlhan Tuncay’ın adam öldürmekten yargılandığı davada İddia Makamı 68 tanığının ardından söz savunmaya verildi. Davanın dünkü duruşmasında sanık İbrahim Maraşlı sanık kutusundan mahkemeye yeminsiz beyanda bulundu. Maraşlı, hakkındaki suçlamaların tümünü reddetti.

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Düriye Elkıran’ın sözü savunmaya vermesinin ardından sanık İbrahim Maraşlı’nın avukatı Yunsal İlhan müvekkilinin sanık kutusundan yeminsiz beyanda bulunacağını bildirdi. Ne soruşturma safhasında ne de yargı süreci boyunca hiç konuşmayan sanık İbrahim Maraşlı hakkındaki tüm suçlamaları reddetti.

“Ben kimseyi öldürmedim”

Maraşlı, “ suçlamaları kesinlikle kabul etmem. Hepsi yalandır. Ben kimseyi öldürmedim, kimseye bir şey yapmadım” diyerek kendini savunan Maraşlı, 2013 yılında yeni yıl öncesinde maktül Ahmet Aybak ile Mustafa İlhan Tuncay’ın istemi üzerine Kel’in Yeri’nde görüştüklerini ifade eden Maraşlı, Mustafa İlhan Tuncay’ın Rıfat Şıksanal’dan alacağı para ile ilgili bir görüşmenin olduğunu anlattı. Cinayetle bir ilgisinin olmadığını söyleyen Maraşlı “Daha sonra Mustafa beni arayarak ne düşündüğümü sordu. Bende bekleyip göreceğimizi söyledim. Ondan sonra aralarında ne oldu benim bilgim yok” şeklinde açıklamada bulundu.

“Soruşturma safhasında pek çok eksiklik var”

Sanık İbrahim Maraşlı’nın yeminsiz beyanlarının ardından Avukat Yunsal İlhan, Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı, Adli Patalog Prof Doktor Mete Korkut Gürmen’i mahkemede tanık olarak dinletti. Avukat Yunsal İlhan tarafından kendisine soruşturma kapsamında elde edilen raporlar ve olay yeri ile otopsi fotoğraflarının verilip tüm bunlar ışığında bir rapor hazırlamasının talep edildiğini ifade eden Prof. Dr. Gürmen, bir ekip ile birlikte yaptığı incelemede soruşturma sırasında gerek olay yeri gerekse analizler kısmında ciddi eksikliklerin tespit edildiğini söyledi. Soruşturma maksatlı olay yerine defa defa gidilmesi nedeni ile olay yerinde ciddi bozuklukların meydana gelebileceğini ifade eden Gürmen, olay yerinden emarelerin en titiz şekilde elde edilip laboratuara en hızlı ve doğru şekilde gönderilmesinin önemine dikkat çekti.

Gürmen, Aybak cinayeti soruşturması sırasında sanıklara ait araçlarda detaylı bir inceleme yapılmamasını ciddi bir eksiklik olarak adlandırdı.

“Larva olmadığı, zehirlenerek öldürüldüğü anlamına gelmez”

İncelediği dosyada Ahmet Aybak’ın cesedinin kokuşmuş şekilde bulunduğunun görüldüğünü söyleyen Prof Dr. Mete Korkut Gürmen, daha önce İddia Makamı’nın uzman tanıklarının söylediğinin aksine cesette ve toprakta larva bulunmamasının sebebinin zehir olmadığını açıkladı. Cesede larva gelmemesinin tek sebebinin cesedin etrafının tamamen kapalı olması olabileceğini ifade eden Gürmen, cesedin çıkarılması anında bazı aksaklıkların olduğunu ve larvaların göz ardı edildiğini düşündüğünü kaydetti. İddia Makamı tanığı Adli Tıp Uzmanı İdris Deniz’in otopsi sırasında maktül Aybak’ın boynunda iğne izine rastladığı yönündeki bulguların da kesinlik içermediğini belirten Gürmen, aşırı kokuşmuş cesetlerde iğne izi değil, kesici delici ve ateşli silah izlerinin bile bazen tespit edilemeyeceğini kaydetti.

İldeniz: Her işlem usulüne uygun yapıldı

İddia Makamı adına davayı yürüten Savcı Mustafa İldeniz savunma tanığı Prof. Dr. Mete Korkut Gürmen’i istintaka tabi tuttu. Cesedin bulunması anından itibaren yürütülen soruşturma sırasında her şeyin usulüne uygun olarak yapıldığını ifade eden İldeniz, tanık Gürmen’in sadece Avukat Yunsal İlhan’ın bilgisine getirdiği hususlarla ilgili bir rapor hazırladığını söyleyerek “yeterli bilimsel bir rapor vermeniz için mahkemeye kanıt olarak sunulan tüm materyaller bilgine gelmedi” şeklinde beyanda bulundu. Prof. Dr. Mete Korkut Gürmen ise kendilerine sunulan analiz sonuçları ve bilgiler ışığında oldukça yeterli bir rapor hazırlandığını belirtti.