Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, Ada etrafındaki hidrokarbon yataklarının sağlanacak olası getirilerinin iki halk tarafından paylaşımının ancak çözüm sonrasında mümkün olabileceği şeklinde boş vaatlerde bulunan Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkının Ada’nın doğal kaynakları üzerindeki eşit söz hakkını yeniden inkar ettiğine dikkat çekerek, “Rum tarafının, muhtemel getirilerden Kıbrıs Türk tarafının faydalanmasının garantisinin kendileri olduğu şeklindeki iddiası da gülünçtür” dedi.

Sözcü Ertuğ, “Bir kere bu kaynaklar sözde ‘Kıbrıs Devleti’nin değil, Kıbrıs’taki iki halkın ortak malıdır. Geçmişte bunun böyle olduğunu bir önceki Rum lider Sayın Hristofyas da kabul etmişti. Şimdi ise, tanımadığımızı ve bizi ve Kıbrıs’ın tümünü temsil etmediğini çok iyi bildikleri bir ‘Devlet’i karşımıza çıkarmakta, bunu haklarımızın bir garantisi olarak önümüze koymaktadırlar. Kıbrıs Rum tarafının artık çağ dışı kalmış bu tür tek yanlı davranışları bırakıp bir eşit ortak mantığıyla hareket etmesini bekliyoruz. Bu gerçek bile Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki samimiyetsizliğinin bir kanıtıdır” açıklamasında bulundu.

Ertuğ, bugün yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk tarafıyla sonuç alıcı görüşmelerin başlamak üzere olduğu bir aşamada masayı terk eden Kıbrıs Rum tarafının, görüşme masasına dönmemek için bahaneler üretmeye devam ettiğini belirterek, “Rum lider Anastasiadis’in dün Rum siyasi parti liderleriyle yaptığı görüşmeden sonra Rum Sözcünün yaptığı açıklamada ortaya konan yaklaşım ve görüşler, bunun en açık kanıtıdır” dedi.

Rum tarafının egemenlik konusundaki iddialarının ne kadar mesnetsiz olduğunu ise daha önce de açıkladıklarını anımsatan Osman Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki tekelci yaklaşımlarının iki lider arasında yapılan 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama’ya da ters düştüğünü vurguladı.

“MASAYA DÖN ÇAĞRILARINA OLUMLU YANIT VERMELERİNİ BEKLİYORUZ” 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ertuğ, şöyle devam etti:

“Bilindiği gibi söz konusu açıklamada egemenliğin eşit şekilde iki taraftan kaynaklandığı ve bir tarafın diğeri üzerinde otorite ve yetki uygulayamayacağı açıkça belirtilmektedir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Eide’nin önümüzdeki günlerde Ada’ya yapacağı ziyaret öncesinde bu konudaki olumsuz tavırlarından vazgeçmeyen Kıbrıs Rum tarafı, Sayın Genel Sekreter’in konuya ilişkin olarak her iki lidere göndermiş olduğu mektubu da eleştirmekte ve doğal gaz konusunu, gerek Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşmeler, gerekse her hangi bir başka paralel süreç çerçevesinde tartışmaya yönelik hiç bir çabanın kabul edilebilir olmadığını söylemektedir.

Halbuki, Sayın Genel Sekreter, göndermiş olduğu mektupta, diğer şeyler yanında, masaya dön çağrısı yapmaktadır ki kendilerine yönelik bu çağrıya Kıbrıs Rum tarafının daha fazla vakit kaybetmeden olumlu yanıt vermesini ve toplumlarında yarattıkları saplantılarla kazan-kazan anlayışına dayalı bir uzlaşının önünü tıkamamalarını bekliyoruz. Biz masadayız ve sürece bırakıldığı yerden devam etmeye hazırız.”