Bütçe üzerine ilk sözü alan, enerji, su, taş ocakları konusunda değerlendirmelerde bulunan DP UG milletvekili Hakan Dinçyürek, tarımla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Dinçyürek, bu yılki bütçenin yetersiz olduğunu kaydederek, “Geçen yılki 135 Milyon TL’lik Tarım Bakanlığı bütçesi Temmuz’a kadar gittiyse, bu yılki 145 milyon TL en fazla Temmuz’a kadar gider. Bu mantalite değişmeli” dedi.

Büyükbaş hayvancılıkta teşviklerin sınırsız olamayacağını dile getiren Dinçyürek, büyükbaş hayvancılıkta uygulanan teşviklerin alt ve üst limitleri, doğru denetlenebilir olması gerektiğini kaydetti. Küçükbaşın da teşviklendirilip soğuk zincire dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Dinçyürk, küçükbaşın neslinin de yenilenmesi gerektiğini belirtti.

Dinçyürek parti olarak bakanlık bütçesine hayır diyeceklerini kaydetti.

OĞUZ

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, DP-UG Milletvekili Hakan Dinçyürek’in söylemlerini eleştirerek, “Ucuz politika böyle olur” ifadelerini kullandı.

Sorunların çok olduğunu ve ülkenin en büyük sorunlardan biri olan ürün bedellerinin ödenmemesi olduğunu dile getiren Oğuz, hükümete geldiklerinde kendilerini sorunların içinde bulunduklarını söyledi.
Oğuz, tek haklı olanın üretici olduğunu ve bu sorunun da hükümet sorunu olduğunu, yetkileri doğrultusunda çözüm üretmeye çalışacaklarını kaydetti.

Bir önceki hükümetin ilgili bakanın bu sorun konusunda yapılan uyarıları dikkate almadığını savunan Oğuz, bu konuda yanlış kararları verenlerin cezalandırılması ve hesabının sorulması gerektiğini söyledi.

Çiftçilerin meclise geldiğini ve isyanda olduklarını herkesin gördüğünü söyleyen Oğuz, bu sorunun çözümü için herkesin uğraşması gerektiğini, sorunu bu hale getiren geçmiş hükümetin veya Bakanlığın da sorgulanması gerektiğini kaydetti.

Toprak Ürünleri Kurumu’nun bu hale gelmesinin yanlış yönetimden kaynaklandığını söyleyen Oğuz, Kurumun nelerden kar ettiğinin belli olduğunu ve çiftçi ile hayvancının özel piyasaya göre dengelenmesi gerektiğini kaydetti.

Kurumun gelir kaynaklarının birileri tarafından körlenmesinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Oğuz, Kurum’un ne kadar kar ettiğinin de araştırılması gerektiğini belirtti. Oğuz, artık birilerinin yaptıklarının yanına kalmaması gerektiğini kaydetti.

Toprak Ürünleri Kurumu’nun et ihalelerine girdiğini ve bu ihalelerde Barış Kuvvetleri’ne verilen miktarın daha düşük olduğunu ifade eden Oğuz, ihalenin neden ve nasıl yapıldığının açıklanmasını istedi.

Hayvan hastalıkları ile mücadele kaleminin sıfır olduğunu fakat verdikleri mücadele sonunda 1 Milyon aktarımyapıldığını söyleyen Oğuz, mücadelenin etkin olabilmesi için ve paranın verimli kullanılması için belli bir programı olması gerektiğini kaydetti.

Tarımın çıkış yolunun hellim ihracatı olması halinde hayvancılık ve hellim sektörünün iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Oğuz, bu konuda sınıfta kalınmaması için gerekli tedbirlerin şimdiden alınması gerektiğini kaydetti.

ANGOLEMLİ

TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli de, çiftçilerin paralarının ödenmemesini eleştirerek,  “13. Maaşı alamadınız diye Ercan’ı sattınız. Bu çiftçiler de n e yapsın paralarını istiyorlar” şeklinde konuştu.

Angolemli, dünyada çiftçinin üretiminin devamı etmesi için her türlü katkının verildiğini ve ürettiği ürünü devletin satın aldığını anlatarak,  “Çiftçi sizden sadece hakkını, parasını ister başka birşey istemez”dedi.

Toprak Ürünleri Kurumu’na 2015 yılında 5 milyon TL aktarıldığını ancak 2016 yılında bu rakamın 1 buçuk milyona düşürüldüğünü belirten Angolemli, bütçe kalemlerinde örnekler vererek bazı kalemlerin kullanılmasının maliye bakanlığının yetkisine verilmesini eleştirdi.

Çiftçilerin ödenmesi gerektiğini yeteri kadar yedek ödeneğin olduğunu söyleyen Angolemli, bakanlığın kalemlerden aktarım yaparak çiftçiyi ödemesi gerektiğini kaydetti.

Toprak Ürünleri Kurumu’nun borçlanmasına neden izin verilmediğini soran Angolemli, kurumun borçlanmasına izin verilmesini ve Kurumun özerkleşmesini önerdi.

Narenciye konusuna da hükümetin eğilmesi gerektiğini dile getiren Angolemli, tüccar ve üreticinin arasındaki dengenin de kurulması gerektiğini söyledi.

Angolemli, hayvancılıkta hellim ticaretinin önünün açılmasından dolayı küçükbaş hayvancılıktan sağlıklı  süt üretiminin sağlanması gerektiğini söyledi.

Hayvan hastalıklarının çok ürkütücü boyutlara ulaştığını söyleyen Angolemli, veterinerlerin istekleri doğrultusunda hareket edilmemesini de eleştirdi.

Renkli akaryakıt konusunda bir önceki Bakan’ın 1 Ocak tarihinden itibaren atılım yapacağı konusunda bilgileri olduğunu söyleyen Angolemli, şimdiki Bakan’ın bu konuda ne yapacağını açıklamasını istedi.

SENNAROĞLU

UBP Milletvekili Ergün Sennaroğlu, santrallerdeki yakıtların 1 Ocak tarihinden itibaren değişecek olması bilgisini aldıklarını bunun da sağlık açısından çok olumlu olacağını söyledi.

Serdaroğlu, “ 5 bin TL’nin üzerine maaş alanlara 13. Maaş verilmesin de bu çiftçiler ödensin ben razıyım. Ama olmazmış ya hep ya hiç olması lazımmış”dedi.

Taş ocaklarının çok ciddi zarlar verdiğini ifade eden Serdaroğlu, taş ocaklarının hem çevrenin hem de birçok değerlerin yok olmasına sebep olduğunu söyledi ve deniz kirliğine değindi.

Gıdanın neden tarım bakanlığına verildiğini sorarak, gıdanın esas Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren bir konu olduğunu söyleyen Serdaroğlu, gıda konusunda sağlık bakanlığı ve belediyelerle çalışılması halinde başarılı olunabileceğini söyledi.

ATAOĞLU

DP-UG Milletvekili Fikri Ataoğlu da, Kıb-Tek’in bakanlığa bağlanmamasını eleştirerek başladığı konuşmasında koalisyon hükümet programında yer alan gıda konusundaki maddeleri okudu.

Ataoğlu, karlı bir üretim yapılması, tüketiciye kalitede ve uygun fiyatta ürün sağlanmasının bakanlığın görevi olduğunu ifade ederek, hükümet programında yer alan bir takım maddelerin uygulanmasının önemini anlattı.

Hal yasasının önemine değinen Ataoğlu, Hal yasasının biran önce geçirilmesini talep etti.

Tarım master planı ve buna benzer çalışmaların 12 ay içerisinde tamamlanacağının da hükümet programında yer aldığına dikkati çeken Ataoğlu, enginar, patates, zeytin ve harup gibi ürünler için Tarım master planı ve buna benzer çalışmaların hızlandırılmasını önerdi.

Ataoğlu, organik tarımın önemini de anlatarak, organik tarımın desteklenmesi için gerekli çalışmaların yapılmasını istedi.

Balık çiftliklerinin de ciddi şekilde desteklenmesi gerektiğini anlatan Ataoğlu, çiftlik balıklarına verilen yemlerin farklı veya zararlı olduğu düşüncesi ile çiftlik balıklarının tercih edilmediğini ancak deniz balıklarının her zaman bulunmaması nedeniyle çiftlik balıklarının tüketiminin de sağlanmasını gerektiğini söyledi.