İbrahim Diran

Cumhurbaşkanı’nın eşi Meral Akıncı, İstanbul’da yer alan İslam zirvesinde katıldığı bir etkinlikte, kanser hastalığının İslam coğrafyasında çok yıkıcı bir şekilde hissedildiğini, kanserle mücadelede en öncelikli olarak önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.

“Üye Ülkelerde Kanser Kontrolü İçin First Lady’lerin Liderliği” konulu etkinlikte yaptığı konuşmada  Meral Akıncı, First Lady’lerin kamuoyu duyarlılığını harekete geçirme şansına sahip olduğunu söyledi.

Meral Akıncı, 13’üncü İslam Zirvesi Konferansı’nın bir yan etkinliği olarak, Türkiye Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan’ın ev sahipliğinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Merkezinde düzenlenen “Üye Ülkelerde Kanser Kontrolü İçin First Lady’lerin Liderliği” konulu özel oturuma katıldı.

Etkinlikte yaptığı konuşmaya, Dünya Sağlık Örgütü’nün kansere ilişkin olarak “Yapabiliriz, yapabilirim”sloganı ile başlayan Meral Akıncı, “Örgütün anlatmaya çalıştığı şey çok açık: Bu hastalığın önlenmesi için hepimizin elinden gelen bir şeyler mutlaka vardır. Bu söz, şu salonda bulunan bizler bakımından daha özel bir anlama sahip. Bizler, ülkelerimizde politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında rol oynayabilecek; kamuoyu duyarlılığını harekete geçirme şansına sahip kişileriz” dedi.

Akıncı, Kanserle mücadelede, bölgesel işbirliğine yönelik yaklaşımlar geliştirilmesine rehberlik yapabileceklerini de ifade etti.

“İSLAM COĞRAFYASI ÇOK YAKICI BİR ŞEKİLDE BUNU YAŞIYOR”

Dünya genelinde her yıl 14 milyon insana kanser teşhisi konulduğunu, gelecek 20 yıl içinde bu rakamın ikiye katlanabileceğinin söylendiğine işaret eden Meral Akıncı, kanserin en çok etkilediği yerler arasında Afrika, Asya, Orta ve Güney Amerika’nın az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin bulunduğuna, İslam coğrafyasında bu sorunun yakıcı biçimde yaşandığına dikkat çekti.

“İYİ BİR DEVLET ORGANİZASYONU GEREKLİ”

Kanseri erken zamanda teşhis edebilmek ve tedavideki başarı oranını artırmak için iyi bir devlet organizasyonu gerektiğini kaydeden Akıncı, “Fakat bundan da önemlisi, kanseri önleyici tedbirleri alacak kadar bilimsel, planlı ve kararlı hareket edebilmektir” dedi.

“KANSER VERİ TABANI ERTELENEMEZ BİR İHTYAÇ”

Avrupa’da bundan yaklaşık bir asır önce başlayan toplum tabanlı kanser veri tabanı  uygulamasının, özellikle bugünün gelişmekte olan ülkeleri için daha fazla ertelenemez bir ihtiyaç olduğuna işaret eden Akıncı, kısıtlı kaynakların ekonomik kullanılması ve kanser kontrol stratejilerinin planlanabilmesi için doğru veriye ulaşmanın şart olduğunu söyledi.

“KKTC KANSERDE DÜNYA BEŞİNCİSİ…5 BİN KAYITLI KANSER HASTASI…”

KKTC’nin de kanser sorununu çok yakıcı bir biçimde yaşadığını kaydeden Akıncı, “Çeşitli verilere göre nüfusa oranla kanser vakası sayısında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, dünya beşincisi durumunda. Kayıtlı kanser hastası sayımız 5 bin dolayında. Her yıl ortalama 600 Kıbrıslı Türk’e daha kanser teşhisi konuluyor” dedi.

“HER ŞEYDEN ÖNCE KORUYUCU ÖNLEMLERİ ALMAMIZ GEREKİR”

Ülkede hastalara ekonomik ve sosyal destek için sivil toplum örgütlerinin bulunduğunu, bir Onkoloji İhtisas Hastanesinin kurulmak üzere olduğunu, özel hastanelerde kanser bölümlerinin açıldığını kaydeden Akıncı, “Fakat biliyoruz ki bunların tümünden önce, koruyucu önlemleri almamız gerekiyor. Aksi halde bütün enerjimiz ve kaynaklarımızla birlikte kanser tarafından sürüklenmiş oluruz. Oysa aslolan kanserin önünü alabilmek” dedi.

Meral Akıncı şöyle devam etti:

“Bu noktada, konumumun şahsıma büyük bir görev yüklediğinin farkındayım. Nitekim hem politik mekanizmaya tesir etmeyi hem de kamuoyunun oluşumuna katkı yapmayı, görevlerimin en başında sayıyorum.”

Küresel ölçekte kansere yol açan etkenlerle mücadelede herkese önemli görevler düştüğünü ifade eden Akıncı, yapay gıdaların, kimyasal atıkların, radyoaktif maddelerin, asbestin,sigaranın, tütünün, obezitenin, hareketsizliğin ve hava kirliliğinin “şerrinden” kurtulmak gerektiğini ifade etti.

“HALK SAĞLIĞINA YATIRIM ÖNEMLİ”

Halk sağlığına yatırım yapılmasının önemli olduğunu ifade eden Akıncı, organik tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, kamuya açık spor yapılabilecek alanlarının arttırılması, ve doğal yaşama yönelik eğitim çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini belirtti.