Rana Sarro

Kamu çalışanlarının, kurumları mesai saatlerinden önce terk etmesi, vatandaşları çileden çıkarıyor. Bilindiği gibi, 1 Mart’tan itibaren pazartesi, salı, çarşamba ve cuma günleri 08.00-15.30; perşembe günleri ise 08.00-13.00 ve 14.00-18.00 arasında iken, çoğu kamu çalışanının mesai saatinden önce bakanlık ve dairelerden ayrıldığı dikkat çekiyor.

Memurların mesai saatinin bitiminden önce işlemlere son vererek, kurumları terk ettikleri biliniyor. Devlet kurumlarda resmi mesai saatlerine uyulmaması ve mesai saati bitmeden ayrılmaları, kurumlara iş görmeye giden vatandaşların şikâyetine neden oluyor.
Devlet daireleri ile bakanlıklarda çalışan memurların mesai saatine uymaları gerektiği düşünülüyor. Ayrıca kamuda verimlilik sağlanabilmesi için, çalışma saatlerinin yeni dönemde yeniden düzenlenmesinin gündeme gelmesi gerektiği üzerinde de duruluyor.
Kamu kurumlarında mesai saatlerinden önce işe son verilmesi konusunu CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe ve TDP Miletvekili Zeki Çeler ile konuştuk.

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Mesai saatlerinden önce memurların kurumlarda bulunamadığının ben de farkındayım. Maalesef sistem öyle bir oldu ki, kimse kimseye dokunamaz mantalitesinden bunu suiistimal edenler var. Bu çalışma sistemini verimli bulmuyorum” derken; TDP Miletvekili Zeki Çeler de, “kendi özel işleri için halkın mesaisini suiistimal eden memurlara karşı da hem kurumun idarecileri hem de sendikaların gerekli uygulamaları ve telkinleri yapması gerekir” diye konuştu.

FAZİLET ÖZDENEFE: "DENETİM ALTINA ALINMASI LAZIM"

“Tabi bu daha çok kamunun denetlenmesiyle alakalıdır. Müdürler ve amirlerin daha sık denetleme yapması lazım. Maalesef sistem öyle bir oldu ki, kimse kimseye dokunamaz mantalitesinden bunu suiistimal edenler var. Bunu asla tüm memurlar için söylemem ama devlet dairelerinde bizim de işimiz olur gideriz ve her zaman işler, iş yapan memurun üzerine kalır. Mesai saatlerinden önce memurların kurumlarda bulunamadığının ben de farkındayım. Tabi bu daireden daireye göre de değişir. Bunların denetim altına alınması lazım.”

“ÇALIŞMA SAATLERİ YENİDEN MASAYA YATIRILMALI”

“Çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesi yeni dönemde gündeme gelir mi bilmiyorum. 15.30 mesaisinin getirilmesiyle saatler de o anlamda daraldı. Onun da belki de gündeme getirilip revize edilmesi lazım. Çünkü sonuçta çalışan memurun da öğle yemeği fırsatı bulabilmesi gerekiyor. Öğle arası olduğu için mesai saatlerinde daireden veya masa başından ayrılabiliyorlar. Ve öğle arasında da gidildiğinde yine memur bulunamayabiliyor. Öğle arası saatleri belirli değildir. Ben bu çalışma sistemini verimli bulmuyorum. Önümüzdeki dönemde belki de oturup bunu ciddi ciddi masaya yatırmamız gerekebilecek. İçişleri ve Çalışma Bakanlığı tarafından bildiğim kadarıyla, bu dönemde konu ile ilgili bazı adımlar atılmıştır. Ama daha da yapılacak çok şey muhakkak ki vardır.”

ZEKİ ÇELER: "İDARECİLER İLE SENDİKALARA GÖREV DÜŞÜYOR"

“Görevini saatiyle ve usulüyle yerine getiren memurları tenzih ederim. Ancak görevini kendi özel işleri için halkın mesaisinden suiistimal eden memurlara karşı da hem kurumun idarecileri hem de sendikaların gerekli uygulamaları ve telkinleri yapması gerekir. Vatandaş mesai saatlerinde kurumlara gittiğinde, memurların görev yaptığını görürse, halk da devlet kurumlarına daha çok saygı duyacak. Ama bu olmadığı zaman da hem işler yürümez hem de vatandaşla memur arasında her zaman bir negatif etkileşim olur. Nasıl ki belli bir maaş vardır ve devlet bunu kesemez, nasıl ki vatandaşın uygulaması gereken bürokratik kurallar vardır. Devlet memurlarının da belirlenmiş çalışma saatlerine uyması gerekir.”

“HERKES ALDIĞI MAAŞI HAK ETMEK ZORUNDADIR”

“Yine aynı zamanda devletin üst kademelerinde çalışan müdür, müsteşar, özel kalem müdürleri de çektikleri maaş gibi mesai saatlerine uymak hatta ekstra da çalışmak zorundadır. Çünkü aldıkları maaş ona da denktir. Vekillerin de, Meclis’te nisap sağlamaması, eğer ki politik nedenlerden ötürü değilse, yanlıştır. Vekillerin, kendi iç siyasi oyunları, rantları için Meclis’e devamsızlık yapmaması gerekir. Nisap olayı bazen gereklidir ve halk yararına siyasi bir manevra da olabilir. Ama Meclis’e hiç gelmemek veya gelip kaçmak, halka haksızlık ve saygısızlıktır. Bazen kürsüden konuşmaya çıkarız koltuklarda 5-6 kişi buluruz. Dolayısıyla herkes aldığı maaşı hak etmek durumundadır.”