Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan; “halkı Kıbrıs müzakere sürecinde yaşanan gelişmeler ile ilgili daha fazla ve düzenli olarak bilgilendirmesini” istedi.

Konsey, Rum tarafının görüşmeler konusundaki “ağır karartma ve gizlilik uygulanmasına” uymadığını, bunun da Kıbrıs Türk kamuoyunun Rum basın haberleri ile oluşmasına neden olduğuna işaret ederek, “Basınımız ve halkımız gelişmeleri Rum basınından öğrenmek durumunda kalmaktadır. Bu da iç cephemizde gereksiz tartışmalara, yanlış değerlendirmelere ve kutuplaşmaya neden olmaktadır” değerlendirmesi yaptı.

Milli Konsey, Kıbrıs’ta bulunacak çözümün; halkı yeniden çatışmaya, ekonomik çöküntüye veya etnik çatışmalara götürmeyecek, temelleri hayaller ve ütopik düşünceler üzerine değil, Kıbrıs’ta yaşayan iki eşit halkın toplumsal gerçekleri üzerine kurulması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs Türk Milli Varoluş Konseyi Başkanı Vedat Çelik bugün düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs müzakere süreci ile ilgili Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya sunduğu mektup hakkında bilgi verdi ve süreçle ilgili konseyin endişelerini anlattı.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Toplantı Salonu’nda yer alan basın toplantısına konsey üyeleri de katıldı.

Çelik, Akıncı’ya yazdıkları mektup hakkında özet bilgiler vererek, Kıbrıs sorunu konusunda son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili görüş, endişe ve vazgeçilmez ilkelerini anlattı; Rum-Yunan tarafının basına yansıyan açıklamalarını değerlendirdi.

Vedat Çelik, Rum ve Yunan taraflarının kamuoyu önünde “uzlaşmaz” imajını iyileştirecek ılımlı tavır sergilerken, aynı zamanda Kıbrıs Türk tarafının “vazgeçilmez kırmızıçizgilerine” yönelik çok yönlü açık bir saldırı kampanyası sürdürdüğünü kaydetti.

Rum ve Yunan tarafının özellikle Türkiye’nin garantörlüğü, mülkiyet, toprak, Türkiye’den gelip KKTC’ye yerleşen vatandaşlar, Türk askerinin varlığı, eşitlik, egemenlik, söz hakları gibi konularda Kıbrıs Türk halkına karşı icraat içerisinde olduğunu ifade eden Çelik, Cumhurbaşkanı Akıncı’ya şöyle seslendi:

“Sayın Cumhurbaşkanı,

Rum-Yunan yetkililerinin, Rum partilerinin-siyasilerinin, Rum basınının ve kilisenin yukarıda özetlediğimiz hususları her gün yeni açıklamalarında vurgulamalarına karşın, üzülerek görmekteyiz ki gerek şahsınız, gerek sözcünüz, gerek müzakereciniz, gerekse hükümet tarafından bunlara hiçbir yanıt verilmemektedir.

Bu durum ise onların haksız, hakimiyetçi, hegemonyacı dayatmalarının dış ve iç kamuoyunda taraftar bulmasına neden olmaktadır. Bunlara ilaveten Rum tarafı gizlilik ilkesine uymazken, seçimlerde verdiğiniz şeffaflık-açıklık sözlerine karşın, görüşmeler konusunda ağır bir karartma ve gizlilik uygulanması, Kıbrıs Türk kamuoyunun Rum basın haberleri ile oluşmasına neden olmaktadır.

Basınımız ve halkımız gelişmeleri Rum basınından öğrenmek durumunda kalmaktadır. Bu da iç cephemizde gereksiz tartışmalara, yanlış değerlendirmelere ve kutuplaşmaya neden olmakta ve uluslararası camia nezdinde bu mesnetsiz taleplerin örtülü olarak kabul edilmesi anlamına gelmektedir.”

Vedat Çelik, Kıbrıs Türk halkının endişe içerisinde; mülkiyet, toprak, geleceği, ekonomi, nüfus mübadelesi, KKTC’nin varlığı, aldığı kararlar, yasaları, tapuları, göç olup olmayacağı gibi konularda bilgiler edinmek istediğini kaydetti.

1446638052.jpg

Çelik, Rum-Yunan ikilisinin “savaş suçlusu” olduğunu ve Türk tarafına savaş tazminatı ödemesi gerekirken, savaşı “Türk tarafı çıkarmış ve kaybetmiş” gibi Türk tarafından hâlâ “çoğunluk” hakları talep etmesini eleştirerek, şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk toplumunu aşağılayan tavizci politikalar halkın asgari taleplerini karşılamayan, toplumsal hassasiyetlerine kulak vermeyen ve istisnasız her konuda taviz veren politikalarla çözüm aramak barışa değil, savaşa hizmet eder.   

BİLGİLENDİRME VE TUTANAK OKUMA TALEBİ

Bu endişelerimizi ve belirsizliklerimizi gidermek amacıyla sizden (Akıncı’dan) açıklık ve şeffaflık talep ediyoruz. Birçok örgütü çatısı altında barındıran ve gelişmelerden endişe duyan Milli Varoluş Konseyi’nin düzenli olarak bilgilendirilmesini ve görüşme tutanaklarını okuma imkanı yaratılmasını talep ediyoruz. Müzakere heyetinin ve teknik komitelerin uzmanlarla takviye edilmesini ve görevlendirilen isimlerin kamuoyuna duyurulmasını talep ediyoruz.”

Milli Konsey’in kırmızı çizgilerini bir kez daha dile getiren Çelik, “Barış diye diye bizi çatışmaya, refah diye diye bizi ekonomik çöküntüye, özgürlük ve çağdaşlık diye diye bizi yeniden etnik çatışmalara götürmeyecek bir çözüm; temelleri hayaller ve ütopik düşünceler üzerine değil, Kıbrıs’ta yaşayan iki eşit halkın toplumsal gerçekleri üzerine kurulan bir çözüm ile mümkündür” diye konuştu.