İşte KTÖS'ün mesajı:

Bugün 24 Kasım; Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Türkiye Cumhuriyeti’nde Latin harflerinin kabulü sonrası 1 Kasım 1928 tarihinde halka yeni harflerle okuma-yazma öğretmek için Millet Mektepleri açılmıştır. Millet Mektepleri’nin açılışının ardından Bakanlar Kurulu Mustafa Kemal Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanı vermiş ve Atatürk de 24 Kasım 1928’de bu ünvanı kabul ettiğini duyurmuştur. Millet Mektepleri 4 aylığına kurulan okuma-yazma seferberliğinin en önemli kurumları olarak tarihteki yerini almış bulunmaktadır. Bugünün tarihinin Türkiye Cumhuriyeti kamusal eğitimindeki önemi ve yeri tartışılamaz.

1980 Askeri Darbesi sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’nde en büyük gericileşme hareketi yaşanmış bilimsel ve akademik çalışmaların önü, kurulan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ile kesilirken diğer taraftan da Türkiye tarihinde en çok İmam Hatip Lisesi açılarak tarikatlaşma ve dini eğitim tüm eğitim kurumlarına egemen kılınmıştır. Öğretmen kitlesi içindeki ilerici ve demokratik örgütlenmenin önüne geçmek için TÖB-DER yasaklanmış, tüm şehirlerdeki büroları ve binalarına el konulmuş, binlerce öğretmen zindanlara atılmış, işkenceden geçirilmiş ve faili meçhul cinayetlerle yok edilmiştir.

İşte bu dönemde General Kenan Evren başkanlığındaki darbe yönetimi tarafından Mustafa Kemal Atatürk ve fikirleri tahrip edilirken, 24 Kasım tarihine de yeni bir anlam kazandırılmak istenmiştir. Alınan kararla 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlatılmış, ülkemize de bu tarihten sonra sirayet eden anlayışla; ilgili gün okullarımızda kutlanmaya başlanmıştır. Türkiye’de dahi öğretmen hareketi geleneğinin; yani TÖS’ün ve TÖB-DER’in devamı Eğitim-Sen 24 Kasım’ı kutlamayı kabul etmemektedir.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası olarak Türkiye’de bugünkü gerici iktidar ve faşist odakları yaratan darbeci dönemin öğretmenlere bir lütuf gibi sunduğu bu günü öğretmenler günü olarak kabul etmemiz mümkün değildir. 24 Kasım’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı eğitim seferberliği ve Millet Mektepleri Başöğretmenliği’ni kabulünün dışında bir anlam içermediğini vurguluyoruz. Ayrıca bugünkü gerici ve liberal-islamcı TC iktidarının ve onların yerli işbirlikçilerinin ülkemizde öğretmenlere verdiği değer “Göç Yasası” ve benzeri birçok yasa ve uygulamalarla gün gibi ortadadır. Avını yedikten sonra gözünden yaş akan Timsah gibi medya ve tüm kamuoyu önünde öğretmenlerden bahsedenler Timsah Gözyaşları dökmektedirler.

Bilinmelidir ki öğretmenlerin mücadelesi sadece kendi zümresel çıkarları için verilen bir mücadele değildir. Tüm Kıbrıslı Türklerin kurtuluşu, tüm emekçi kesimlerin daha iyi yaşam koşulları içinde var olması; Barış, Demokrasi ve Özgürlük mücadelesidir.  Gençlerin göç yasaları ile kendi topraklarından sürülmediği özgür bir ülkede var olma mücadelesidir.

“... Benden değil korkunuz, acı konuşandan değil

Kimseden kimseden biliyorum.

Cesursanız eğer, işte ermeydanı

Beni değil,

işgalci yandaşlarını, işbirlikçilerini değil,

gece karanlığın,

gündüz maviliğin sessiz haykırışını dinleyin

Tutup ıslak başını yurdunuzun,

Koymak için, dikleşmeye başlayan omuzlarınıza…”

Aydın Adamaoğlu