Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber başkanlığında saat 10.30’da toplanan genel kurulda milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer verilecek.

Genel kurulda güncel konuşmalar öncesinde başkanlığın genel kurula sunuşları yapıldı.

Genel Kurul’da, Başbakanlığın Hukuk Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi gündeminde bulunan Vakıflar İdaresi’ne ait Girne Kazası Zeytinlik Hudutları dahilinde bulunan emlakın Murat Girgen adına kaydedilmesi ve karşılığında Murat Girgen adına kayıtlı Gönyeli köyünde bulunan emlakın Vakıflar İdaresi adına koçan edilmesinden oluşan İstibdat işleminin onaylanmasına ilişkin karar tasarısının komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkeresi ile İdari Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi gündeminde bulunan Türk Ajansı Kıbrıs (Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkeresi oyçokluğu ile kabul edildi.

Oylamanın ardından milletvekilleri Türkiye ile yapılacak su müzakereleri hakkında söz aldı.

DP UG Gazimağusa Milletvekili Hakan Dinçyürek, Genel Kurul iç tüzüğü kapsamında Türkiye ile yürütülecek su görüşmeleri konusunda söz alarak, bu konuda hükümetten bilgilendirme istedi.

Dinçyürek, kamu-özel ortaklığı söylendiğini, ortada bir metin olduğu söylendiğini, bu konuda sürekli değişken açıklamalar olduğunu ifade ederek, içerik olarak varılan nokta, uzlaşılan noktalar, kamu özel ortaklığı işletmesinin nasıl olacağı, nelerde uzlaşıldığı veya karşı durulup reddedildiğinin açıklanması gerektiğini vurguladı.

Bu anlaşmanın günün sonunda Meclis onayı isteyeceğini ifade eden Dinçyürek, bu konuda hükümetin Meclisi Ankara görüşmesi öncesinde bilgilendirme istedi.

TDP Lefkoşa Milletvekili Mehmet Çakıcı da, su konusunda kriz yaşandığını, bu sürecin hükümetin bozulmasına gidecek gibi görüldüğünü ancak atlatıldığını, burada kazananın UBP olduğunu savunarak, Türkiye’ye bakanların “özelleştirme” modelini imzalamak için gittiğini savundu, halka bunun açıklanmasını istedi.

Çakıcı, bu kararın Meclis onayına geleceğini, bu yüzden tüm anlaşmaların açık açık halka söylenmesi gerektiğini belirterek, hükümetin bozulmama sebebinin de UBP’nin istediğinin olmasından dolayı olduğunu söyledi.

Suyun gelmesine asla karşı olmadıklarını, yatırımların sadece Türkiye malı olmasına karşı olduklarını ifade eden Çakıcı, bu konunun geçmişten bugüne böyle olduğunu, zaten bu anlaşmayı 3 yıl önce UBP’nin imzaladığını, şimdi de UBP’nin hükümette olduğunu işaret etti, “yap işlet devret” modelinin “özelleştirme” modeli olduğunu belirtti.

CTP Lefkoşa Milletvekili Tufan Erhürman da, su konusunda CTP Parti Meclisi’nin kendi kararını veya değerlendirmesini yapacağını, ancak yatırımlar söz konusu olduğunda özel şirketlerin yatırım yapmasına normal baktıklarını ve bu konuda daha önce yaptığı açıklamaları anımsattı.

Erhürman, bu yüzden CTP’nin “özelleştirmeye karşı olmasını” veya “yap işlet devret” yaptırmayacak gibi konuşulmasının doğru olmadığını ifade ederek, “yap işlet devret” modelinin sadece “özelleştirme” anlamına gelmediğini, bunların tartışılabileceğini kaydetti.

Muhalefetin görüşlerini saygıyla sevgiyle karşıladıklarını ifade eden Erhürman, Ankara’da bir görüşme yapılacağını ve bunun elbet Mecliste görüşüleceğini kaydetti. Erhürman, “Yap İşlet devret” modeline de geçmişte karşı olunmadığının açık olduğunu, Gazimağusa Belediyesi’nde bunu yaptıklarını söyledi.

Erhürman, Dinçyürek’in “Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesiyle” ilgili bir soru üzerine bu sorunun “demagoji” olduğunu kaydetti, ülkeye yapılacak yatırımların ülkeye gerçekten katkı sağlayacaksa karşı olmadıklarını vurguladı, elektrik ile ilgili parti olarak çok ciddi bir şekilde çalıştıklarını ve bu konuda her ciddi partiden aynı çalışmayı beklediklerini kaydetti.

Önemli olanın yapılacak yatırımın ülkeye uygun olup olmadığının belirlenmesi olduğunu belirten Erhürman, hükümetin su konusundaki teklifinin, yönetimin kendilerinde olması olduğunu vurguladı.

Erhürman, konunun çok ciddi olduğunu, hassas olduklarını, bu yüzden kavga edilecek bir konu olmadığını belirtti.

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün de, su konusunda hükümetler arası anlaşma metninin Türkiye ile imzalanması konusunda adımın pazartesi atılacak olmasından son derece memnun olduklarını kaydetti.

“Geç de olsa konunun imza aşamasına gelmesinden son derece memnunuz” diyen Özgürgün, hükümeti bozacak raddeye gelmediğini, önemli olanın netice alınması olduğunu kaydetti. Özgürgün, suyun sadece Kıbrıs Türk halkı için  değil Kıbrıs için önemli olduğunu vurgulayarak, burada suyun en akıllıca ekonomik şekilde işletilmesini, geleceğe önemli bir adım olarak gördüklerini, çalışma ve tartışmaların bu yönde yapıldığını söyledi.

Özgürgün, suyun ülkeye fayda getireceğini belirterek, suyun hem kullanım hem de yatırım açısından büyük önem taşıdığını vurguladı, UBP olarak burada kimseye “gol” atmadıklarını, siyasette doğru olanın; halk için doğru olanı yapmak ve halkın en doğru şekilde yararlanması olduğunu vurguladı.

Bunda “özelleştirme” olmadığını, suyun yönetilmesinin devlette olması ama işletilmesinin en doğru şekilde yapılmasının önemli olduğuna işaret eden Özgürgün, bu konunun çözülmesinden mutluluk duyduğunu kaydetti.

Maliye Bakanı Birikim Özgür de, milletvekillerine destek ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ederek, hükümetin ülke ve halk için çalıştığını, hassasiyetlerinin ülkeyi en iyi şekilde yönetmek ve geliştirmek olduğunu vurguladı, su konusuna da böyle baktıklarını anlattı.

Özgür, ülkede suyun doğru yönetilmesinin çok büyük önem taşıdığını, mevcut yapıda su ile ilgili tüm yönetimin altyapıya ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, hükümet olarak su yönetimi konusunda halka iyi bir hizmet sunmayı hedeflediklerini kaydetti.

Ülkede çağdaş Avrupai standartlarda su yönetimi ve kaliteli su sunmak için çalıştıklarını, suyun hayat ve kamu malı olduğunu, ticari olarak görülemeyeceğini, Türkiye’den gelen suyu da kaynak olarak gördüklerini, bunun da kamu malı olduğunu ifade eden Özgür, Türkiye’nin de bu konuda hassas olduğunu, suyun verimli kullanılmasını istediğini kaydetti. 
Özgür, bu yüzden altyapı yatırımlarının hızlı bir şekilde yapılması ve suyun verimli bir şekilde kullanılması için gereken modeli ortaya çıkardıklarını ifade ederek, su konusunda Türkiye’den sunulan model ile KKTC’nin verdiği model arasında geçen yıl çok ciddi farklılıklar olduğunu, ancak bu sıkıntıları Aralık ayında Türkiye ile görüştüklerini, bazı farklılıkların krize yol açtığını ancak günün sonunda yazılı değil ancak sözlü mutabakata vardıklarını kaydetti. 
Belediyelerin de çok önemli bir fonksiyonu bulunduğunu ifade eden Özgür, burada belediyelere rağmen adım atılamayacağını Türkiye ile konuştuklarını ve belediyelerin yer alacağı şekilde bir revizyon yaptıklarını belirtti. 
Aralık ayında yapılan toplantıda tüm sıkıntıların ve ayrılıkların masaya yatırıldığını, gerekli girişimlerin yapıldığını ve mutabakata varıldığını, Türkiye’nin de uzlaşıyı onayladığını ifade eden Özgür, su yönetiminde belediyelerin aktif katılımını sağlamak için de girişim yaptıklarını ve bunun kendilerine bırakıldığını söyledi.

Özgür, 24-25 Aralık’ta yapılan uzlaşı toplantısını anlatarak, modele zarar vermeyecek şekilde mümkün olduğunca belediyelerin her aşamada etkin katılımcı olacağı bir model öngörüldüğünü kaydetti, bu konuda yanıtın kendilerine Ankara’da verileceğini vurguladı.

Yanıtın ne olduğunu bilmediklerini Ankara’da pazartesi alacaklarını ifade eden Özgür, sorunda artık bir sonuca ulaşılmasını ve bu konuda toplumsal seferberlik mantığıyla hep birlikte bu projeye sahip çıkılıp uygulanmasını umduğunu kaydetti.