“ÇOCUKLAR ÖLÜME GÖNDERİLİYOR”: Ülkeye gelen sığınmacılara ve özellikle anne – babasız çocuklara sahip çıkılmıyor. Sosyal devlet olduğu iddia edilen KKTC’de, büyükler gibi çocuklar da ölüme geri gönderiliyor. Savaştan kaçan, anne babasını kaybetmiş sığınmacı çocuklara, KKTC’nin sahip çıkamadığını vurgulayan Mülteci Hakları Derneği İletişim Sorumlusu Tegiye Birey, anne babasız ülkeye gelen çocukların yasal sorumluluğunu Sosyal Hizmetler’in üstlenmesi gerektiğini belirtiyor.  

“SOSYAL HİZMETLER SAHİP ÇIKMIYOR”: Kıbrıs’ın Kuzeyi’ndeki mülteci çocuklarla ilgili hiçbir kurumun sorumluluk almadığını belirten Birey, devlet kurumlarının yasal bir koruma ve gıda yardımı sağlamadığından ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler Dairesi’nin hiçbir sorumluluk üstlenmediğinden şikâyetçi oldu.

Rana SARRO

Savaş, çatışma ve zulümden kaçarak ülkemize sığınmak isteyen sığınmacılara, suçlu muamelesi yapılarak, sınır dışı edildikleri vurgulanıyor. Sınır dışı edilen sığınmacıların, memleketlerinde zulüm görme veya öldürülme riski ile karşı karşıya bırakıldıklarına dikkat çekiliyor.

Dünyanın birçok yerinde savaş, çatışma ve zulüm yaşandığını ve milyonlarca insanın katledildiği, işkence gördüğü,  haksız tutuklamalara ve insanlık dışı muameleye maruz kaldığı bilinirken, her gün onlarca sığınmacı Kuzey Kıbrıs’a sığınmaya çalışıyor.

Sığınma hakkının hala etkin bir şekilde korunmadığı, mültecilerin hala, zulüm görecekleri yerlere sınır dışı edilmeleri riski ile karşı karşıya kalabildiği belirtiliyor.

Mültecilerin ülkeye güvenli girişlerine izin verilmediği, ülkeye düzensiz girmeye zorlandıkları, insan kaçakçıları tarafından sömürüldükleri ve hayatlarının riske atıldığı kaydediliyor.

2012 yılında Karpaz açıklarında batan teknede hayatlarını kaybeden ikisi çocuk 7 kişinin bu gerçeğin en acı göstergesi olduğu, tüm bunların yanı sıra, hala mültecilerin suçluymuş gibi tutuklanıp, yargılandığı ve hapsedildiği vurgulanıyor.

Sığınmacı ve mültecilerin güvenli şekilde ülkeye girişlerinin sağlanması, suçlu muamelesi görmemeleri ve özgürlüklerinin kısıtlanmaması için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin ivedilikle yapılması talep ediliyor.

Mülteci Hakları Derneği İletişim Sorumlusu Tegiye Birey, sığınma başvurusu yapmak isteyen ve başvuruda bulunanlara ‘sığınmacı’, sığınma başvurusu kabul görenlere ise ‘mülteci’ dendiğini belirtti.

Suriyeli’lerin ise başvuru yapmadan mülteci olduklarını belirten Birey, “onlar genel bir şiddetten kaçar ve hepsi risk altındadır. Bunu kişisel mülakatla belirlemek gerekmez” dedi.

“HER GÜN ONLARCA İNSAN ÜLKEMİZE SIĞINMAYA GELİYOR”

Her gün onlarca sığınmacının KKTC’ye sığınmak istediğini kaydeden Tegiye Birey, ülkelerindeki savaştan kaçarak, canını kurtarmak için KKTC’ye sığınmak isteyen yabancı uyrukluların, ülkemizde gördükleri muamelenin yanlışlığına dikkat çekti.

Bu konuda acilen gerekli yasal değişikliklerin yapılarak, mültecilere ülkede insancıl izin verilmesi gerektiğini belirtti.

“BAKANLIK DEĞERLENDİRMELİ”

Sığınmacı ve mülteci olduğu tespit edilen insanların geri gönderilmemesi gerektiğini vurgulayan Birey, sığınmacı olduğunu iddia eden insanların, sığınma taleplerinin İçişleri Bakanlığı tarafından değerlendirilmesi ve tutuklanmamaları gerektiğini söyledi.

“GEÇİCİ BİR İKAMET STATÜSÜ VERİLMELİ”

Mültecilere insancıl izin verilmesi gerektiğini kaydeden Tegiye Birey, ülkesindeki durum düzelene kadar ülkede kalabilmeleri ve çalışabilmeleri için geçici bir ikamet statüsü verilmesi gerektiğini anlattı.

“SOSYAL HİZMETLER HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYOR”

Mülteci haklarıyla ilgili bütünlüklü bir talepleri olmadığını ancak çocuk mültecilerle ilgili daha ciddi talepleri olduğunu kaydeden Birey, “annesiz babası buraya gelen çocukların yasal sorumluluğunu Sosyal Hizmetlerin almasını talep ediyoruz” dedi.

Kıbrıs’ın Kuzeyi’ndeki mülteci çocuklarla ilgili hiçbir kurumun sorumluluk almadığını belirten Birey, “biz de, sokakta kalmaları ve pansiyonda kalabilmeleri için çok cüzi bir yardımda bulunabiliyoruz” diyerek, devlet kurumlarının yasal bir koruma ve gıda yardımı sağlamadığını belirtti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu konuda duyarlı davranması gerektiğini vurgulayan Tegiye Birey, “bu kurum da şuanda hiçbir sorumluluk üstlenmiyor” dedi.

“YASADA DEĞİŞİKLİK İSTİYORUZ”

Yabancılar ve Muhaceret Yasası’nda değişiklik yapılarak, iki madde eklenmesi talebinde olduklarını belirten Birey, “bu, iç hukukumuzun bir parçası olan uluslar arası anlaşmaların bir gereğidir” dedi. Tegiye Birey, mültecilere daha insancıl davranılması için, yasal bir zemine ihtiyaç olduğunu, bu nedenlerden ötürü acil bir adım atılması ve yasa değişikliği yapılmasının önemine dikkat çekti.

“İNSANCIL BİR KONUDUR”

Bu yasal değişikliklerin Meclis’e sunulması için, Meclis’te temsil edilen siyasi partilerle görüşmelerini sürdürdüklerini, CTP ve TDP ile görüştüklerini ve destek sözü aldıklarını kaydeden Birey, UBP ile DP-UG’den ise randevu almaya çalıştıklarını fakat şuana kadar randevu alamadıklarını belirtti. Birey, “insancıl bir konudur ve hep beraber kolektif olarak çalışılmasını istiyoruz” dedi.

“DENİZLERDE ÇOK BÜYÜK ÖLÜMLERE SEBEP VERİR”

2012 yılında ülkemiz sularında, Karpaz açıklarında ölen 7 mülteci olduğunu belirten Birey, “devlet yasal yollardan kapı açmayınca, dünyanın her yerinden insanlar yasal olmayan yollardan başka ülkelere ulaşmaya çalışır. Bu da denizlerde çok büyük ölümlere sebep verir” dedi.

“4 BİN’E YAKIN KİŞİ ÖLDÜ”

Akdeniz sularında geçen yıl 4 Bin’e yakın kişinin öldüğünü belirten Birey, “bu sadece sayısını bildiklerimizdir. Kıbrıs açıklarında da geçmiş yıllarda bu yaşandı. İnsanlar öldü, bunun ötesi yok” diye konuştu.

“YOLLARDA ÖLÜYORLAR”
KKTC’ye sığınmak isteyen mültecilerin geri gönderildiklerini belirten Birey, yaşanan insanlık dramlarından bazı örnekleri de şöyle anlattı:

“Aileler ülkemize gelir geri göndeririz. Tekrar gelirler, tekrar geri göndeririz. Ve bizim başımıza gelen bir olayda, ikinci kez gelen grupta sayı biraz daha azdı. Ve bize bir kısmının öldüğünü söylediler.”

“BURADAKİ MUAMELEYE DAYANAMAYIP ÖLÜME DÖNDÜ”

“Suriyeli 26 yaşındaki bir öğrencinin hastalığı olduğu çıkar ve Türkiye de kendisini kabul etmediği için sınır dışı dahi edilemez. Bu nedenle 7 hafta boyunca polis karakolunda hücrede tutuklu tutuldu. Sağlık Bakanlığı tarafından mültecilere bedava sağlık hizmeti verilmesine rağmen, polis serbest bırakmadı ve en son çocuk, burada gördüğü muameleye dayanamayıp giderim annemin yanında Suriye’de ölürüm deyip, kendi imkânlarıyla savaş olan bir yere döndü.”

“FİLİSTİN’E GERİ DÖNDÜ”

“Yine aynı şekilde, ülkede ağabeyleriyle yaşayan bir çocuk mültecinin, ilgisizlik yüzünden geçen yıl Filistin’e geri döndüğünü anlattı. Bu inanılmaz bir insanlık ayıbının parçasıdır. Canını bile kurtarabilen ve kaçabilen insanlar, savaş olan, kan akan yerlere geri dönüyorlar.”