Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir mağduru, mazlumu, zalimin pençesine terk etmedik, terk etmeyeceğiz" dedi.

Erdoğan, Mardin Midyat'taki geçici barınma merkezinde mültecilerle birlikte iftar yaptı. Erdoğan, daha sonra mültecilere seslendi. Konuşmasına, Ramazan ayının mübarek olmasını dileyerek başlayan Erdoğan, "Ramazan ayı, evlerinize, yurtlarınıza kavuşmak için vesile olsun. Rabbim bizleri Ramazana ulaştırdığı gibi inşallah Ramazan Bayramı'na da bu şekilde kavuşuruz. Bu Ramazan'ın evinizden uzak geçirdiğiniz son Ramazan olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Sizler bizim için muhacirsiniz. Biz de ensar olarak muhacir kardeşlerimize Medine'deki aşkla şevkle ve heyecanla sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bizim kültürümüzde misafir berekettir, şereftir sevinçtir. Sizler bize bereket getirdiniz. Varlığınızla şeref verdiniz. Elbette bu misafirliğin başka şartlar altında gerçekleşmesin isterdik. Ancak Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseler böyle bir sonuç ortaya çıkardı" dedi.

Bölgede yaklaşık 5 yıldır devam eden hadiselerin herkesi derinden yaraladığını ve üzdüğünü belirten Erdoğan, "Bu süreçte biz kardeşlik hukukumuzun gereği olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmenin çabası içinde olduk. İmkanları bizimle mukayese edilemeyecek kadar çok olanların göze alamadığı şekilde kapılarımızı açık tuttuk, tutmaya devam ediyoruz. Hiçbir mağduru, mazlumu, zalimin pençesine terketmedik, terketmeyeceğiz. Ddemokrasi ve refah konusunda sözü kimseye bırakmayan batılı ülkelerin ortaya koyduğu utanç verici tavrı da görüyoruz. Mülteci teknelerini sınırlarına yaklaştırmayıp içindeki masumları Akdeniz'in serin sularında ölüm yollayan ülkeler var. Sadece ve sadece kendi halklarının refahını gerekçe göstererek yardımı geri çeviren ülkelerin yaptıkları bize göre insanlık dışıdır. Hiçbir ülke kendini ve halkını dış dünyaya kapatarak arzu ettiği refaha, güvenliğe kavuşamaz. Kapılarını mültecilere açmayan devletler Türkiye'nin omuzlarındaki yüke katkıda bulunmaktan da kaçınıyorlar" dedi.

Türkiye'de şu anda 2 milyon mülteci olduğunun altını çizen Erdoğan, "Avrupa'nın tamamında bu sayı yüz bin bile değil. Avrupa bizden ekonomik olarak güçlü değil mi? Nerede insan hakları nerede mazlumun yanında olmak. Bu iki yüzlülük ortadan kalkmadığı sürece dünya barışı her zaman tehlikededir. Biz elimizdeki deki son ekmeğe kadar elimizdeki imkanları kardeşlerimizle bölüşmekten asla çekinmeyiz. Ama bu tüm insanlığın ortak sorunudur. Batı başta olmak üzere tüm dünya Suriye'ye insani yardım, Mısır'da demokrasi konusunda sicilinin bozulduğunu bilmelidir. Biz Suriye'de ve Irak'ta sorunların barış yoluyla çözülmesi için samimi gayret sarfettik. Şam ve Beğdat yönetimlerine ikazlarımızı en başından yaptık. Aynı şekilde BM, NATO ve AB başta olmak üzere söz sahibi olduğumuz platformlarda bölgedeki gelişmelerin nereye uzanacağını anlattık.

Maalesef önce Şam rejimi ardından DEAŞ konusunda yapılan yanlışlar bugün PYD konusunda tekrarlanıyor. Bölgenin tarihine, sosyolojisine uygun olmayan hiç bir çözümün hele dayatmaların bu coğrafyaya barış ve huzur getirmesi mümkün değildir. Biz bölgedeki herhangi bir etnik ve inanç durumunu değil, orada yaşayan herkesin hakkını hukukunu çözüm için çalışıyoruz. Etnik ve mezhebi dayatmalar daha çok kan akmasına ve acı yaşanmasına yolaçar. Suriye'de sadece bir gruba destek verilerek diğer tüm kesimlerin tasfiyesine maçlayan bir oyun oynanıyor. Biz bu oyuna izin vermeyeceğiz. Ülkemizdeki misafirlerimiz yeniden kendi evlerine, yurtlarına kavuşturmanın çabası içerisindeyken yeni acıların yaşanmasına göz yummayacağız. Vatanlarından uzakta sabırla güzel günlere kavuşmayı bekleyen kardeşlerimizin sonuna kadar yanında olacağız. İnşallah sonunda zafer bu kardeşlerimizin olacaktır. Sabrın olacaktır. Allah sabrınızın ve çilelerinizin ecrini ziyadesiyle verecektir. Bir kez daha Ramazan ayınızı kutluyorum" dedi.