Çiğdem Aydın

KKTC Maliye eski Bakanı Zeren Mungan, Türkiye ile Mali Ekonomik Programın ivedi bir şekilde imzalanması gerektiğini belirtti. “Gerekirse ekspres bir turla ilgili sivil toplum örgütleriyle istişareler yapılmalı. Hükümet Cuma gününe kadar güvenoyunu almalı ve acilen Türkiye ile protokol imzalanmalıdır. Aksi halde kaybedilen üç ay da hesaba katılırsa Maliye bu ay sonunda maaşların yarısını dahi ödeyememekle karşı karşıya kalacak. Bu yapıda maaşların yüzde 40’ı ancak ödenebilir” diyen Mungan önemli uyarılarda bulundu. Diyalog TV’de yayınlanan Güne Merhaba programına konuk olan Mungan, hem ekonomik protokol hem de ülke maliyesi hakkında tespitlerde bulunarak, önümüzdeki günlerde ülkeyi ciddi bir krizin beklediği uyarısında bulundu. Kamu maaşlarının ödenmemesinin veya eksik ödenmesinin piyasayı vuracağını, özel şirketlerin birçoğunun da personelini ödeyemeyeceğine vurgu yapan Mungan, piyasaya para akışının sağlanması için ekonomik protokolün imzalanmasının şart olduğunu kaydetti. Mungan programda kendisine yöneltilen soruları şu şekilde yanıtladı:

Soru: Sizin Maliye Bakanlığı döneminizden bugüne kısa bir değerlendirme alabilir miyiz? 

Cevap: Son üç yıl içerisinde KKTC Maliyesinde iki yönde çok önemli gelişmeler sağlandı. Hem giderlerde ciddi tasarruflar gerçekleşti, hem de gelirlerde ciddi artışlar sağlandı. Bunu rakamlarla söyleyecek olursak 3 yıl önce bütçenin yerel kalemlerle karşılanan kısmının yüzde 84’ünü gelirlerimiz karşılıyordu, bugün yüzde 90’nını karşılar durumdayız. Belki yüzde 6 gibi bir rakam küçük bir rakammış gibi gözükebilir ama bir ülke için çok önemli bir rakamdır. Maalesef ülkemiz halen yatırımlarının birçoğunu Türkiye Cumhuriyetinin önemli kaynaklarıyla karşılayabiliyor. Yine reel sektör için sağlanan teşvikler, savunma giderlerinin tamamı Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanıyor. Yüzde 90’lara varan bütçe giderlerini karşılama oranı Türkiye Cumhuriyetinden cari amaçlar için (yani maaşlar için) finansman ihtiyacımızı azalttı. Daha önceleri 500 milyon TL’ye varan maaş ve benzeri giderleri karşılamak için ihtiyaç duyulan rakamlar bugün 200 milyon TL’ye kadar inebildi. Yapısal dönüşüm, reforma yönelik halen mecliste bekleyen yasa tasarılarının geçmesi halinde 3 ile 4 yıl içerisinde maaş ve benzeri ödemeler için ihtiyaç duyulan kaynak artık yerel imkanlarla sağlanabilecek ve Türkiye Cumhuriyetinden bu ihtiyacımız kalmayacak. 

Soru: Gelirlerin artırılması neden önemli? 

Cevap: Türkiye Cumhuriyeti dışında bugün için herhangi bir ülke bizi tanımadığı gibi herhangi bir kaynak da sağlamıyor. Sınırlı miktarda Arap ülkelerin dönemsel katkıları oldu ama onun dışında Türkiye Cumhuriyetinin dışında bizim tarafımıza dönüp bakan yok. Türkiye Cumhuriyeti bizim hem yatırımlarımızı hem savunmamızı, hem de maaş ve benzeri ödemelerimizi son yıllarda 1 milyar TL civarında kaynak veriyor. Ancak bu kaynakların maaş ve benzeri olan kısımlarını biz 3 ile 4 yıl içerisinde biz finanse edebilirsek bir anlaşma olması halinde Avrupa fonları, dünya bankası fonları ve benzeri fonlardan yatırım amaçları için kaynak sağlayabiliriz. 

Soru: Bütün bunları yan yana koyduğumuz zaman acilen ne yapılması gerekiyor? 

Cevap: Bütün bunları yanyana koyduğumuzda KKTC’nin bugün itibariyle ekonomisinin sürdürülebilir olması için çalışanın vaktinde maaşını alabilmesi için devlete iş yapan insanların parasını vaktinde alabilmesi için devlete bina yapan iş yapan müteahhitlerimizin feryadını duyuyoruz onların paralarını vaktinde alabilmesi için bu ekonomik protokolün bir an evvel imzalanması gerekiyor. Bana göre hükümetin birinci önceliği bu olmalıdır. Hükümet programı bir taraftan çalışırken diğer taraftan da hızlıca Türkiye ile imzalanacak ekonomik program, hızla gözden geçirilmelidir ki o yönde çalışmalar olduğu belirtiliyor. Bana göre bir yandan teknik düzeyde bir yandan da ihtiyaç varsa Sivil Toplum Örgütleriyle ekspres bir turla (gün içinde ilgili bakanlar veya bürokratlar hızlıca) birer saat ikişer saat ilgili kurumları dolaşarak onların da son görüşlerini alarak hemen bu hafta içerisinde bu ekonomik protokolle ilgili KKTC tarafından durumunu netleştirmek durumundadır. Yani Cuma dan evvel hükümet programını okuyup, ekonomik protokolü yine Cuma dan evvel netleştirip hükümet programının ardından , mümkün olduğu kadar güven oylamasını öne alabilirse pazartesi gibi bir an önce ekonomik programı imzalamak zorunda.

Soru: Neden bu kadar hızlı olunmak zorunda? 

Cevap: Eğer bu ay sonu maaşların düzgün ödenmesini öngörüyorsak, Müteahhitlerimizin devlete hizmet veren, devlete mal veren insanlarımızın vaktinde ödenmesini öngörüyorsak bunun hızlıca halledilmesi lazım. Eğer bir sonraki hafta sonuna kalırsa ekonomik protokolün imzalanması yetişmeyebilir, yetişse bile orada bir düğme yok imzalansın hemen basalım ve paralar buraya gelsin. Bu protokolün ardından da mali protokol imzalanacak yani paranın nerelere ne miktarda gönderileceğinin planı programı için yıllık mali protokol imzalanacak. Ardından Türkiye’de ilgili bakanlıkların ve müdürlerinin yürüttükleri işlemler var ve bu süreçler içinden bir zamana ihtiyaç vardır. Sadece bu süreçler dahi ele alındığında hızlı olunması gerekiyor.

Soru: Bu ülkenin en somut gerçeği nedir? 

Cevap: Bizim bir devletimiz var diyoruz, ayaklarımızın üzerinde duracağız diyoruz.  Bunlar afedersiniz ama türkü ile olmuyor. Eğer kendi ayaklarımız üzerinde duracaksak kendi harcamalarımızı da karşılamak durumundayız. Ama bunu da yapamıyorsak bu gerçeği kabul etmemiz lazımdır. Evet savunmanın tamamını, yatırımların tamamına yakınını, reel sektörün teşviklerinin tamamına yakınını ve kamu maliyesinin de giderlerini Türkiye’den almak zorundayız. Bütün bunları gerçekçi bir şekilde kabul etmemiz gerekiyor. Biz eğer normal memura sivil memurlara ödeme yapıyorsak üniformalı çalışanlarımıza da (güvenlik, sağlık, eğitim amacıyla ) hizmet veren insanlarımızı da ödemek zorundayız. Güvenlik Kuvvetlerinde çalışan personel de güvenlik hizmeti için çalışıyor, sivil savunmadaki de sağlık sektöründeki de sağlık hizmeti veriyor. Şunu ifade etmekte yarar var Barış Kuvvetleri Komutanlığı personeli ve giderlerinin hepsi tüm ihtiyaçları Türkiye’den doğrudan geliyor. Bizim kendi bütçemizle hiçbir şekilde ilişkisi yoktur. Bizim kendi bütçemizle ilişkisi olan, bizim kendi Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımız ve tüm personelidir. Bu insanların hepsi KKTC ‘de yaşıyor, KKTC vatandaşıdır. Sivil Savunma teşkilatının personeli de öyle ve ödemelerini de bizim yapmak zorunda olduğumuz insanlardır. Türkiye Cumhuriyeti bir devlet arkadaşınızdan borç istemiyorsunuz. Artık bunu herkes kabul etmelidir.