Yeni Bakış’ın ele geçirdiği gizli belgelere göre, müzakere çalışma grupları, çözüm sonrası kurulacak geçişi dönemi hükümetinde vergilendirmenin nasıl olacağına dair anlaşmazlıklar yaşıyor. Kıbrıs Türk tarafı ambargo ve izolasyonlardan kaynaklı gelişmeyen sektörlerin rekabet edebilirliğini artırmak amacıyla bir süreliğine farklı bir KDV talep etse de Kıbrıslı Rumlar bunu, sıkıntı yaratabileceği endişesiyle reddediyor.

Ekonomi başlığında anlaşmazlık teşkil eden bir diğer konu ise Federal hükümet gelirlerinin dağılımı. Kıbrıs Türk tarafına göre kurucu devletlerdeki altyapı projelerinin uygulanabilmesi için federal hükümet gelirlerinin toplamı üzerinden %6’lık bir bölümün projelere aktarılması gerekiyor. Rum tarafı ise aktarılacak miktarın genel toplam değil mevcut gelir üzerinden olmasında ısrarcı. Zira giderler nedeniyle federal hükümetin elinde hiç para kalmaması da söz konusu.

Kamu borcunun yönetimi ise Kıbrıs Türk tarafının itirazı üzerine revize edilmiş bir husus teşkil ediyor. Federal hükümetin, kurucu devletlerin borçlanmasına getireceği sınırlandırma, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin daha fazla finansmana ihtiyaç duyacak olması nedeniyle revize edildi. Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin birçok yatırım yapması gerekliliği nedeniyle borçlanma sınırlamasının “sınırlı” bir süreliğine kaldırılmasında anlaşıldı. Yani Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin  borçlanma miktarı Kıbrıs Rum Kurucu Devleti’ninkinden fazla olabilecek.

Federal devletin Merkez Bankası’nın yetkilerinde ise büyük oranda yakınlaşma sağlandı. Geçmişte müzakere gruplarının anlaşma sağlayamadığı kooperatiflerin federal hükümetin Merkez Bankası’na bağlı olmasında mutabakata varıldı. Çalışma gruplarının ortak kararına göre, banka olmayan diğer finans kuruluşları da dahil olmak üzere, tüm bankacılık sektörü, Merkez Bankası’nın denetleme  ve düzenlemesine tabi tutulacak.

Kıbrıs müzakerelerinde görüşülen başlıklardan biri olan “Ekonomi” başlığı, müzakere çalışma gruplarının üzerinde hemfikir olduğu veya sürüncemede kalan birçok unsur barındırıyor. Yeni Bakış’ın ele geçirdiği önemli belgelerde yazanlara göre, ekonomi, çözüm sonrası kurucu iki devletin de geçiş dönemi boyunca farklı uygumalar üzerinden ilerleyeceği bir konu.

KDV’de imtiyaz talebi

Kıbrıs Türk tarafı, çözüm sonrasında, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin, ambargolardan yüzünden gelişmeyen sektörlerinin desteklenmesi maksadıyla farklı KDV uygulamalarına tabi tutulması görüşünde. Ancak Rumlar bu durumun sıkıntı yaratabileceği endişesi taşıyor. Rekabet edilebilirlik açısından izolasyonlara tabi tutulan sektörlerin gelişmesi için  farklı vergi oranlarının hayata geçirilebileceğini düşünen Kıbrıs Türk tarafı, farklı vergi uygulamalarının bazı AB ülkelerinde de mevcut olduğu örneğini vererek bu konudaki ısrarını sürdürüyor. 

Gelirlerin dağılımı

Ekonomi başlığında anlaşmazlık teşkil eden bir diğer konu ise Federal hükümet gelirlerinin dağılımı. Kıbrıs Türk tarafına göre kurucu devletlerdeki altyapı projelerinin uygulanabilmesi için federal hükümet gelirlerinin toplamı üzerinden %6’lık bir bölümün projelere aktarılması gerekiyor. Rum tarafı ise aktarılacak miktarın genel toplam değil mevcut gelir üzerinden olmasında ısrarcı. Zira Kıbrıslı Rumlar, çözüm sonrası kurulacak federal hükümetin ciddi miktarlarda giderleri olacağını, genel toplam üzerinden belirlenen bir miktarın, elde para kalmaması durumunda kanalize edilemeyeceğini düşünüyor.

Kamu borçlanması

Kamu borcunun yönetimi ise Kıbrıs Türk tarafının itirazı üzerine revize edilmiş bir husus teşkil ediyor. Federal hükümetin, kurucu devletlerin borçlanmasına getireceği sınırlandırma, Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin daha fazla finansmana ihtiyaç duyacak olması nedeniyle revize edildi. Kıbrıs Türk tarafı geçiş dönemi boyunca öngörülen sınırlandırmanın aşılabileceğine dair görüş belirtince, Rumların kabulü üzerine bu konuda yeni bir yazıma gidildi. Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin birçok yatırım yapması gerekliliği nedeniyle borçlanma sınırlanması “sınırlı” bir süreliğine kaldırılmasında anlaşıldı. Yani Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’nin  borçlanma miktarı Kıbrıs Rum Kurucu Devleti’ninkinden fazla olabilecek.

Şirketler yasası

Müzakere çalışma gruplarının üzerinde kafa yorduğu önemli bir diğer konu da şirketler mukayyitlikleri. Rumların, şirketler konusundaki yaklaşımında pratik olduğu için  federal bir şirketler yasasının oluşturulması ve iki kurucu devlette de ayrı ayrı şirketler mukayyitliğinin hayata geçirilmesi talebine Kıbrıs Türk tarafı, federal yasa ile düzenlenen aynı prosedür ve standartlarla bu konuda hem fikir olunduğunu bildirdi.

Çözümün maliyetinin desteklenmesi konusu

Çözümün maliyetinin desteklenmesi konusunda federal hükümet ile ilgili kısım da  uzun tartışmalar sonucunda müzakerede tarafların hemfikir oldukları bir diğer önemli nokta. Bazı tartışmalar ve fikir alışverişleri  neticesinde müzakereciler, çözümün finansal boyutunun saygın uluslararası organizasyonlar tarafından değerlendirilmesi ve iç finans kaynaklar da gözetilerek, federal hükümetin üzerine düşeni bu şekilde yapmasının mümkün olduğunda mutabık kaldı.

Sosyal güvenlik

Sosyal koruma konusu da tarafların orta yolu bulduğu bir diğer alt başlık oldu.  Sosyal güvenlik ve sağlık sistemi mekanizmaları, kurucu devletlerin etkin işbirliği ve koordinasyonuna tabi olacak. 

Merkez Bankası

Federal devletin Merkez Bankası’nın yetkilerinde de büyük oranda yakınlaşma sağlandı. Geçmişte müzakere gruplarının anlaşma sağlayamadığı kooperatiflerin federal hükümetin Merkez Bankası’na bağlı olmasından mutabakata varıldı. Çalışma grupları, banka olmayan diğer finans kuruluşları da dahil olmak üzere, tüm bankacılık sektörü, Merkez Bankası’nın denetleme  ve düzenlemesine tabi tutulacak. 

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi