Hürriyet yazarı Kanat Atkaya, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nde (NASA) görevli astrofizikçi Dr. Umut Yıldız'ın Jüpiter'in yörüngesine oturan Juno uzay aracıyla ilgili olarak yaptığı yayınla ilgili olarak, "Bütün iyi niyetiyle operasyonun detaylarını, önemini, 'olayların nasıl geliştiğini' vesaire anlatmaya çalıştı" dedi. "Periscope yayınına katılanların 'sulandırma' çalışmalarına da sabırla katlanarak işini yaptı" diyen Atkaya, kullanıcıların yayını, "Hocam Jüpiter'de nasıl abdest alırız", "Sen UFO'cu musun", "Hocam oruçlu musun" gibi ifadelerle 'sulandırmaya' çalıştığını söyledi.

Kanat Atkaya'nın, "Türkiye'nin Jüpiter'le imtihanı" başlığıyla yayımlanan (7 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni Jüpiter'i araştırmak için beş yıl önce dünyadan yola çıkan uzay aracı Juno, 5 Temmuz'da içine 1000 adet dünya sığabilecek dev hedefinin yörüngesine yerleşti.

Juno’nun araştırmalarının hem Jüpiter’le ilgili sorulara cevap üretmesi hem de Güneş Sistemi’nde ve dahi diğer sistemlerdeki gezegenlerin nasıl oluştuklarına cevap üretmesi bekleniyor; çok önemli bir hadise yani.

Peki bu önemli hadisenin memleketimize yansıması nasıl oldu derseniz...

İster gül ister ağla

Ben anlatayım, güler misiniz ağlar mısınız siz karar verin...

NASA’da görevli pırıl pırıl bir astrofizikçimiz var: Dr. Umut Yıldız...

Direkt “Juno Operasyonu”nda görevli değil. Derin uzaya gönderilen bütün uzay araçlarının iletişimini sağlayan bir ekibin üyesi.

Ama hem Juno’yla hem de genel olarak uzmanlık alanıyla ilgili sorulara sosyal medya enstrümanlarını kullanarak samimiyetle cevap vermeye çalışıyor.

Juno’nun yörüngeye girdiği gün, uzay aracının NASA’daki replikasıyla, temsili bir Jüpiter’le filan kamera karşısına geçip “Periscope” marifetiyle bir yayın yaptı. İzlemek isteyenler (twitter.com/umutayildiz) adresinden kaydına ulaşabilir bu arada...

Dr. Umut Yıldız bütün iyi niyetiyle operasyonun detaylarını, önemini, “olayların nasıl geliştiğini” vesaire anlatırken Periscope yayınına katılanların “sulandırma” çalışmalarına da sabırla katlanarak işini sürdürmeye çalıştı.

Ver geyik muhabbetini

Yayını izleyenlerin bir bölümü hakikaten bilgilenmeye çalışırken “sulandırmaya” veya sosyal medya tabiriyle “trollemeye” çalışanlardan gelen sorular/yorumlar şöyleydi:

- Lan olum, hayat yok, bişiy yok; neyi arıyonuz? Boşa gidiyor paralar...

- Bro (birader) boş işler bunlar...

- UFO’cu musun sen?

- Hocam oruçlu musun?

- Uzaylılar var mı gerçekten?

- Lier! (Yalancı!)

- LPG taktırsaydınız...

- Dayı bu nedir? Amacınız ne? Ne iş yapıyorsun sen orada?

- Ben seni bizim ilaç mümessillerinden birine benzettim ama...

- Düşürmek zorunda mısınız? Tekrar yörüngeden çıkarsanız? Juno’ya bir şey olmasın abi...

- Hocam abdest nasıl alırız Jüpiter’de?

- Bu Jüpiter’de kaç ton altın vardır?...

Dediğim gibi Dr. Umut Yıldız “geyik girişimlerini” de hoşgörüyle karşılayarak işe yarayacak sorulara cevap üretmeyi sürdürdü.

Şakayla gerçek karışınca

Ancak her soru “geyik” kontenjanından gelmiyordu...

Twitter’da yine “espri” olarak yöneltilen “Siz NASA’da çalışıyorsunuz, bilirsiniz. Hilal göründü mü?” sorusuna, gülümseyen yüz ifadesi de ekleyerek verdiği

“Nereden? Jüpiter’den bakınca mı?” cevabı çarşıyı ciddi şekilde karıştırdı.

Soru espriliydi, cevap espriliydi ancak espriyi anlamayan bazı “hassas” vatandaşlar “Vay sen hilal sorusuna nasıl cevap vermezsin?” diye patırtı kopardı.

“Seni Müslüman sanıp sormuşlar, değilsen değilim de” diye girip “NASA’da çalışıyorsun iyi de beyninle imanın da mı NASA’ya çalışıyor... Seni ADAM sanmışız özür dileriz...” diye çıktılar.

İş, Diyanet Başkanı Mehmet Görmez’e kadar uzandı hatta. Hilal sorusuna cevap verilmemesine bozulan vatandaş “Görevinizi yapmıyorsunuz bunlarla muhatap oluyoruz” diye ona da çıkıştı hızını alamayıp.

NASA hilal gözetlemez

Dr. Umut Yıldız bu tepkiler üzerine dört maddelik bir açıklama yapmak zorunda hissetti kendini:

NASA hilal gözetlemez.

Ben fetva makamı değilim.

O tweet’i şaka sanmıştım. (Ki şakaydı K.A.)

Türkiye’de bayram karmaşasını yeni duydum...

Neyse sevgili okur. Olay bundan ibaret. İster ağla ister gül işte...