Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası(KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), maaşların geç ödenmesi ihtimaliyle ilgili açıklamaları, Kıbrıs Türküne yönelik “şantaj” olarak niteledi.

Maliye Bakanlığı’nın  şubat ayı maaşlarıyla ilgili açıklamaları üzerine, KTÖS ile KTOEÖS, KTOEÖS binasında basın toplantısı düzenledi.

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, toplantıda yaptığı konuşmada, yapısal sorunlara çözüm üretilmeden,  Türkiye ile yapılan protokoller çerçevesinde ülkede “şekillenme yapılmaya” çalışılmasının çözüm olmadığını, ülkede yaşanan birçok sorunun nedeninin Kamu Çalışanlarının Aylık  Ücret ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası olduğunu ileri sürdü.

Gökçebel, maaşların ödenmesinin gecikmesi ihtimalini “şantaj” olarak değerlendirdi.

Türkiye’de hükümette olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin KKTC’de “toplumu şekillendirmeye” çalıştığını savunan Gökçebel, eğitimin muhafazakarlaştırılmaya çalışıldığını, İlahiyat Koleji’nin açılmasının bunun “belirgin göstergesi” olduğunu söyledi.

1456404148.jpg

ORTAK AÇIKLAMA

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil tarafından okunan ortak basın açıklamasında da, kamu çalışanlarının maaşlarının “şantaj olarak kullanılmaya” başlandığı savunuldu.

Türkiye hükümetlerinin adanın kuzeyinde “stratejik ve ekonomik bir sömürü sistemi” kurduğu savunulan açıklamada, Türkiye hükümetinin Kıbrıslı Türklerin inançlarına, kültürüne saygı duymadığı, bunun da iki ülke insanının arasındaki ilişkileri bozduğu ileri sürüldü.

KKTC’de bazı siyasetçilerin “AK Partinin kuklası gibi” hareket ettiği iddia edilen açıklamada, “Dayatılan her şeye boyun eğen anlayışlar yüzünden maaşların bile AK Partinin dayatmalarında şantaj olarak kullanılması noktasına gelinmiştir. AKP’nin memuru gibi hareket eden Maliye Bakanı Birikim Özgür su sözleşmesi imzalanmazsa maaşları ödeyemeyeceğiz diye açıklama yaparak bu şantajı açık açık ifade etmektedir” ifadeleri kullanıldı.

Su konusunda Türkiye’nin politikasının da eleştirildiği açıklamada, Türkiye hükümetinin, Avrupa Birliği finansmanıyla Yayla köyünde yıllık 24 milyon m3 kapasiteli arıtma tesisinin inşasını engellediğini ve Türkiye’den borularla gelen suyun işletmesinin de kendine yakın bir şirkete verilmesi için  çalışıldığını iddia etti.

Türkiye’nin  KKTC bütçesine yılda 350 milyon Dolar verdiği, bu paranın gayri safi milli hasılanın yüzde 2’sine denk geldiği iddia edilen açıklamada, “Bizim irademiz satılık değildir” denildi.

ELCİL

Şener Elcil, Türkiye Hükümetinin Gazimağusa’nın yüzde 60 ihtiyacını karşılayan su arıtma tesisi kapatmak istendiğini, Bafra’daki tesisin de bilinçli olarak kapatıldığını, Haspolat Atık Su Arıtma Tesisi’nde arıtılan, tarımda kullanıma elverişli yılda 13 milyon metre küp suyun Kanlıdere’ye akıtıldığını, bunun Türkiye’den gelen suyun özel şirkete verilerek “halkın su hakkında tekel yaratmak” amacıyla yapıldığını savundu.