Güney’de merkez sağda yer alan Vatandaşlar İttifakı Partisi’nin Başkanı Yorgos Lillikas, Star Kıbrıs’tan Erkan Eğmez’e konuştu. Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlerini anlatan Lillikas, 50 yıldır yürütülen müzakerelerde sonuç alınmamasının nedeninin “Yanlış yöntem” olduğunu belirterek, bu yanlışın Anastasiadis tarafından da devam ettirildiğini öne sürdü. Görüşme masasını oksijene bağlı bir hastaya benzeten Lillikas; “Sorunu çözmek için Türkiye ikna edilmelidir, ancak Türkiye’yi beklemek zaman kaybıdır. Anastasiadis sürekli Türkler lehine açılımlar yapmaktadır, bu Ankara’yı masada zorlamaz tam tersi daha da katılaşmasını sağlar, Erdoğan çözüme zorlanmalıdır. Bu zorlamayı elimizde bulunan uluslar arası güçlerden de yardım alarak yapabiliriz, AB başta olmak üzere BM den de Türkiye’yi zorlamasını talep etmeliyiz” dedi. 

İngiltere’nin Cenevre’de Türkiye’nin arkasına gizlenerek tavrını ortaya koyduğunu söyleyen Lillikas, “Yunanistan dışişleri bakanı Kocias eğer bağlayıcı öneri yapmamış olsaydı, toplantı orada kopar ve masa dağılırdı, dağılmayı Kocias önledi. Görüşme masasının devamını oksijene bağlı bir hastaya benzetiyorum, oksijen kesildiği an hasta ölecektir. Bu şekilde devam etmek Rum tarafının lehine değildir, Kıbrıs Türklerinin de lehine değildir” diye konuştu. 

“SADECE KONUŞUYORLAR” 

Lillikas, şöyle devam etti: “Anastasiadis ile Akıncı bu müzakere sürecinde önemli birkaç başlığı görüşemezler dahi. Güvenlik ve garantiler onların çözebileceği bir sorun değildir. Toprak konusunda bile yetersizdirler, hükümetin yönetiminde de anlaşamıyorlar. Eğer Anastasiadis Akıncı’ya daha fazla hak verirse Rum halkı olası planı ret edeceklerdir. Bundan dolayıdır ki bu ikisinin yalınızca “gonuşma” yaptıklarını söyleyebiliriz.” 

Olası bir çözümle ilgili referandum tarihinin sürekli ertelenmesine dikkat çeken Lillikas, şunları söyledi: “İlk dönemlerde bizlere 2015 yılı içerisinde referandum demişlerdi, ondan sonra 2016 yılı şimdi ise 2017 ortaları… bu artık inandırıcı olmaktan çıkmıştır. Sorun Cenevre’ye gitmekle de çözülmüyor. Türkiye adanın kuzeyini kendine bağlamak istiyor, suyu getirdi, şimdi ise elektrik bağlanacak. Kamu alanın da yardımlar devam ediyor. Kıbrıs’ın kuzeyini Türkleştirecek, Erdoğan bunda kararlı.” 

BM TEMSİLCİSİ EİDE’YE AĞIR TEPKİ 

BM Kıbrıs özel temsilcisi Eide’yi suçlayan Lillikas, “Eide yalancıdır, sürekli açıklamalar yapıyor ‘çok az sorun kaldı, büyük oranda uzlaşı sağlandı, birkaç toplantı daha sorun tamamı ile çözülür, halkaların referandumuna sunulur hale gelir’ diye…. Cenevre de gördük ki Eide’nin söylediği gibi değildir, ondan dolayıdır ki bizlere sürekli yalan söylüyor. 

BM yeni Genel Sekreteri Guteres’e de yanlış aktarma da bulunduğu için, o da iki lider için Oscar ödülüne adaydırlar dedi, o ödül biliyoruz ki yalınızca sanatçılara veriliyor dramatik bir gaf oldu” dedi. 

“GARANTÖRLÜĞE İHTİYAÇ YOK” 

Kıbrıs’ta istediği çözüm modelini de anlatan Lillikas, şunları söyledi: 

“Ben Kıbrıs da çözümü iki bölgeli düşünmüyorum tüm vatandaşlar eşit olmalı Türk ve Rum istediği yerde oturmalı, iş kurmalı, istediği adaya oy vermelidirler. Bu toprak AB toprağıdır haklar eşittir, ayrıcalıklı hak tanınmamalıdır. Bu kuralları biz koymadık AB üyesi olduktan sonra bu kuralları bulduk. Kıbrıs cumhuriyetinin yabancı ülke garantörlüğüne ihtiyacı yoktur, kaldı ki AB de bu şekilde bir uygulamada yoktur. Güvenliğimizi AB ve uluslar arası güç olarak BM de sağlayabilir, Türk askeri adadan çıkmalıdır, AB’ye güvenmeliyiz. 

Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız ile bu adayı ortak paylaşabiliriz, eğer bir anlaşma olmaz ise Kıbrıs Türklerinin de aleyhine olur adanın kuzeyi Türkleşmiş olur. Erdoğan’ın ve Ankara’nın uzun vade hesabı budur, burada bulunan Kıbrıs Rumları için de bu tehlikedir. 

Eğer ben cumhurbaşkanı olsaydım, Türkiye’ye yönelik açılımlar değil, mecbur bırakacak yaptırımlar uygulamayı tercih ederdim ki çözüme mecbur kalsın. Ondan dolayıdır ki Anastasiadis’in izlediği yol yanlıştır bu çözüme gitmeyecektir.”