Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi Mustafa Ergün Olgun, Türk tarafının müzakerelerde süreç açısından bir eksiğinin bulunmadığını belirterek, "Müzakerelerde kararlıyız ve pozitif sürdürülebilir bir sonuç almak için çalışıyoruz" dedi. Olgun, amaçlarının her iki tarafın da kazanacağı bir sonuç elde etmek olduğunu, bu konuda hiçbir şeyin kendilerini engelleyemeyeceğini söyledi.

Görüşmelerde müzakereci olarak görev yapan Kudret Özersay'ın yerine atanan Kıbrıs Türk tarafının müzakerecisi Mustafa Ergün Olgun, atanmasının ve geçen hafta Rum tarafının "Türkiye'nin doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş gemilerini gönderdiği" gerekçesiyle müzakereleri askıya almasının ardından ilk kez AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerde her iki tarafın söz sahibi olduğu doğal kaynaklar konusu ile ilgili kendi kendini bir çıkmaza sokacak şekilde yönettiğini dile getiren Olgun, Rum tarafının bölgede hakimin kendisi olduğunu iddia ettiğini, doğru olanın ise bölgede Türk tarafının da haklarının bulunması olduğunu ifade etti.

Müzakereci Ergün Olgun, adada iki tane siyasi eşit halk olduğuna işaret ederek, "Bu iki siyasi eşit halk 1960'da bir ortaklık cumhuriyeti kurmuş ve yeni bir ortaklık cumhuriyeti kurmak için müzakere ediyor. Her iki taraf da hak sahibi olduğu için geçmişte her iki taraf da mal sahibidir" diye konuştu.

Rum tarafının bir ortaklık ruhu ile hareket etmediğini dile getiren Olgun, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının adadaki haklarını yok sayarak bir ortak gibi davranmadığını söyledi. Rum tarafının esas amacının adada ele geçirmiş olduğu, işgal etmiş olduğu mevkiyi korumak olduğunu ifade eden Olgun, Rumların bir koruma arayışı içerisinde olduğu müddetçe de Kıbrıs'ta bir federal ortaklığın kurulmasını ve gerçekleştirilmesini kendi eli ile engelleyeceğini savundu.

“SONUÇ ALINAMAMASININ NEDENİ RUM TARAFI”

Ergün Olgun, Rum lider Nikos Anastasiadis'in müzakere sürecini askıya alması konusunda asıl sıkıntının Rum tarafının niyeti olduğunu belirterek, bu niyeti "Rumların haksız şekilde ele geçirmiş olduğu statüyü korumak ve sözde Kıbrıs'ın tek sahibi olduğu iddiasını devam ettirmek" şeklinde değerlendirdi. Olgun, "O yüzden bu çalışmayı yapıyor. Rum tarafı, Türk tarafı ile müzakere masasına otursa bile bu kötü niyet ile, bu hakimiyetçi niyeti ile bu güne kadar başarısızlığın, sonuç alınamamasının nedeni oldu" ifadesini kullandı.

Rum lider Anastasiadis'in müzakereleri askıya almadan önce kendi kamuoyunda ve Yunanistanlı yetkililerle görüşmeler yaptığını hatırlatan müzakereci Olgun, bunun planlı alınmış bir karar olduğunu, amacın ise Kıbrıs Türk tarafının izalosyonunu sürdürerek, Türk tarafını sıkıştırmaya devam etmek ve kendi istedikleri noktaya getirebilmek olduğunu vurguladı.

"Adada sürekli olarak bir gerginlik içerisinde yaşamak doğru değil" diyen Olgun, sonuçta her iki tarafın da kazanacağı bir çaba gösterilmesi gerektiğini bildirdi.

Olgun, Kıbrıs Türk tarafının görevinin Kıbrıslı Türklerin meşru haklarını koruyarak, sürdürülebilir, sonuç elde edilecek müzakerelere devam etmek olduğunu belirterek, bunun için çalışacaklarını ve önlerindeki misyonun bu olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin yeni Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin Norveç'ten gelmesi nedeniyle Norveç'in uluslararası toplumda yerleşmiş tarafsızlığını koruyarak bu süreci yöneteceğine inandığını dile getiren Ergün Olgun, "Eide, tarafsızlığını ve adalet duygusunu her iki tarafta uygulayacak durumda. Eğer hedefimiz, federasyon gerçekleştirmekse federalizmin gerekliliğini gözetecek bir boyutta biz Sayın Eide ile muhakkak ki çok ciddi bir çaba içerisinde, sonuç alıcı bir gayret içerisinde olacağız" dedi.

"DOĞAL KAYNAKLAR KEŞFİ DOĞRU YÖNETİLİRSE NİMET OLUR"

Ergün Olgun, Kıbrıs'taki doğal kaynaklar konusunda ise "Adada doğal kaynaklar keşfi doğru yönetildiği takdirde çok ciddi bir artı, çok ciddi bir kazanım, bir nimet olur" dedi. Olgun, şöyle devam etti:

"Ama kötü yönetildiği takdirde ise bir lanet olur. Bu birçok örneklerle dünyada görülmüştür. Biz bunun bir lanet olmasını dünyada istemiyoruz. Lanet olmasına sebepler arasında paydaşların haklarına saygı gösterilmemesi, 'hep bana hep bana' denilmesi, adalet duygusundan uzak, paylaşım duygusundan uzak hareket edilmesi lanetin başlıca sebepleridir. Rum tarafı, hidrokarbon keşfini doğru yönetmiyor. Rum tarafı, Kuzey Kıbrıs'ın ilanını kabul etmiş olsa idi Güney Kıbrıs'taki kaynaklar kendilerine ait olmuş olacaktı. Fakat Kuzey Kıbrıs'ın ilanını reddettiği için, ayrılmayı reddettiği için çözüm olmuyor."

"CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ MÜZAKERE SÜRECİNİ ETKİLEMEZ"

Ergün Olgun, KKTC'de nisan ayında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin müzakere sürecini etkilemeyeceğini de söyledi. Olgun, "Müzakerelerde süreç açısından bir eksiğimiz yok. Müzakerelerde kararlıyız ve pozitif sürdürülebilir bir sonuç almak için çalışıyoruz. Bu konuda cumhurbaşkanımızın kesin talimatı var. Amacımız, her iki tarafında kazanacağı bir sonuç elde etmektir. Burada hiçbir şey bizi yolumuzdan alıkoymayacak, engelleyemeyecektir" dedi.

Türkiye'nin müzakere sürecine son derece pozitif bir şekilde yaklaştığını dile getiren Olgun, "Türk yetkilikler ile de sürekli irtibat halindeyiz. Politikamız tamamen karşılıklı bilgilendirme çerçevesinde yapılıyor. Türkiye'den sadece destek görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.